Moody’s analistleri, COVID-19 salgınının sağlık sigortası sektörünün geleceği üzerinde önemli bir etkisi olacağına inanıyor. Hazırlanan raporda, Moody’s derecelendirilmiş sağlık sigortacılarının, kredi gücünün önemli bir itici gücü olacağı için önümüzdeki üç ila beş yıl içinde belirli değişikliklere uyum sağlamaları gerekeceğinin altı çizildi.
Sigortacıların büyük olasılıkla etkileneceği alanların sağlık bakımı eğilimleri olacağı belirtilirken, pandeminin başlamasıyla birlikte, tele-sağlık kullanımının, özellikle bir hastanın birincil doktoruyla telefon görüşmeleriyle arttığına dikkat çekildi.
Moody’s Başkan Yardımcısı Dean Ungar: “Büyük bir sağlık sigortası şirketi 2019’un tamamındaki 1 milyona kıyasla 2020’nin ilk yarısında 15 milyon tele-sağlık ziyareti bildirdi. Telehealth, hastanın kişisel bakıma erişimi ciddi şekilde kısıtlandığında bir boşluğu açıkça doldurdu. Özellikle de kırsal alanlara sağlık hizmetlerine erişim sağlamak olarak.” dedi.
Telehealth, zihinsel ve davranışsal sağlık koşullarını tedavi ederken yararlı bir araç haline gelebilir, çünkü bir erken uyarı sistemi olarak hizmet edebilir, bu da sağlık sigortacılarının, aksi takdirde tespit edilmemiş olabilecek hasta koşullarının farkına varmasına yol açabiliyor.
Sağlık sigortası endüstrisi, geleneksel hizmet başına ücret geri ödeme modelinden hizmet sağlayıcılara değer temelli bir bakım modeline geçmekte. Bazı sağlayıcılar, risk nedeniyle değer-bakım modelini tam olarak benimseme konusunda isteksizdi, ancak değere dayalı bakım düzenlemelerindeki doktorlar, karantinalar sırasında çok daha istikrarlı bir gelir akışı yaşadılar. Raporda COVID-19 salgınının, değere dayalı bakım eğilimini hızlandırmaya yardımcı olması gerektiğinin altı çizildi.
