“Kömür ‘geleceğimizin sigortası’ değil!”

Çevreyi en fazla kirleten yakıt olan kömür, en yoğun olarak elektrik üretiminde kullanılıyor ve yakılmasıyla ortaya çıkan sera gazları iklim değişikliğine yol açan unsurların başında geliyor. Dünya genelinde kömür kullanımı azaltmak iklim değişikliğini sınırlama hedeflerine ulaşmak için hayati önem taşıyor.

DÜNYA Gazetesi Köşe Yazarı Didem Eryar Ünlü, Yakın Plan adlı köşesinde kaleme aldığı yazısında şu ifadelere yer verdi:

İngiltere hükümeti, bu yıl başkanlığını yürüttüğü Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı’nda (COP26) “Kömürden Temiz Enerjiye Dönüşüm” açıklamasını yayımladı. 190 ülke ve organizasyon koalisyon oluştururken aralarında Polonya, Ukrayna, Mısır, Fas, Şili ve Vietnam’ın olduğu yaklaşık 80 ülke kömürü elektrik sistemlerinden çıkaracağına yönelik taahhüt açıkladı.

Oluşturulan koalisyon ve açıklanan taahhütler kapsamında, elektrik üretiminde kömür kullanımına yönelik yurt içi ve dışı yatırımların durdurulması, temiz kaynaklardan elektrik üretiminin hızlandırılması, işçi ve topluluklar açısından kömürden temiz enerjiye adil bir geçiş sağlanması yer alıyor.

Paris Anlaşması kapsamında küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sonlandırmak için temiz enerji dönüşümünün mevcut duruma göre 4 ila 6 kat daha hızlı gerçekleşmesi gerekiyor.

İngiltere İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng, “Kömürün sonu göründü. Dünya doğru yönde ilerliyor, kömürün kaderini mühürlemeye ve temiz enerjiden güç alan bir gelecek inşa etmenin çevresel ve ekonomik faydalarını kucaklamaya hazır” diyor.

COP26’daki önemli bir diğer gelişme de, Kömür bazlı enerji santrallerinin kapatılması amacı ile kurulan ‘Powering Past Coal Alliance’ girişiminin, 2035’e kadar fosili bırakma taahhüdünde bulunan Ukrayna da dahil olmak üzere 28 üyeye ulaşmış olması. İklim krizine yönelik endişeler ve kömür üretiminin kötüleşen ekonomik profili sonucunda geçtiğimiz on yılda İngiltere, Almanya ve İrlanda gibi zengin batı ülkeleri kömürden uzaklaşmaya başladı. Fakat, 2019 yılında dünya genelinde üretilen elektriğin yüzde 37’si kömürden elde edildi. Yerel kömür arzının ucuz ve bol olması da, kömür üretiminin Güney Afrika, Hindistan ve Polonya’da devam edeceği sinyalini veriyor.

Geçtiğimiz Eylül ayında İklim değişikliği konusunda faaliyet gösteren düşünce kuruluşu E3G tarafından yayınlanan rapor da, Paris Anlaşması’nın 2015’te müzakere edilmesinden bu yana, planlanan kömürlü termik santral kapasitesinde görülen yüzde 76’lık azalmanın, yeni kömürlü santral inşaatlarının sonunun geldiğini gösterdiğine yer vermişti. 42 ülke ‘yeni kömürlü santral yok’ taahhüdünde bulunmuşken, 41 ülke de, yapımı planlanan kömürlü santrallerin iptal edilmesiyle birlikte aynı yolda ilerleyecek konuma gelmiş durumda.

Yalnızca üç sigorta şirketi yeni petrol ve doğal gaz projelerine sigorta sağlamıyor

Fakat fosil yakıtlardan çıkışı zora sokan önemli bir engel var. Geleceğimizin Sigortası kampanyası kapsamında hazırlanan ve COP26 sırasında açıklanan “sigortacıların iklim politikaları karnesi”nin beşincisine göre, küresel sigorta endüstrisi yeni petrol ve doğal gaz üretimini destekleyerek iklim hedeflerine ulaşma çabalarını zora sokuyor.

Sigorta, Fosil Yakıtlar ve İklim Değişikliği Karnesi, 14 ülkeden 26 kuruluş tarafından yayınlandı ve dünyanın en önemli 30 sigorta şirketine odaklanıyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC), Paris Anlaşması’nın 1,5°C hedefi doğrultusunda gezegenin daha fazla fosil yakıt yatırımını kaldıramayacağına dair uyarılarına rağmen yalnızca üç sigorta şirketi, Fransız AXA, İtalyan Generali ve Avustralyalı Suncorp yeni petrol ve doğal gaz projelerine sigorta sağlamayı bırakmış durumda.

Bugün, 10 sigorta şirketi küresel petrol ve doğal gaz sigorta piyasasının yaklaşık yüzde 70’ini kontrol ediyor. Sigorta sektörü, iklim hedefleri için harekete geçmesi yönünde giderek artan bir baskının hedefinde.

Sektörün kömürden çıkışı, hedefe elle tutulur sonuçlarla, çabucak ulaşılabileceğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor. 2017’den beri, 35 sigorta şirketi kömürü sigortalamaktan vazgeçti, bir yıl öncesinde bu sayı 23’tü. Bu sayı küresel reasürans piyasasının yüzde 50’sinden fazla. Kömür şirketleri şu anda yükselen primler, azalan güvence ve daha uzun sigorta arayışlarıyla karşı karşıya.

Geleceğimizin Sigortası kampanyasının Küresel Koordinatörü Peter Bosshard şöyle diyor: “Sigorta endüstrisi yeni petrol ve doğal gaz projelerini sigortalayarak iklim liderliğinden vazgeçiyor. Üzerinde bilimsel olarak fikir birliğine varılan husus oldukça açık: Fosil yakıt üretimini artırırsak iklim felaketin önüne geçemeyiz. Çoğu sigorta şirketi iklim değişikliğinin ne yönde tehdit içerdiğinin bilincinde. Petrol ve kömür konusunda birkaç büyük aktörün harekete geçmesi dahi büyük bir etki yaratabilir.”

Sigorta karnesi

Sözleşme: Allianz fosil yakıt sigortalamayı durdurmada başı çekiyor, AXA ikinci sırada geliyor, AXIS Capital ise üçüncü sırada yer alıyor; oysa yalnızca AXA ve Generali yeni petrol ve doğal gazı sigortalamayı reddetmiş durumda. AIG, Berkshire Hathaway, Convex, Everest Re, PICC, Sinosure, Travelers ve R. Berkley’de fosil yakıt sigortalama konusunda bir kısıtlama yok.

Yatırım: Fosil yakıttan çıkış konusunda SCOR ve AXA en önde yer alırken, onları Allianz takip ediyor. Swiss Re, Zurich, AXIS Capital ve Generali’nin puanları da iyi. 30 şirketin 19’unun kömürden çıkış politikası var. 14 tanesi petrol ve doğal gaz kısıtlamaları uygularken çoğu katran kumuna kısıtlama uyguluyor. 10 sigorta şirketinin ise hiçbir fosil yakıttan çıkış politikası bulunmuyor.