Sigorta Şirketleri Neden Her Durumda Kazanır?

Sigorta sektörü kendini her türlü piyasa koşulunda kar edebilmek üzere harika bir şekilde konumlandırmıştır. Gelin bu yazımızda “sigorta şirketlerinin” kar/zarar dengelerinin nasıl oluştuğuna kısaca bir bakalım. İlerleyen zamanlarda bu karı oluşturan ana faktörleri de detaylı bir şekilde inceleyebiliriz.

Öncelikle harika bir şekilde konumlandırma olarak bahsettiğim noktayı açıklayayım; bildiğiniz üzere sigorta sektörü insanlara güven, gelecek için güvence, teminat, zor zamanlar için bir sığınak olarak yer alır ve de ileride hasar oluştuğunda sigorta şirketinin ödeyeceği tutara oranla çok küçük bir meblağ karşılığında satın alınır tüm bunlar. Ve bu paranın karşılığında sigortalıya herhangi bir fiziki mal vs. verilmeden bu işlemler tamamlanır.

Yani müşteri açısından baktığımızda; müşteri kendisine göre ciddi bir para ödedi ama o anda eline geçen hiçbir şey yok. İleride de belki yine ödediği bu prime karşılık hiçbir şey alamayacak ama poliçesi olduğu dönem boyunca daha az endişeli yaşamasını sağlayacak.


Ekonomi İyiyken

Ekonominin iyi olduğu dönemleri ele alalım. Firmalar için işler yolundadır, işlerini büyütmeye çalışırlar, yeni satın alımlar yapıp kıymetlerini artırırlar, yeni yollar, inşaatlar yapılır bunlar da sigorta şirketleri için yeni işler, daha fazla prim demek; insanlar ekonomik olarak darda olmadığı için sadece zorunlu sigortaları değil diğer sigortaları da satın alırlar.

Bu döngü de sigorta şirketlerinin toplam yazılan primlerinin büyümesini sağlar. Böyle bir dönemde iyi (karlı) portföye sahip, büyük hasarların iyi yönetildiği (güçlü bir reasürans koruması, verinin iyi kullanıldığı, iyi fiyatlamanın yapıldığı, [bunlar da ayrı birer yazı konusu]) sigorta şirketleri teknik kar adı verilen sigortacılık karı elde ederler buna ek olarak ellerinde birikmiş olan nakit ve benzeri varlıklar ile enflasyonun üzerinde finansal gelir de elde ederler. Sigortacılık Karı + Finansal Gelir = Yüksek Karlılık (Mutlu Patron). Ekonomi iyi iken her şey çok güzel. Ya kötü iken?


Ekonomi Kötüye Giderken

Şimdi de ekonomiyi biraz kötüleştirelim. Büyüme küçüldü, işsizlik arttı, faizler yükseldi… Geleceğe karamsar bakmaya başladı insanlar. Firmalar yeni işler yapmak yerine ellerindekini korumaya başladılar. Esnaf, beyaz yakalı, mavi yakalı “fazla açılmayalım önümüzdeki dönemde ne olacağı belli değil” diye düşünmeye başladı. Bu durumda sigorta şirketleri için yeni işler azaldığı gibi, ekonominin iyi olduğu dönemde satılan sigorta ürünlerinin de satışı azalmaya başladı (zorunlu ürünlerinin satışının bile azaldığı gözlemlenir).

Buna ek olarak suistimal dosyalarında da artış görülebilir bu tür dönemlerde. Yeni işlerin azalması dolayısı ile fiyatlar ve satılan adetler düşmeye başladı ve bunun sonucunda sigorta şirketi tarafından alınan primler müşterilerine ödenen hasarların ve acentelerine ödenen komisyonları karşılamamaya veya ucu ucuna karşılamaya başladı.Teknik kar çok düşük çıktı veya zarar oluştu.

Ama bu dönemlerde ekonominin kötüleşmesi neticesinde faizler yükselir, finansal piyasalarda da kar marjları yükselir ve ellerinde iyi bir nakit ve benzeri varlık biriktirmiş olan sigorta şirketleri güçlü bir finansal gelir elde edip güçlü bir kar tablosu açıklayabilirler. Gördüğünüz gibi gerçekten iyi yönetilen bir “sigorta şirketi” ekonomi iyi iken de kötüyken de kar etmek için her türlü enstrümana sahiptir.


İstisnalar Kaideyi Bozmaz

Ekonomik konjonktürün iyi-kötü olmasının yanı sıra bugünlerde yaşadığımız gibi istisna dönemler de oluyor. Covid-19 salgınının olduğu dönemlerde ekonominin yavaşlaması, işletmelerin yeni işler üretememesi, insanların eve kapanması ile toplam yazılan primlerde gözle görülür bir düşüş yaşandı. Bu da tabi ki yukarıda bahsettiğimiz sigortacılık karını olumsuz etkiledi.

Bunun yanı sıra ekonominin canlandırılması için yapılan faiz düşürme hamleleri de finansal gelirlerin yüksek olmasını engelledi. Fakat bu dönemde özellikle sokağa çıkma yasakları, yasak olmayan dönemlerde de mobilitenin azalması neticesinde sigorta şirketlerine yapılan hasar ihbarlarında çok büyük düşüşler oldu. Bunların neticesinde de sigorta şirketleri güçlü sigortacılık karları ve net kar gözlemleyebilecekleri bir dönemden geçiyorlar.

Ekonomi iyi veya kötü iken kar edebilmesi için diğer sektörlere göre daha avantajlı gözüken “sigorta şirketlerinde” başarılı veya başarısız yönetim, sonucun en büyük belirleyicisi konumundadır.

 

Marmara Üniversitesi’nde Ekonometri lisans eğitimini daha sonra Viyana Üniversitesi’nde Ekonomi yüksek lisans programlarını tamamladı. Aksigorta’da Finans biriminde başladığı kariyerinde farklı roller üstlenmiş halen Finans biriminde yönetici olarak çalışmaktadır. İTÜ InsurTech’de Mentor olarak görev almaktadır.