Koray Dağdelen:Pandemi Döneminde Müşteri İlişkileri Yönetimi-1

“Değişim hayatın bir parçası ve gerçeği. Bir çoğumuz geleceğe yönelik vizyonumuzla bağlantılı olarak sürekli değişimin bir parçası olduğumuz bilinciyle yaşarken bazılarımız ise bu tür kriz veya olumsuzluk durumlarının sonucunda mecburen değişime maruz kalıyoruz.”

Aralık ayı itibarıyla dünyanın gündemine yerleşen, Mart ayından itibaren de hayatımızın önemli bir parçası haline gelen Covid 19 salgını çoğumuz için yeni bir değişim döneminin başlangıcı olarak tanımlanıyor. Hem sosyal hayatımızda hem iş hayatımızda alışkın olmadığımız, belirsizliğin hâkim olduğu yeni bir dönem.

Ülke olarak krizler konusunda çok fazla tecrübeli olmamıza rağmen bu salgın dönemi tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de daha önce deneyimlemediğimiz bir kriz ortamı oluşturmuş durumda. Daha önceki tüm krizler siyaset ve ekonomi kökenli iken ve sonuçları daha çok ekonomik anlamda kaygılar oluştururken, bu salgının yarattığı kriz algısı hem bireysel hem toplumsal  hem de ekonomik anlamda kaygılar yaratması açısından farklılık gösteriyor.  Bu süreç çoğumuz için ticaret ve sosyal hayatında değişimin habercisi.

Peki biz bu değişime hazır mıyız?

Bazen bildiğimiz, bazen bilmediğimiz, bazen de kendi yarattığımız etkenler sebebiyle, aniden veya öngörülen bir şekilde, alışık olduğumuz herhangi birşeyin farklılaşmasına,ya da yepyeni bir durumla karşılaşmamıza “kısaca” DEĞİŞİM diyoruz.

Değişim hayatın bir parçası ve gerçeği. Bir çoğumuz geleceğe yönelik vizyonumuzla bağlantılı olarak sürekli değişimin bir parçası olduğumuz bilinciyle yaşarken bazılarımız ise bu tür kriz veya olumsuzluk durumlarının sonucunda mecburen değişime maruz kalıyoruz. Değişimin sürekliliğini bilerek düzenlerini kuranlar bu süreçte dönüşümlerini kolayca sağlarken, hazır olmayanlar ise bu süreci endişeli bir ortamda yönetmeye çalışıyorlar.

Bu ve bir sonraki yazımızda pandemi döneminde sigorta acentelerimiz için müşteri ilişkileri yönetimi açısından yaşanan değişime kısaca bir göz atalım isterseniz.

2020 öncesi global olarak ekonominin yüzde 2,5 oranında büyümesi beklenirken, Dünya Bankası’nın son raporlarında – 2,9 ile -4,5 oranında bir küçülme beklentisi paylaşıldı.

Pandemi döneminde 16 ülkede yapılan bir araştırmada insanların yüzde 70’nin telefonlarıyla daha fazla vakit geçirdiği sonucu ortaya çıkmış.

Yine son yapılan bir araştırmada dünya nüfusunun yüzde 20’sinin evlerinden dışarı çıkmadığı raporlanmış.

2020 GWI anketi verilerine göre Mart ayında ABD’li tüketicilerin yüzde 39’u haberleri daha sık okuduklarını söylüyor, yüzde 29’u sosyal medyayı daha sık kontrol ediyor ve yüzde 28’i virüs nedeniyle daha fazla online alışveriş yapıyor.

Bu araştırma verilerini sorgulayacak olursak ekonomik küçülme riskiyle karşı karşıya insanlar teknolojiyle daha fazla zaman harcarken, sosyalleşme daha çok teknolojik ortamda gerçekleşecek gibi görünmekte.

Peki sigorta sektörü ve acenteler kapsamında durumu ele aldığımızda; müşterilerimiz satın alma davranışları, satın alma psikolojileri bu süreçten nasıl etkilenecek?

Belirsizliğin olduğu bir ortamda satın alma kararları ertelenecek mi?

Önce sağlığını düşünen müşteriler için sigorta satın alma öncelikleri ne olacak?

Sosyalleşmenin teknolojik ortama yöneldiği bu dönemde müşteriler ile fiziki iletişim hangi boyutlarda olacak?

Uzaktan çalışma mecburiyetinin olduğu bu dönemde çalışanlarımızı nasıl motive edeceğiz?

Tüm bu soruların cevaplarını bu belirsizlik ortamı içinde cevaplamak çok da kolay olmamakla beraber pazarlama uzmanları bu sürecin müşterilerle fiziki temasın minimum düzeyde olduğu bu dönemde dijital ortamda yönetilmesi gerekliliğinden bahsetmekteler.

Pandemi döneminde müşteri ilişkileri açısında dijital iletişim adımlarını bir sonraki sayımızda ele alalım.

Sağlıklı günlerde buluşmak üzere…