Sağlık harcamaları dünya çapında enflasyonun üç katı arttı

 

Küresel sağlık harcamaları, dünya çapında öngörülen enflasyon oranının yaklaşık 3 katına ulaşarak 2017’de ortalama yüzde 9,5 oranında arttı. Marsh & McLennan Şirketler Grubu’nun uluslararası çalışan yan hakları konusunda etkinlik gösteren iş kolu Mercer Marsh Benefits’in “Mercer Marsh Benefits 2018 Dünyada Sağlık Trendleri Araştırması”na göre, şirketlerin yalnızca yüzde 14’ünün çalışanlarına çok kapsamlı koruyucu yaşam tarzı programları sunduğu ortaya çıktı. Ruh sağlığının da dünya genelinde en büyük üçüncü risk faktörü olarak öne çıktığının belirlendiği araştırmada, işverenlerin bu duruma yeterince eğilmediği, sigorta şirketlerinin yüzde 40’ına yakın bir kısmının da işveren sağlık sigortalarına terapi ve danışmanlık hizmetlerini dahil etmediği ortaya çıktı.

Mercer Marsh Benefits tarafından 62 ülkeden 225 sigorta şirketiyle yürütülen “Mercer Marsh Benefits 2018 Dünyada Sağlık Trendleri Araştırması”, özel sağlık sigortası maliyetlerinin, gelişmiş ekonomilerin önemli bir kısmında enflasyonun neredeyse üç katı oranında artışa geçtiğini ortaya çıkardı. Araştırma sonucunda şirketlerin yalnızca yüzde 14’ünün çalışanlarına çok kapsamlı koruyucu yaşam tarzı programları sunduğu belirlendi. Ruh sağlığının dünya genelinde en büyük üçüncü risk faktörü olarak öne çıktığının belirtildiği araştırmaya göre, işverenlerin bu duruma yeterince eğilmediği, sigorta şirketlerinin yüzde 40’ına yakın bir kısmının da işveren sağlık sigortalarına terapi ve danışmanlık hizmetlerini dahil etmediği ortaya çıktı.

6 sigorta şirketinden 1’i dijital alanda yok

Çalışanların tüketici düzeyinde kusursuz bir dijital deneyim beklentisi içinde olduğuna da dikkat çekilen araştırmada, işverenlerin ve sigorta şirketlerinin dijital ve veri kapasitelerine de yatırım yapması gerekirken, global pazarlardaki her 6 sigorta şirketinden 1’inin dijital alanda varlık göstermediğinin tespit edildiği aktarıldı. Dijital ve veri alanında yatırımlarını sürdüren Marsh ise sigorta ve danışmanlık tecrübesiyle bu yılsonu itibarıyla Benefitmap platformunu hayata geçirmeyi planlıyor. Benefitmap, müşterilerin yaptıkları sağlık harcama detaylarını takip edebilmelerini ve bu harcamaları analiz edebilmelerini, ayrıca mevcut sigorta programlarını farklı alternatiflerle karşılaştırabilmelerini sağlıyor. Benefitmap platformuyla farklı sigorta planlarının gelecek 5 yıl için öngörülen tasarruf-zarar tabloları simule edilmesi de dikkat çeken özellikler arasında yer alıyor.

“Sigortacıların da inovasyonlar geliştirmesi gerekli”

Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Mercer Marsh Benefits Uluslararası Lideri John Deegan, “Sağlık masraflarının (ABD dışında) giderek artış gösterdiği bir ortamda işverenler, sağlık yan haklar programların amacını ve tasarımını sorguluyor. Devam eden dijital sağlık devrimini düşündüğümüzde, ilerlemeye açık işverenlerin sağlık ve sosyal hak ilkelerini yeniden tanımladıklarına ve pek çoğunun acil durumlarda hastane ortamında tedavi hizmeti sunulmasına dayanan geleneksel sağlık sigortası tasarımlarını sorguladıklarına tanık oluyoruz. Ayrıca çıkış noktası ABD olsa da hizmet sağlayıcılara verilen hizmet karşılığında ücret ödenmesi yerine sonuçlara göre ödeme yapılmasına dayalı değer temelli bir anlayışa hızlı bir geçiş yapılmasını sağlayan köklü dönüşüm, sigortacıların da inovasyonlar geliştirmelerini gerektiriyor” dedi.

Hasta verilerini toplama yarışı

Mercer Marsh Benefits Uluslararası Lideri Andrew Perry de “Dünyada Sağlık Trendleri Araştırması, sigortacılar arasında hasta verilerini daha etkin bir şekilde toplamak ve kullanmak için adeta bir yarış olduğu yönündeki görüşümüzü doğrular nitelikte. Bu alanda ilerleme kaydedilirse, şirketler çalışanlarının ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verebilecekler ve herkes için daha uygun maliyetli ve kaliteli bir sağlık sistemi geliştirilmesine yönelik asıl amaca ulaşılmasına katkıda bulunacaklar” diye konuştu.

