AXA Sigorta, Aktif Yaşam Derneği ve WWF-Türkiye iş birliğiyle hayata geçirdiği ve daha hareketli bir yaşam tarzının insan sağlığı için yarattığı değeri iklim krizi açısından dünyanın bağışıklığı için de yaratılabileceğine dikkat çekmeyi hedeflediği ‘Dünya için Hareket Et’ projesinin lansmanını yaptı.
Toplantıda ilk sözü alan AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, Türkiye için hareketsiz yaşamın maliyetinin 7 milyar lira olduğunu söyleyerek, “Hastalıkların yüzde 10’u hareketsizlik kaynaklı. Gençlerin kampanyamızı sahipleneceklerinden eminiz. Kamuda da önemli bir farkındalık oluştu bu anlamda. Kurumsal ve bireysel çabalar öne çıkacak. Bunun için yaşam tarzımızda değişiklik yapmamız gerektiği ortada. Çevremizdeki insanları da yanımıza çekmeliyiz, hareket geçmeliyiz. Biz AXA olarak dünyadaki ayak izimizi gurur izine dönüştürmek istiyoruz. Başarılı olacak mıyız, bunu zaman gösterecek. Herkesi Dünya İçin Hareket Et kampanyasına davet ediyoruz. Bisiklet Günü ve Çevre Günü arasına dünya için hareket et kampanyasını da koyuyoruz. Çalışanlarımız evde çalıştığı dönemde evde toplam 10 milyon adım hedefimizi gerçekleştirdiğimizi de son olarak söylemek istiyorum” dedi.
Hareketsizlik sağlık için ciddi risk faktörü
Daha sonra söz alan projenin değer ortaklarından Aktif Yaşam Derneği Başkan Yardımcısı Şule Serter, Dünya Sağlık Örgütü’nün hareketsizliği sağlık için ciddi bir risk faktörü olarak gösterdiğini söyleyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “Fiziksel hareketsizlik 2002’den 2010’a kadar 7’incilikten 4’üncülüğe yükseldi. Türkiye’de de aynı sorunla karşı karşıyayız. Biz de üç araştırma yaptık ve bu araştırmaların sonuçlarına göre maalesef 10 yıldır fiziksel aktiviteye sahip insanların sayısı artmıyor ülkemizde. Toplumun üçte biri yeterli fiziksel aktiviteye sahip. Bunun yüzde 70’ini ise emek yoğun işlerde çalışanlar oluşturuyor. Yani, iş sebebiyle hareket ediliyor, sağlıklı olma bilinciyle değil. Fiziksel aktivite ruhsal ve zihinsel sağlık için de son derece önemli, stresle başa çıkma gücü veriyor. Fiziksel aktivite yapmamanın sebebi ise zaman yokluğu olarak öne çıkıyor. Bu algısal bariyerin farkına varıp hareket fırsatlarını yakalayabiliriz.”
Karasal ve sulak alanları 50 yılda kaybettik
Programın diğer değer ortağı WWF Genel Müdürü Aslı Pasinli ise Ebola, Sars, Mers, Kuş gribi, Domuz gribi salgınlarının COVID-19 gibi daha büyük bir salgının habercisi olduğunu söyledi ve şöyle devam eti: “Öyle büyük baskı kurduk ki dünyanın üstünde, 50 yıldır 8 milyon ton plastik saldık okyanuslara. Karasal alanlarımızın ve sulak alanların çoğunu kaybettik. Bunu bir insanın ömründen kısa zamanda yaptık. Dolayısıyla bizlerin de sağlığı bozuluyor, bu şaşırtıcı değil. Bu yaşadığımız pandemi dönemi de doğa tahribatıyla bire bir alakalı. Hükümetlere büyük görev düşüyor, vergi politikaları değişecek. Vergiler kirleticiden temiz olana aktarılmalı ve temiz enerji teşvik edilmeli. Biz de AXA’nın bu çalışmasının değer ortağı olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bireylerin küçük hareketleri büyük değişimlere neden olabiliyor, hem iyi hem de kötü anlamda. Hareket etmek bireysel bir gereklilik yaşamın devamlılığı için.”
