“Ekonominin başlıca aktörlerinden olduğumuzu daha yüksek sesle söyleme zamanı”

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, sektörün çatı kurumu olarak Türkiye ekonomisine katma değer sağlama amacı taşıdıkarını söyledi. Sektörün artık başka bir aşamaya geçtiğini belirten Benli, “Artık ekonominin başlıca aktörlerinden birinin sigortacılık olduğunu daha yüksek sesle gündeme getirme zamanı” dedi. Basın mensuplarıyla bir araya gelerek sektörün gündemini değerlendiren Benli,  sigorta sektörünü büyütmek, ürün kullanımını yaygınlaştırmak, ürünleri sigortalılar lehine geliştirmek ve sektöre bu alanlarda rehberlik etme amacını taşıdıklarının altını çizdi.

Trafik sigortası fiyatlarında düşüş gözleniyor

Son dönemlerde gündemde olan trafik sigortasındaki yeni yasal düzenlemeyle ilgili de görüş bildiren Benli, bu branştaki teminat hesaplamalarındaki belirsizliklerin yasal düzenlemeyle ortadan kaldırılmasıyla sektörün önünü daha rahat görebildiğini belirtti. Daha önce, düzenlemenin bu branşta fiyatların arttırılmasına yönelik olduğu yönünde yorumların yapıldığını da hatırlatan Benli, ancak tam aksine, belirsizliklerin ortadan kalktığını gören sigorta şirketlerinin fiyatları indirmeye başladığının gözlendiğinin altını çizdi.

Sigortacılık pandemide fark yarattı

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve sigorta sektörünü direkt etkileyen pandemi döneminde tüm sektörün hizmetlerini sürdürme konusunda çok başarılı bir sınav verdiğine dikkat çeken Benli, “Hem pandemi hem de iki büyük deprem felaketinin yaşandığı 2020 yılında halkımıza yaklaşık 2,2 milyar TL gibi destek ve tazminat ödemesi yaptık. Böylece hem sektörümüzün gelişimine hem de sigortalılarımıza önemli ölçekte fayda sağladık. Tüm yaşananlar bize şunu çok net gösteriyor ki, sigorta yarınlara güvenle ulaşmamızın en önemli yapı taşlarından biri konumunda” şeklinde konuştu.

Uzun vadeli finansman ihtiyacına katma değer 

Türkiye’nin son 3-4 yılda sigorta açığını en yüksek oranda kapatan ilk 10 ülke arasında olduğunu, 2020’de sektörün 261 milyar TL fon yaratabilme kapasitesine sahip olduğunu belirten Benli, “Sektörümüz; konsolidasyon, büyüme, yerli ve yabancı yeni oyuncuların pazara girmesi anlamında cazip bir sektör olarak karşımıza çıkıyor. Oluşturduğumuz potansiyelle ülkemizin uzun vadeli finansman ihtiyacına katma değer sağlıyoruz. Sağlamaya da devam edeceğiz” dedi.

“Yerimiz dünyada ilk 20 olmalı”

TSB Başkanı Benli, sektörün üretim rakamlarıyla ilgili ise şu bilgileri paylaştı: “Sektörümüz son yıllardaki istikrarlı büyümesini bu yılda sürdürüyor. Sektörümüzün prim üretimi 2021 yılı Ocak-Mayıs döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %16,2 artışla 38,5 milyar liraya ulaştı. Hayat dışı prim üretimi %18,1 artışla 32,4 milyar liraya çıkarken, hayat prim üretimi %7 artışla 6,1 milyar lira oldu. 2020 yılındaki çift haneli büyümemizin bu yıl da süreceğini öngörüyoruz. Öte yandan, dünyada %7,2 seviyesinde olan sigorta penetrasyonu, ülkemizde dünya ortalamasının oldukça altında seyrederek %2,2 seviyelerinde gerçekleşti. Sektör aktif büyüklüğünün GSYH’ye oranı Avrupa Birliği’nde %75,7 iken Türkiye’de bu oran %5,5. Bizim 39. sırada değil, kısa vadede ilk 20’de olmamız gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla özellikle son 3-4 yılda devletimizin teşvik ve düzenlemeleriyle de büyük ivme yakalayan sektörümüzde gidecek çok yolumuz var.”

Kârlılıkta durum

İlk çeyrekte sektörün teknik sonuçları hakkında da bilgi veren Benli şöyle konuştu: “Sigorta sektörü net teknik kârı, 2021 yılı ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre 91 milyon TL artış ile 2,909 milyar TL oldu. Hayat dışı branşlar net teknik karı, geçen yılın aynı dönemine göre trafik branşında yaşanan teknik zarar sebebiyle sadece 61 milyon TL artarak 2 milyar TL seviyesinde sabit kaldı. Hayat branşı net teknik kârı ise prim üretiminde kredili ürünlere bağlı yaşanan daralma nedeniyle geçen yıla göre 69 milyon TL azalarak 646 milyon TL’ye geriledi. Emeklilik branşında da aynı dönemde 99 milyon TL artışla 254 milyon TL teknik kâr elde edildi.”

Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki (BES) son gelişmelere de değinen Benli, özellikle BES’te 18 yaş sınırının kaldırılması kararını, küçük yaşlarda tasarruf alışkanlığının kazandırılarak emeklilikte refah kaybının önlenebilmesi, ulusal tasarrufların artması ve beraberinde sektörün de büyümesi anlamında son derece kıymetli bir karar olarak karşıladıklarını ifade etti.

18 yaş altında 3 milyon hedefi

TSB Başkanı, BES’ten beklentileri için şu açıklamalarda bulundu: “Orta vadede 18 yaş ve altı 3 milyon çocuğumuzun sisteme katılması ile 30 milyar TL civarında sisteme bir katkı ve tasarruf öngörüyoruz. Bu noktada vatandaşlarımızın aklında bir dizi soru olduğuna şahit olduk ve hızla harekete geçtik. Çocukların Bireysel Emeklilik Sistemine Dâhil Edilmesine İlişkin Rehber’imizi web sitemizde vatandaşlarımızın ve tüm paydaşlarımızın kullanımına sunduk. Öte yandan vakıf ve dernek gibi kuruluşlardan BES’e aktarılacak üye birikimleri ise kurumsallık, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri çerçevesinde yönetilerek yine ülkemizin tasarruf oranlarının artmasına olumlu yönde katkı sağlayacak. 50’nin üzerinde vakıf, 40 milyar TL civarında bir fon var. Dolayısıyla sayısı 3 milyonu bulan 18 yaş altı çocuğumuzun sisteme girmesi ile de orta vadede ciddi bir fon büyüklüğü elde edebileceğiz. 18 yaş altının katılımı ile vakıf ve sandıklarla birlikte 180 milyar liralık birikimi beş yılda 400 milyar liraya çıkartabiliriz.”