Koray Dağdelen: Başarıya Ulaştıran Deneyimler – Hatalardan Öğrenmek

Geçen gün okuduğum bir anekdotu sizlerle paylaşmak istiyorum.

İskoçya’da bir grup balıkçı küçük bir kafede toplanır, birbirlerine hikayeler anlatırken aralarından bir tanesi kaçan balığın büyüklüğünü anlatmak için kollarını açtığında, servis yapmakta olan garsona çarpar ve garsonun elindeki tepsideki tüm içecekler etrafa saçılır. Duvar, masa, kıyafetler lekelerle kaplanır. Garson ve balıkçı etrafı temizlemeye çalışır ancak kafenin beyaz boyalı duvarındaki kahverengi lekeleri bir türlü geçiremezler. Bu sırada olup bitenleri izleyen yan masadaki bir adam ayağa kalkar ve duvara yaklaşır. Çantasından çıkardığı bir pastel boyayla duvarın üzerine bir şeyler çizmeye başlar. Adam çizmeyi bırakıp duvardan uzaklaştığında, duvardaki kahverengi içecek lekesi, yanı başınızda gibi canlı görünen boynuzlarıyla ihtişamlı bir geyik resmine dönüşmüştür. Kafede bulunan herkes, kazayla oluşan bir lekenin sanat eserine dönüşmesine hayranlıkla tanıklık etmiştir. Bu kişi özellikle hayvan resimleriyle 19. yüzyılda ünlenmiş bir ressam olan Sir Edwin Henry Landseer idi.

Mükemmel hatalar!

Biliyorsunuz, hayatımızı kolaylaştıran pek çok yenilik ya da buluş kazara keşfedilmiştir. Aslında detaylı inceleyecek olursak, birçok büyük başarının da başarısızlıklar nedeniyle elde edilmiş olduğunu görürüz. Yapışkanlı not kağıtları (post-it), ısıya dayanaklı cam kaplar, temizlik mendilleri, yara bandı, mısır gevreği ve benzer yüzlerce örnek verilebilir… Ar-ge departmanlarının karşısına pek çok yeni denemede, planladıklarının dışında birçok olay çıkar, bunların bazıları ise yapılmak istenen şeyden daha ileri bir keşfin yapılmasına yanlışlıkla (!) neden olur. Bu beklenmedik durumlar/fırsatlar karşısında esnek şekilde ve hızla harekete geçebilen yatırımcılar ya da işverenler, bu kazalar için bazen bir servet de ödeyebilirler.

Hata yapmanın dayanılmaz haififliği!

Sizler de bana katılır mısınız? Bazı kişiler ne yapacağını ne yapamayacağından yola çıkarak keşfeder. Hayatında hiç hata yapmamış kişilerin keşfetmenin hazzından ve zengin çıkarımlarından yoksun kaldığını söylemek de mümkün görünüyor. Profesyonel kariyerim süresince binlerce saat verdiğim yetişkin eğitimleri sırasında da gördüğüm üzere, kalıcı öğrenme ve bu öğrenmenin davranışa dönüşmesi söylenildiği kadar kolay bir süreç olmayabiliyor. Ancak bu zorlukların sizi ele geçirmesine izin verirseniz sonraki öğrenmeler de bundan etkilenecektir. Zinciri bir yerde kırmak kaçınılmaz olacaktır. Yazılarımda bahsettiğim şekilde başarısızlık korkusu yeni buluşlar yapmanın ve yeni bir şeyler öğrenmenin önündeki en büyük engeller arasındadır. Gelişime devam etmek istiyorsak başarısızlık pahasına denemekten vazgeçmemeyi benimsemeliyiz. Yeni olan hiçbir şeyi denemeyen konformist bir yaklaşım bizi başarısızlık ihtimalinden uzaklaştırır, katılıyorum, ancak bu durumda bize başarı getirecek diğer fırsatların da önünü kesmiş olmaz mıyız?

Gençliğinde muhasebecilik, satış temsilciliği gibi pek çok işte deneyim kazanmış ve IBM’in de kurucusu olan Tomas J. Watson; “başarınızı iki katına çıkarmak için, hatalarınızı iki katına çıkarmayı deneyin” diyor.

Tüm okuyucularımızın heyecanlı ve verimli keşiflerle dolu, keyifli bir yıl geçirmesini diliyorum…