İTO Sigortacılık Meslek Komitesi’nden 9 Mayıs tarihli düzenlemeye itiraz

İTO Sigortacılık Meslek Komitesi, Resmi Gazete’nin 9 Mayıs 2020 Tarihli 31122 Sayılı nüshasında yayınlanan ve yürürlüğe giren “Sigortacılık Kapsamında Değerlendirilecek Faaliyetlerde, Tüketici Lehine Yapılan Sigorta Sözleşmeleri ile Mesafeli Akdedilen Sigorta Sözleşmelerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” (9 Mayıs Yönetmeliği), Sigortacılığın ve Sigorta Aracılığı mesleğinin gelişiminin sağlanması amaçlandığı düşünülmüş olsa bile bu şekliyle sektörün temel kaidelerine zarar verici nitelikte düzenleme olduğu düşünüldüğünü belirtti.

İTO Sigortacılık Meslek Komitesi’nden yapılan yazılı açıklamasa şu ifadelere yer verildi: “9 Mayıs Yönetmeliği ile son hali oluşturulan yönetmelik 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununa usul olarak birçok maddesinde aykırılık barındırmaktadır. Usul olarak aykırılık söz konusu olunca Esas olan Sigortacılık faaliyetine de zarar vermesi kaçınılmazdır. Sigortacılığın günümüz gelişen teknolojisine uyarlamaya çalışırken; Sigorta gibi tüm sektörlerin tamamlayıcısı ve ekonominin sürdürülebilirliğin garantisi bir sektörün genel kabul görmüş kurallarının bozulması Esas’tan, yani sunumu, aracılığı, satış sonrası hizmeti uzmanlık gerektiren sektörü ehil olmayan kişi ve kurumların insafına bırakacaktır. Usul Esas’ın temel kaidesidir. Bu yüzden 9 Mayıs Yönetmeliği temel yapısını oluşturan bir çok maddesi ivedi olarak düzeltilmesi gerektiğinden, madde bazında düzeltmeler bütünlük ve açıklayıcı olma ilkesinden uzak olacağından dolayı yeni problemlere sebep vermemesi açısından tümüyle iptal edilmesi sektörün bekası açısından önem arz etmektedir.
Söz konusu değişiklik için Sektörümüzün yeni üst yapısı olan SDDK, TSB ve SAİK kurumları ile bir eşgüdümlü çalışma yaparak bir taslak oluşturması çok faydalı olacaktır.
Üst kurumumuz SAİK de ülke bazında Ticaret Odası Meslek Komiteleri, Meslek ile ilgili STK’ların görüşünü alarak, meslek paydaşlarında eşgüdümde katkısı olmalarını sağlamalıdır.
9 Mayıs Yönetmeliğindeki maddelerdeki usul ve esas yönlü aykırılıkları ve olası ciddi olumsuz sonuçları aşağıda yer almaktadır.
Değerlendirme :
Madde 1 :
“Bu Yönetmeliğin amacı; sigortacılık faaliyeti ile bu kapsama girmeyen işlerin sınırlarının tespiti”
Bu ifade yönetmeliğin sigortacılık faaliyetlerinin sınırını ve girmeyen işlerin tespitini amaçlamak olduğunu ifade etmektedir. Ancak TTK’nın ilgili hükümleri ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu sigortacılık ile konuları belirlemiş olup, bunun dışında kalan tüm faaliyetler dışında olması durumu doğal sonuçtur. Bu ve bundan sonraki hiçbir ifade bu tespiti güçlendirecek veya anlamlandıracak yapıda kesinlikle değildir. Hattı zatında sınırları belirsiz hale getirmeye katkı yapmaktadır. Yönetmeliğin amacına hizmet etmeyen ilk cümle olması kaldırılmasına yeterli gerekçedir. Tüketici lehine yapılan sigorta sözleşmeleri ve tarafların karşı karşıya gelmeden akdettikleri sigorta sözleşmeleri ile asli işi sigorta aracılığı olmayan işletmelerin sundukları mal ve hizmetlerle birlikte sağlayabileceği sigortalara ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.
Bu cümle ile vurgulanan “tüketici lehine“ ifadesinin teminatı; sorumluluğu, yeterliliği, yetkisi TTK ve 5684 sayılı kanunla belirlenmiş Sigorta Aracılarıdır. Kanun, Yönetmelik, Sigorta Genel Şartları ile belirlenmiş Sigorta Ürünlerinin sunumu, aracılığı kamunun ve toplumun gözündeki güvenilirliği zaafa uğramadan gerçekleştirilmesinin temel noktası asli işi Sigorta Aracılığı olan kişi ve kurumlar tarafından gerçekleştirilmesidir. Bilinmesi gereken en önemli konu sigorta sözleşmelerindeki hataların geriye dönülmesi imkansız maddi ve manevi kayıplara neden olacağıdır. Toplum gözünde yetkisiz ve bilgisiz kişi ve kurumların aracılık ettiği sözleşmeler “tüketici lehine“ gelişim sağlaması mümkün değildir.
Netice itibariyle bu ifade sigortacılığın ruhuna ve prensiplerine tamamen aykırıdır.
Diğer önemli konu Sigorta Acenteleri Münhasıran Sigorta Aracılığı yapan fiziki şartları, eğitim şartlarını, sözleşme şartlarını, personelin yeterliliğini yerine getiren bir yapıdır. Ülkemizin tüm sathına yayılmış 16.000 acente aracılık yanı sıra risk analizi ve satış sonrası hizmetleri de veren tüketici lehine sürdürülebilir bir iş modeli olan meslek örgütüdür. TOBB levhasına kayıtlı acenteyi murakabe edecek sistem mevcut olup, sigorta sözleşmeleri için güven sağlayan unsurdur. Bu gerçeğin de göz önünde bulundurulması ve kamuya ifade edilmesi de elzemdir.