Türkiye’de de sağlık harcamaları artışta

Marsh Türkiye’den Yeşim Aksüt ise küresel çapta sağlık trendlerine paralel olarak Türkiye’de de sağlık harcamalarının artışa geçtiğini vurguladı. Sağlık hizmeti sağlayan kurumların fiyat tariflerini belirlemelerine etki eden en önemli faktör olan Türk Tabipler Birliği Özel Hekimlik Uygulamaları Katsayısı’nın bu yılın başında, bir önceki yıla göre yüzde 12,9 oranında arttığına dikkat çeken Aksüt, şu açıklamaları yaptı: “Ne yazık ki bu artış hizmet sağlayan kurumların tedavi maliyetlerine direkt olarak yansıdı. Ayrıca neredeyse tamamı yabancı para birimine endeksli tıbbi her türlü cihaz alımları da yılın başından bugüne Türk Lirası’nın yaşadığı yüzde 26 civarındaki değer kaybından olumsuz etkilendi ve bu hastanelerdeki tedavi maliyetleri üzerine etki etti. Bu doğrultuda sağlık hizmetlerinin finansmanını sağlayan özel sigorta şirketleri de sağlık sigortası prim hesabında medikal enflasyon oranını minimum yüzde 14 olarak almaya başladılar. Bu nedenle bu oranın artmaolasılığını da göz önünde bulundurarak işverenlerin çalışan özel sağlık sigorta programını kurgularken daha bütünsel bir yaklaşımı benimsemeleri gerekli.”

 

“Benefitmap, sigorta alımını kurumların lehine çeviriyor”

“Ülkemizdeki medikal enflasyonun yüzde 14 olduğu ve işverenlerin bütçe kısıtlamalarıyla karşılaştıkları bir ortamda Benefitmap veri analizine dayalı kararlarla sigorta alımını kurumların lehine çeviriyor” ifadelerini kullanan Aksüt, “Ayrıca şirketlere stratejik karar alma aşamalarında daha doğru bakış açısına sahip olma fırsatı sunuyor. Uygulamanın müşterilerimize sigorta pazarında müzakerelerde bulunurken stratejilerini destekleyecek ve önemli avantajlar kazandıracak bir analiz olduğuna inanıyoruz” dedi.

Çalışan ihtiyacına göre paket yapan şirketler artıyor

Mercer Yan Haklar Danışmanlığı Direktörü Can Suntay da Türkiye’de 3 milyon kişinin özel sağlık sigortası bulunduğunu, bunlardan yaklaşık 1 milyonunun ise yurtdışında sağlık hizmeti alabilmek adına seyahat sigortasına sahip olduğunu söyledi. “Ortalama yaşın 32 olduğu Türkiye’de, doğurganlık oranındaki azalma eğilimi, genç nüfusun yaşlanarak sağlık hizmetlerine daha çok ihtiyaç duyulacağı zamanların yaklaşması, devlet ile özel sektörü bu alana yatırım yapmaya ve yaratıcı çözümler geliştirmeye zorluyor” diyen Suntay, sözlerini şöyle sürdürdü: “2018 yılı için öngörülen yüzde 14’lük medikal enflasyon oranıyla birlikte bu sektördeki fiyat artışlarını yönetebilmek için devletin ve şirketlerin belirli önlemleri hayata geçirmeye çalışarak sağlık sigortalarını daha uygun maliyetli ve sürdürülebilir kılmaya çaba sarf etmeye başlayacaklarını öngörüyoruz. Tamamlayıcı sağlık sigortalarının çıkışıyla birlikte bu ürünün sağlık hizmetlerinin yetersiz kaldığı belirli yerlerde yaygınlaşacağını öngörüyoruz. Burada; en çok karşılaşılan rahatsızlıkların önlenmesi adına tedbir alınması, masraf karşılama oranlarının düşürülerek çalışanlar ile daha fazla maliyet paylaşımı, yapılacak müdahale veya operasyonun onay sürecinde konunun etraflı incelenerek hastaya dönüş sağlanması, belirli hizmetlerin toplu satın alma gücünün kullanılmasıyla uygun fiyatlı alınması, dijitalleşme ile birlikte hemşire ve doktora hızlı ulaşım, aile içinde hastalıkların yönetimine yönelik bilinçlendirici portallerin yapılması ve bu şekilde daha uygun maliyetlerle sürecin yönetimi gibi aksiyonların alınmaya başlayacağını tahmin ediyoruz.”

Bu kapsamda Esnek Yan Haklar Programları aracılığıyla, standart seviye sağlık sigortası içeriğinde değişikliğe giden, çalışanlarının sahip oldukları başka bir yan haktan bütçe üreterek (veya ücretten kesinti yoluyla) daha iyi bir sağlık sigortası paketi almasına imkanı veren ve çalışan ihtiyacına göre paketi değiştirme imkanı sunan şirketlerin sayısının arttığını belirten Suntay, “Bu vesileyle kurumların büyük veriye hakim olmaya çalışarak dijitale daha fazla yatırım yapacakları bir zamandan geçeceğimizi öngörüyoruz. Ve sağlık alanında da bu yatırımların hızlanarak bireysel taleplerdeki operasyonel süreçleri kolaylaştırıp müşterilerin bilinçlenmesine daha fazla katkı sağlaması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.