“Günümüz koşullarında müşterilerini tanıyan, kişiselleştirilmiş ürün veya hizmet sunabilen, onları bir değer olarak işletmenin merkezine koyan ve süreçlerini bu doğrultuda oluşturan sigorta şirketleri müşterileri için daha fazla değer sunarak örnek teşkil ediyor ve sadakat yaratıyor.”
Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Levent Sönmez, sigorta sektörünün finansal sistemin vazgeçilmez unsurlarından olduğunu ve doğası gereği güvene ve mutlak iyi niyete dayandığını söyledi. Son yıllarda büyük bir değişim içinde olan sektörün gerek bireyler gerekse gelişen ekonomi açısından çok önemli görevler üstlendiğini belirten Sönmez, “Bireylerin ve kurumların risklerini güvence altına alarak, ekonomik ve sosyal hayatta karşılaşılabilecek önemi kayıplara karşı en etkili ve güvenilir yöntemin sigorta olduğu yıllardır kanıtlanmış durumda” dedi.
“Günümüz koşullarında müşterilerini tanıyan, kişiselleştirilmiş ürün veya hizmet sunabilen, onları bir değer olarak işletmenin merkezine koyan ve süreçlerini bu doğrultuda oluşturan sigorta şirketleri müşterileri için daha fazla değer sunarak örnek teşkil ediyor ve sadakat yaratıyor” diyen Sönmez sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu noktada sigorta şirketlerinin, başta karşılaşılan kayıp ve hasarları en etkili ve hızlı şekilde gidermek olmak üzere, müşteri için değer yaratma, müşteri sadakati sağlama, teknolojik gelişmeler konusunda proaktif olma, büyük miktarda veriyi saklayarak, anlamlı bilgilere dönüştürme konusundaki yetenekleri hayati önem taşıyor. Daha geniş kitlelere ulaşmak için yenilikçi ürünler, artan nüfus, tüketici farkındalığının artışı, ekonomik büyüme neticesinde ortaya çıkan yeni ürün ihtiyaçları, alternatif satış kanalları bu güvenin artmasına etki edecek en önemli unsurlar arasında yer alıyor.”
Köklü şirketlerin avantajları
Sigortanın, bireylerin ya da kurumların risklere karşı kendilerini güvenceye alma ve maddi kayıplara karşı korunarak işlerini ve hayatlarını kesintisiz devam ettirebilme ihtiyacının bir sonucu olduğunu hatırtalan Sönmez, “Tüketiciler de satın alma tercihlerini, doğal olarak risklerini istediği koşullarla güvence altına alan, kendisine güvence verilen tazminatı ödeyeceğine inandığı şirketten yana kullanıyor. Bu nedenle köklü bir şirketin sigortalısı olmak elbette ki müşterilerin gözünde çok farklı bir yerde. Ayrıca köklü şirketlerde tecrübe, bilgi ve teknoloji birikimi, sermaye gücü gibi birçok avantajlar da bulunuyor” dedi.
AStart programı
Sigortanın, rekabetçi ve dinamik bir sektör olduğunu da hatırlatan Levent Sönmez, sözlerini şöyle noktaladı: “Gerek dünyada gerekse ülkemizde yeni çağın önemli bir yapıtaşı olan startup’lar da çok ilgi duyulur bir noktaya geldi. Sigortacılıkta fark yaratabilmek için sektörün teknolojiyi kullanarak müşterilerine daha inovatif çözümler sunması gerekiyor. Son dönemde, köklü sigorta şirketleri ile startup’ların işbirlikleri yaygınlaşıyor. Startup’lar, hem sigorta şirketine, hem acenteye hem de müşteriye, yani sektörün tüm oyuncularına farklı noktalarda çeşitli avantajlar yaratıyor. Biz de Anadolu Sigorta olarak, AStart programı ile dijital sigorta girişimcilerine destek oluyoruz. Yeni teknolojilerin gelişiminde yeni iş fikirlerini desteklemenin büyük payı olduğunu kabulü ile, insurtech kavramını yaygınlaştırarak, sürdürülebilir projelere katkıda bulunmaya önem veriyoruz. Erken aşama teknoloji iş fikirlerinden, yatırım almış iş fikirlerine kadar pek çok girişimi destekliyoruz. Hatta yapılan başvurular arasından iki InsurTech’i desteklemek için Kollektif House’da çalışma imkanı da sağladık. Ayrıca, son 2 yıldır düzenlediğimiz Hackathon etkinliğimizde de sigortacılık ürün ve hizmetleri ile sürdürülebilir bağ kurduracak ve gündelik hayatı kolaylaştıracak fikirleri bulmaya çalışıyoruz.”