Madde 2:
Bu madde tamamen gelişen sigortacılık sistemlerinin uygulamasına katkı sağlamaya yönelik bir güncelleme olarak görülmekte. Yönetmeliğin amacına etki eden bir nitelikte değildir.
Madde 4:
9 Mayıs Yönetmeliği ile mevcut yönetmeliğin 9. Maddesi değiştirilmiş olup, bu madde ile ilgili de usul yönünden çok mühim aykırılıklar ve sakıncalar bulunmaktadır.
Bu maddenin ana yapısı ve bendeleri asli işi sigortacılık olmayan kişi ve kurumların sigorta aracılığı yapmasının şartlarını belirlemeyi amaçladığı anlaşılmaktadır. Ancak bu maddedeki 2, 3 ,4 ,5, 6 , 7 numaralı bendlerinde ifade edilen uygulama esaslarına Sigorta Acenteleri hazır olup, bir çoğunu da Sigorta Şirketlerinin çalışma prensiplerine bağlı hakimdir, uygulamaktadır.
Var olan sigortacılık sisteminde TOBB levha kaydı, acentelik sözleşmesi vekaleti tescili ile sistemde bir çok noktada murakabe edilen bir meslek grubudur. Asli işi olmayanların yapıların aracılık faaliyetini denetlemesi, gerekli yaptırımları uygulaması esas yönünden verimli olmayacağı, hatta yeni genelge ve özelgelere sebep olacağı görülmektedir.
8 numaralı bend’de ifade edilen “hizmet bedeli” uygulaması 2. Parti kişi ve kurumlara ödeme yapılmasından dolayı ek bir maliyet doğuracağından, tüketici lehine bir fayda sağlamayacaktır.
Madde 5:
9 Mayıs Yönetmeliği ile mevcut yönetmeliğin 10. maddesi düzenlenerek yine uzaktan satış yapacak asli işi sigortacılık olmayan kişi ve kurumlara sigorta aracılığındaki satacakları ürünler belirlenmeye çalışılmış olduğu anlaşılmaktadır.
a) Satılan mal veya sağlanan hizmetle bağlantılı olmak kaydıyla, yalnızca aşağıda yer alan sigorta teminatlarının sunulması:
1) Malın kırılması, kaybı, çalınması, arızalanması ve herhangi bir şekilde zarar görmesi,
2) Bagajın kaybı, çalınması, herhangi bir şekilde zarar görmesi, gecikmesi,
3) Seyahat hizmeti ile bağlantılı diğer riskler.
b) Sağlanan sigorta teminatının karmaşık bir ürün olmaması, basit ve kolay anlaşılabilir bir ürün olması, ürün bazında muafiyet, limit ve sürenin standart olması,
A bendi 1 maddede sigorta ürünün tanımındaki kırılma, kaybı, çalınması arızalanması herhangi bir şekilde zarar görmesi ifadesi de net olmayıp, genel şartlarla tanımlanmış hallere göre teminat altına girer. Bu durumu bilgilendirmek içinde yetkin, bilgili asli işi sigortacılık olan sigorta aracılarına ihtiyaç olduğu açıktır.
En basit olarak görülen seyahat sigortası genel şartları 16 madde 21 bend ile teşkil edilmiş; şirketlere göre özel şartları oluşmuş ürünlerdir.
Bu görüş yazısındaki ilgili maddelerde mükerrer olarak değindiğimiz gibi, asli işi olmayan yapıların bu aracılığı yapması tüketici lehine pozitif yansıyacak penetrasyonu artıracak bir enstrüman olamaz.
Madde 6:
Mevcut yönetmelikteki 10 maddeye eklenen 10/a maddesinde belirtilen uzaktan satış cihazları ile pazarlama çalışması; bir süredir sektörde denenmekte ancak ölçülebilir üretim artışı, tüketici lehine hizmet kalitesi oluşmasında bir katkısı ölçülememiştir.
Hattı zatında gerekli sigorta ihtiyacına uygun teminatlı bir ürün alınmasında hatalar ya da yanlışlıklar olduğu görülmüştür. Tüketici kendi aldığı ürünün karar verme aşamasında sorumluluğu ile baş başa kalmış, sigorta danışmanı eksikliğinden dolayı “tüketici aleyhinde” üzücü mağduriyetler söz konusu olmuştur. Bu tip basit olarak tabir edilen ürün yaklaşımı tüketici faydasından çok, hasar ödememe algısına neden olmaktadır.
9 Mayıs Yönetmeliğinin getirdiği değişiklikler özellikle asli işi sigortacılık olmayan kişi ve kurumların sigorta aracılığı yapması durumu, sektörün iktisadi, sosyal, mali yapısında olumlu bir etki yapmayacağını göstermektedir.
Sigortacılık tüm sektörlerin tamamlayıcısı ve ekonominin sürdürülebilirliğinin garantisi bir sektörün kurallarının bozulması mesleki yeterliliğe sahip uzmanların azalacağı ve bunun ülke geleceği için zarar getireceği aşikardır.
Sigorta mesleğinin saygınlığının azalacağı ve sigortacılık eğitimi almamış deneyime sahip olmayan herkesin yapabilir hale geleceği tehlikesi mevcuttur.
Sigortacılığın meslek olmaktan çıkıp yan gelir kaynağı olarak görülüp, gerekli özen ve ciddiyetle yaklaşılmaması da toplumdaki güven duygusuna zarar verecektir.
Tüm bu hususların genel olarak ve maddeler halinde değerlendirilmesi sonucunda 9 Mayıs Yönetmeliğinin iptal edilmesinin gerektiği görüşümüz bilgilerinize sunulmaktadır.