Orhun Emre Çelik: Sosyal Enflasyon ve hasar gelişimi

-Orhun Emre Çelik

Geçtiğimiz günlerden ABD’deki aktüerlik organizasyonlarıdan Casualty Actuarial Society ile Insurance Information Institute tarafından Jim Lynch ve Dave Moore’un yaptığı sosyal enflasyon ve hasar gelişimi (Social Inflation and Loss Development*) konulu bir çalışma yayınlandı.

Sosyal enflasyon en basit haliyle hasarlardaki gelişimin çeşitli sebeplerle enflasyonun üzerinde gerçekleşmesi olarak tanımlanıyor. Çeşitli sebepler diye iki kelime ile geçtiğimiz kısım aslında çok derin: Hukuk sürecine giren dosya sayısındaki artış, sigortalı lehine verilen kararlarda artış, benzer kararlarda karar kılınan tazminat tutarındaki artışlar, teminat tanımının daha geniş yorumlanması, vb…

Sosyal enflasyonun ölçümüne yönelik bu rapordan önce de çeşitli çalışmalar yapılmış. Bu çalışmalardan ilkinde The Geneva Association tarafından 2007-2013 yılları arasındaki hasar gelişimleri ile 2014-2019 yılları arasındaki gelişimler yedi branş için kıyaslanmış ve çalışmanın sonucunda 2007-2013 dönemi hasar gelişimleri ile TÜFE arasındaki bir paralellik görülürken, 2014-2019 yıllarında TÜFE’nin üzerinde seyreden bir hasar gelişimi gözlendiği belirtilmiş. The Insurance Research Council benzer bir çalışmayı benzer sonuçlar ile altı branş için ve 2018’e kadar olan dönem için gerçekleştirmiş.

Makaleye göre bu çalışmalara yönelik çeşitli itirazlar da söz konusu: Çalışmalara baz veri, şirketlerin ayırdıkları rezerv bilgisini baz alan, dolayısı ile manüpilasyona açık bir veri. Çeşitli araştırmacılar şirketlerin rezervleri arttırarak bir bakıma fiyat artışı için diğer şirketlere sinyal verdiğini, dolayısı ile sosyal enflasyonun şirketlerin fiyat artışlarını gerekçelendirmek için ortaya çıkardığı bir pazarlama terimi olduğunu söylüyor.

Bunun yanında tüketici enflasyonunun sigorta maliyetlerindeki artış için anlamlı bir kıstas olmadığını söyleyen araştırmacılar da var: Teknolojik gelişmelerin daha kaliteli ürünler geliştirmek için kullanılması sigorta maliyetini arttırıcı bir etki yapıyor olabilir.

Lynch ve Moore’un analizinde 2019’kadar giden 10 ve 20 yıllık hasar üçgenleri kullanılmış ve üç iş kolunda -oto sigortaları sorumluluk (ticari), diğer sorumluluk ve tıbbi kötü uygulamaya ilişkin sorumluluk- hasar gelişim faktörlerinin yıllar itibarıyla arttığı diğer bir deyişle sosyal enflasyonun bu branşlarda söz konusu olduğu sonucuna ulaşılmış. Yazarlar yukarıda dile getirilen belirsizlikleri de vurgulayarak sosyal enflasyonun izole edileceği daha ileri araştırmaların gerektiğini de dile getiriyorlar.

Sosyal enflasyona ilişkin sebepler ve sonuçlar size de tanıdık geldi değil mi? Türkiye’de de özellikle sorumluluk sigortalarında son 15 yılda kaza tespit tutanağı ile başlayan, hasar takipçileri ile devam eden, farklı yıllarda ortaya çıkan yargı kararlarının etkisiyle sürekli gündemde olan, 2021 sonunda olduğu gibi belirli dönemlerde asgari ücret artışıyla dönemsel gelişimler gösteren bir hasar artışı söz konusu. Bununla birlikte artışın ne kadarının sosyal enflasyon olduğunu yorumlamayı zorlaştıran etmenler de var:

  • Manevi tazminata yönelik teminatların ortaya çıkması ve/veya ön plana çıkması.
  • Şirketlerin hızlı hasar ihbarı almak için geliştirdikleri sistemler.
  • Mevzuat değişikliklerinin daha hızlı hasar ihbarını amaçlayan yönde olması.

Hasar artışlarının sebeplerinin doğru belirlenmesi ve sosyal enflasyon gibi kavramlar ile sayısallaştırılması şirketlerin hem rezerv hem fiyatlama çalışmaları açısından çok önemli.  Lynch ve Moore sosyal enflasyonun sadece oto sorumluluk branşındaki etkisini ABD için 19,8 milyar USD olarak hesaplamış. Sizce Türkiye’de sosyal enflasyonun sektöre yükü ne kadardır?

*Çalışmanın tam metnine ulaşmak için: https://www.casact.org/sites/default/files/2022-02/RP_Social-Inflation-Loss-Development.pdf