Çevreci STK’lar sonuca tepkili: İklim Şurası’ndan kömüre devam kararı çıktı

Şubat ayı sonunda Konya’da toplanan İklim Şura’sında Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyonu için yol haritası belirlendi. Şura’nın en tartışmalı kararı ise küresel ısınmanın en ciddi sebebi olarak bilinen kömürden çıkış için karar alınmaması oldu. 

İklim Şurası, Türkiye’yi 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaştıracak yol haritasını belirleme ve hazırlanacak iklim kanununun altyapısını tasarlama amaçlarıyla 21-25 Şubat tarihleri arasında Konya’da gerçekleştirildi.  

Şurada konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum 1,5 derece hedefi için küresel emisyonların 2030’da yüzde 45 azaltılması, 2050’de ise net sıfıra ulaşması gerektiğini söyledi. Sonuç bildirgesinin, 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda Ulusal Yeşil Finans Stratejisi’nin oluşturulması ve ulusal yeşil taksonomi mevzuatının geliştirilmesinde yol gösterici olacağını belirten Kurum, “Emisyon Ticaret Sistemi’nin uygulama takvimi için bir öncü kaynak olacak” dedi.

Açık Radyo’nun haberine göre, iklim ve çevre üzerine çalışan kurumların temsilcileri, bu doğrultudaki taleplerini 10 madde halinde sunmuştu. Bunların en başında, yeni kömürlü termik santral kurulmaması, kömür madeni açma ve maden genişletme faaliyetleri yapılmaması, fosil yakıt teşviklerinin son bulması, 2030’a kadar kömürden çıkış ve yine 2030’a kadar elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payının en az yüzde 75’e çıkarılması gibi maddeler bulunuyordu.  

Kömürden çıkış kararı yok 

Ancak bu çağrı ve beklentilere rağmen, Şura’da kömürden çıkış kararı alınmadı. Toplantının sonuç bildirgesinde, kömür kaynaklı emisyonların karbon yakalama, kullanım ve depolama teknolojileri kullanılarak düşürülebileceği iddiası yer aldı. Doğalgaz ve nükleerden ‘emisyon azaltıcı alternatif yakıt’ olarak söz edildi ve bu yakıtlardan elektrik üretiminin artırılabileceği ifade edildi.  

Şura, çevreci STK’lar için hayal kırıklığı  

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği Kurucu Direktörü Bengisu Özenç Şura sonrasında Açık Radyo’ya bir değerlendirme yaparak, “Kömürün kullanımının azaltılması bile bir hayal kırıklığı olacakken, o yönde bile bir karar alınmadı. Mevcut karar metninde karbon yakalama teknolojileriyle birlikte kömürün kullanımına devam edileceğine dair bir ifade yer alıyor” dedi.  

Özenç, ciddi hedefler konmadan ve zor kararlar alınmadan 2053 net sıfır hedefinin yakalanmasının mümkün olmadığının altını çizerek şu hususlara değindi: “Burada alınan kararlar, bizim 2053 hedefinde de ciddi olmadığımız anlamına geliyor. Elektrik arzında kömürden çıkışı çokça konuşuyoruz ama diğer sektörlerdeki, sanayi sektöründeki ya da ulaştırmadaki emisyon azaltımı, çoğunlukla elektrik kullanımının artışına yönelik. Bu, daha fazla elektrik talebi demek. Elektrik talebini hâlâ kömürle karşılıyorsanız, bu emisyonların da artmaya devam etmesi demek. O açıdan kömür kararını, 2053 hedefini gölgeye düşürmüş bir Şura çıktısı olarak yorumlamak mümkün.” 

“Paris Anlaşması ruhuna aykırı” 

Şura’nın kararlarını İklim Haber’e yorumlayan Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Onur Akgül ise, Şura’nın demokratik katılım bağlamında ve alınan iklim eylemi kararları açısından çok derin bir hayal kırıklığı ile sonuçlandığını söyledi. Şura’da gerek 2053 net sıfır emisyon hedefi, gerek acil iklim eylemleri üzerinde tartışarak, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele stratejisine ilişkin önemli kararlar alınması amacıyla buluşulduğunu hatırlatan Akgül, “Fakat direkt emisyon kesintileri ve kısa, orta ve uzun vadeli iklim değişikliğiyle mücadelede en önemli konu olan kömürden çıkışla ilgili tek bir karar bile alınmadı. Tavsiye kararlarının arasında kömürden çıkışın yer almaması, TBMM’de onaylanan Paris Anlaşması’nın ruhuna aykırı bir durum. Dolayısıyla İklim Şurası, Paris Anlaşması’yla derinden bir şekilde çelişmiş oldu” dedi. 

Yeşil Gazete’ye göre, iklim alanında çalışan 10 STK, Türkiye’nin hem iklim kriziyle mücadele etmesi hem de jeopolitik krizlere karşı enerji bağımsızlığına sahip olması için bir an önce yenilenebilir enerji potansiyelini kullanması gerektiğine dikkat çekerek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığını İklim Şura kararlarını gözden geçirmeye çağırdı.