Orhun Emre Çelik: Bilgi Yönetimi- Ölümcül Hatalar

Covid-19 ile ilgili bir çalışma için ülke bazında son yedi günde ölen kişi sayılarının nüfusa oranı üzerinden bir analiz yapmaya çalışıyordum. Gerekli veri OurWorldInData sitesinden otomatik olarak indiriliyor, gerekli kontroller ve hesaplamalar otomatik olarak yapılıyordu. Tek yapmam gereken incelemek istediğim ülkeler için grafiği oluşturmaktı. Ve ilginç bir sürprizle karşılaştım: Seri, çizgi grafik şeklindeki alana eklenmiş görünüyor ancak ekranda hiçbir şey görünmüyordu. Biraz inceleyince serinin çizgi renginde sorun olduğunu ve buna ilişkin ayarlamayı yapınca görüntünün olması gereken hale geldiğini fark ettim.

 

Bu durum basit, çok önemli olmayan ve anlayıp düzeltmek için sadece birkaç dakika ayırmamı gerektiren bir durumdu. Ancak Excel’in öngörülemeyen bazı davranışlarının çok daha önemli sonuçları olabiliyor. Bunun bir örneği geçtiğimiz günlerde İngiltere’de yaşandı: İngiltere Kamu Sağlığı otoritesi Covid-19 testlerini yapan özel laboratuvarlardan sonuçlara ilişkin bilgileri metin dosyası (CSV) olarak alıp Excel üzerinden işlenmesi için otomatik bir süreç oluşturmuş. Ancak dosya formatı olarak yaklaşık 65 bin satırlık bilgiyle sınırlı ve 2007’de yenisi yayınlanmış olan eski formatlardan birini kullanmayı seçmişler. Bu satır sayısı sınırının, istenen verinin içeriği nedeniyle kabaca bin 400 civarında sonuca yeterli olacağı öngörülemediğinden 25 Eylül – 2 Ekim aralığında 15 bin 841 vaka bildirimi gerçekleşememiş. Bu kişilerin temaslıları da dikkate alındığında birçok kişinin ölümüne sebep olabilecek bir hata ortaya çıkmış durumda.

Bu uç bir örnek değil. Sigortacılık başta, birçok işin ve işlevin yerine getirilebilmesi için yoğun veri kullanımına dayalı bilgiye gereksinim duyuluyor. Firmaların verinin toplanması, derlenmesi, işlenmesi ve raporlamasına ilişkin süreçlerin üzerinde özenli bir şekilde durmaları gerekiyor. Microsoft ürünlerinin kullanımına karşı gelişen bir eğilim olarak Türkiye’deki sigorta şirketlerinde de R ve Python gibi araçlarla veri işleme yaygınlaşmaya devam ediyor. Excel’in yarattığı sorunların bir kısmını ortadan kaldırıyormuş gibi görünen bu eğilim bahsi geçen araçları kullanacak insan kaynağı yanında daha detaylı bir dokümantasyon gereksinimi de doğuruyor.

IFRS-17 ile, sigorta şirketlerinin finansal tablolarının hazırlanabilmesi için geçmişe kıyasla daha çok verinin kullanılması ve çok daha sofistike hesaplamaların yapılarak kayıt altına alma gereksinimi ortaya çıktı. Şirketten şirkete seviyesi değişse de bu gereksinim göz ardı edilerek gerekli donanım, yazılım ve insan kaynağı yatırımı yapılmadan IFRS-17’ye ilişkin süreçlerin sağlıklı şekilde işletilmesi pek mümkün görünmüyor.

Toplam Bilgi Yönetimi kavramını ilk kez 1996 yılında üniversitedeki bir dersimizde duymuştum. Yaklaşık 25 sene sonrasında, bu kavramın hakkını vererek uygulayan şirketlerin, içinde bulundukları sektörden bağımsız olarak ön plana çıktığını görebiliyoruz. Bunu gerçekleştirmek de uzunca bir süre insan kaynağıyla ilgili olmaya devam edecek.