“Ekonomik altyapı tesisinde güçlü bir sigorta sektörü olmalı”

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, “Sağlam ve sürdürülebilir bir ekonomik altyapının tesisi anlamında güçlü bir sigorta sektörüne ihtiyaç duyuluyor “dedi. Benli, “Önümüzdeki 20 yılda sektörün daha kayda değer bir büyüme kaydedeceğini söyleyebiliriz. Peki bunu nasıl değerlendirebiliriz? Geleceği hayal eden ve adımlarını buna paralel olarak atan dağıtım kanalları ve sigortacılar gelişmeye devam edecekler” şeklinde konuştu.

Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB), “Geleceği Birlikte Şekillendiriyoruz” başlığı altında düzenlenen ‘Dağıtım Kanalları Paneli’nde konuşan TSB Başkanı Atilla Benli, “Sigorta sektörünün her şeyiyle hem bireye hem topluma hem de bulunduğu ülkeye faydası olduğunu söyleyebiliriz. Sağlam ve sürdürülebilir bir ekonomik altyapının tesisi anlamında güçlü bir sigorta sektörüne ihtiyaç duyuluyor. Bunu da sağlayan güçlü ve dengeli bir dağıtım yapısıdır” şeklinde konuşarak tüm dağıtım kanallarına ve acente temsilcilerine teşekkürlerini iletti.

“Potansiyel birçok ülkenin üzerinde”

SAİK’in vizyon belirleme çalışmasına atıfta bulunan Benli, “Acentelerin %75’i 1 milyonun altına prim üretiyor. Acentede ortalama 3 kişinin çalışması ve bir poliçe için ortalama 15 dakika harcanması gerekiyor” dedi. Benzer bir çalışmayı da TSB olarak gerçekleştirdiklerini hatırlatan Benli, “Acentelerin teknolojik yatırımlar ve insan kaynakları eksenin sigorta şirketleriyle sınırlı işbirliği bulunduğu için acentelerin sürdürülebilirliğini konuşmamız gerekiyor. Gelecek karamsar bir tablo mu sunmakta? Aslında ülkemizin sigorta potansiyeli çoğu ülkenin üzerinde. Sadece rakamlara bakarak bunu söyleyebiliriz” dedi.

Sigortacılık kanununda acentelerin sigorta şirketinin temsilci ve brokerların sigortalının temsilcisi olduğunu hatırlatan Benli, bu mevzuatın tekrardan ele alınması gerektiğini söyledi. Ülkemizde iki kanalın da işleyişte birbirine yaklaştığı durumların gözüktüğünü söyleyen Benli, “Bazı acenteler işleyiş açısından brokere yaklaşmış durumdalar. Aynı zamanda reasürans brokerlarının kendine has özellikleri bulunmasına karşın kanunda sigorta brokeri olarak değerlendiriliyor. Yurtdışında reasürans brokerleri özel bir düzenleme tabi. Dolayısıyla aracıların pozisyon ve iş kapsamlarının netleştirilmesinde fayda görüyoruz. Bunun yanında acentelerin eğitimine de önem verilmeli ve acentelerin sigorta şirketlerinin teknolojik imkanlarından faydalanmasının sağlanması çok önemli” şeklinde konuştu.

Özellikle pandemi ile güçlenen ve daha da güçlenecek olan dijital dağıtım kanalı da dikkate alındığında acentelerin DASK ve trafik gibi ürünlerin yanı sıra daha niş alanlara yönelmesinin faydalı olacağını vurgulayan Benli, “Acentelerimiz şimdiden satış için kendilerini konumlandırmalı. Satış için, bu satışlarda uzmanlaşmış bir mantık da ortaya çıkabilir. Bu konumlanma ile acenteler sigortanın topluma tanıtılması noktasında da fayda sağlayabilirler” ifadelerini kullandı.

Sigorta aracıları ve dijital dönüşüm

Dijitalleşme süreci hakkında da değerlendirmelerde bulunan Benli, “Tüm ülkemizi etkileyen bir dijital dönüşüm hareketi var. Hangi taraf olursa olsun bu değişime ayak uyduramayanlar piyasada çok geri kalacak. Dünyaya baktığımızda konuşulan hamleleri biliyoruz: Satış öncesi, satış ve satış sonrası dönem. Dünyada satış öncesi döneme dağıtım kanallarının çok önem verdiğini görüyoruz. Bunun yanında internet sitelerine girmiş oldukları içerikleri güncel ve ilgi çekici tutmak zorundalar. Doğru içerik ile müşterilerine daha rahat ulaşma yarışı içinde herkes. Global satıcılar online ve çapraz satış imkanlarını konuşuyorlar” dedi. Satış sonrası dönemde de değişimler olduğunu belirten Benli, dağıtım kanallarının dünya örneklerinden yola çıkarak, müşterileri tanıma noktasında müşteri ilişkileri yönetimi yapabilmesi gerektiğini söyledi. Benli, “Satış sonrasında acentelerin yaptığı çalışmalar büyük bir memnuniyet oluşturuyor. Vizyoner bir bakış açısıyla, dünyada dağıtım kanallarının nereye gittiğini burada ifade etmek istiyorum. Ülkemizde sigorta aracılarının bu dönüşümü geliştirebileceğine inanıyorum” dedi.

Akıl ve kalbin birleştiği yer

Türk insanın başta acente olmak üzere dağıtım kanallarını tercih edeceğini, hiçbir makinenin veremeyeceği bu sıcaklığın bir avantaj olduğunu dile getiren Benli, “Önce danışman, sonra acente olunmalı. Bu danışmanlık avantajını hayata geçirebilmesi için acentelerin üzerine görev düşüyor. Spesifik konularda acenteler uzmanlaşarak avantajlarını devam ettirmeli. Teknoloji bununla asla yarışamaz” şeklinde konuştu. TSB olarak ortak akılla yöneteceklerini hatırlatan Benli, “Akıl ve kalp birbirine büyük aşkla tutulmuş iki sevgili gibi. Akıl ve kalbi ayıran en büyük zalimdir. Biz de Türk Sigorta Birliğini akıl ve kalbin buluştuğu yer olarak konumlanıyoruz. Bir referans kuruluş olmak istiyoruz. Buna tüm paydaşlarımız dahil. Son olarak şunu söylemek istiyorum: Birbirini geliştirenler birlikte gelişirler. Biz de potansiyeli değerlendirerek sektörü daha ileri bir konuma getireceğiz. Sigorta sektörü tüm etkileri pozitif olan tek sektör. Bu sektöre artı değer oluşturmak isteyen herkesin emek ve katkısı bu sektör için çok değerli. Hiçbirini ziyan etmeyeceğiz” dedi.