“Sigorta sektörü iklim değişikliğine yönelik acilen aksiyon planı yapmalı”

İklim değişikliğine yönelik alınacak önlemlerin kararlaştırıldığı bir aksiyon planının önemine dikkat çeken VHV Reasürans CEO’su Maximilian Stahl, “Sigortasız kayıplar artarken bazı varlıklar sigortalanamaz hale geliyor. Bu nedenle alınacak tedbirler ve sektör olarak yapılması gerekenler ile yaptırımlar üzerine hızlıca projeler üretmeliyiz” dedi.

Türkiye sigorta sektörünün önde gelen reasürans şirketlerinden VHV Reasürans CEO’su Maximilian Stahl, iklim değişikliğinin artık günümüzün en önemli risk faktörlerinden biri olduğunu son dönemde yaşanan doğal felaketlerin bir kez daha kanıtladığını belirterek, “Gelişmiş yada gelişmemiş ülke ayrımı olmadan dünyanın birçok bölgesinde yaşanan doğal felaketler sigortanın önemini bizlere ne yazık ki acı bir şekilde gösteriyor. Sigortacılık da iklim değişimine mutlaka ayak uyduracak bir değişim yaşamak zorunda” diye konuştu.

İklim değişikliği ile birlikte artan küresel ısınmaya bağlı kuraklıklar, heyelanlar, yangınlar ve su baskınları artarken, sonuç olarak gerçekleşen felaketler ise büyük yıkımlara yol açıyor. Son dönemde bu yönde yaşanan doğal felaketlerin, gelişmiş ya da gelişmemiş ülke yönünde bir ayrımının da olmadığını görüyoruz. Kısa süre önce Avrupa’nın en güçlü ekonomilerinden biri konumundaki Almanya’nın batı bölgelerini vuran sel felaketi ve yaşananlar bunun en acı örneklerinden biri oldu. Aynı şekilde Avrupa’nın güney bölgelerinde İtalya, Yunanistan ve Türkiye’nin cennet köşelerinde çıkan orman yangınları da başka acı örnekler olarak dikkat çekti.

Sigorta önemli bir güvence

VHV Reasürans CEO’su Stahl, “Yapılan araştırmalar gösteriyor ki önümüzdeki en önemli risk faktörlerinden biri iklim değişimi ve iklim değişiminin getirdiği doğal felaketler. Dünya Ekonomik Forumu’nun yayınladığı Global Riskler 2021 raporunda da benzer bir çıkarım mevcut. İklim değişikliği ve buna bağlı gelişen felaketler, başta can kaybı olmak üzere ciddi manevi ve maddi kayıplara yol açıyor. Bu kayıpların bir nebze önüne geçmek için ise sigorta önemli bir güvence.” dedi.

İklim değişikliğinin ekosistemi tehdit etmesiyle birlikte bu sisteme bağlı tüm işlerin de tehlikeye atıldığına dikkat çeken Stahl sözlerini şöyle sürdürdü, “İklim değişikliği önümüzdeki on yıllarda sigorta sektöründe bir paradigma değişikliğine neden olacaktır. Sektör finansal işlemlerini (fonlama, risk azaltıcı teknikler), işleyişe ilişkin yöntemlerini (sigorta ve hasar) ve genel faaliyetlerini düzenleyici gelişmelerle piyasadaki gelişmelerin yarattığı zorluklarla başa çıkabilecek şekilde değiştirmek zorunda kalacaktır.”

Sektörümüz iklim değişikliğine doğrudan maruz kalıyor

Son yaşanan orman yangınlarının risk bağlamında acı bir tecrübe yaşattığının altını çizen Stahl, “Yangınların yaşam yerlerine, işletmelere hatta enerji üretim hatları ve tesislerine zarar verebildiğini ve buralarda çalışan ve yaşayan insanların hayatlarının büyük bir tehlike altında olduğunu ne yazık ki yaşayarak acı bir şekilde tecrübe ediyoruz. Öte yandan iklim değişikliğine doğrudan maruz kalan sektörlerin başında ise sigortacılık geliyor. İklim değişikliğiyle birlikte risklerin artması, sigorta şirketlerinin doğal afet riskini nasıl değerlendireceğini zorlaştırıyor. Bu nedenle de sigorta sektörümüz bu değişime hızlıca ayak uyduracak çözümler geliştirmek zorunda. Son yaşanan felaketlerde gördük ki, sektörümüzün aksiyon kabiliyeti hızla artıyor. Bunu sigortalıların bilgilendirilmesi, tavsiye kararlarının hızlıca alınması ve bilinçlendirme çalışmalarından gözlemleyebiliyoruz. Bunlar olumlu yönde gelişmeler. Bunun yanında ise sürdürülebilirlik anlamında sektör olarak yüksek karbonlu bir ekonomiden düşük karbonlu bir ekonomiye geçişi teşvik edecek adımlar atmalıyız.” şeklinde konuştu.

Risk gerçekleştiğinde satın alamayacağınız tek şey sigorta

Önemli yatırımların ani ve öngörülemeyen risklerinin devredildiği, finans sektörünün önemli sacayaklarından biri olan sigorta sektörünün bu misyonla iklim değişikliğine yönelik alınacak önlemlerin kararlaştırıldığı bir aksiyon planının önemine dikkat çeken VHV Reasürans CEO’su Maximilian Stahl, “Sigortasız kayıplar artarken bazı varlıklar sigortalanamaz hale geliyor. Bu nedenle alınacak tedbirler ve sektör olarak yapılması gerenler ile yaptırımlar üzerine hızlıca projeler üretmeliyiz. Unutmayalım ki değerlerimizin ve yatırımlarımızın teminat altına alınması geleceğimizin güvencesidir. Sigorta, riskin tanımlanmasından transfer ve bertaraf edilmesine kadar devam eden risk yönetimi döngüsünün ayrılmaz bir parçasıdır. Sigorta ayrıca sigortalıların iklim değişikliğine uyum sağlamasına da yardımcı olmaktadır. Risk gerçekleştiğinde satın alamayacağınız tek şey sigorta teminatıdır.” dedi.

Tartışma şeklimizi değiştirmeliyiz

“İklim değişikliği konusundaki tartışma şeklimizi değiştirmeliyiz” diyen Stahl sözlerini şöyle sürdürdü: “2020 yılında açıklanan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) raporu da bizi uyarıyor. Rapora göre 1,5 derecelik bir küresel sıcaklık artışı olması halinde iklim değişikliğinin 2030 yılına kadar dünya çapında 2,4 trilyon dolar ekonomik kayba ve 80 milyonluk iş kaybına neden olması bekleniyor. 100 yılı aşan tecrübemizle VHV olarak daha önce de dile getirdiğimiz üzere sektör olarak iklim değişikliğinden kaynaklanan risklerin uyarlanması ve azaltılmasına odaklanmalıyız. Ardından bu konuyu sektör üstüne taşıyarak başta devletler olmak üzere, bilim dünyası, finans ve ekonomi dünyası, STK’lar ve şirketlerin bir araya geldiği bir İklim Değişikliği Kurulu oluşturulmalı ve hızla aksiyona geçilmeli. ”

Hasarların şeffaf bir şekilde paylaşımı güveni artırır

Almanya’nın batı bölgelerinde yaşanan sel felaketi sonrası hasar bilgilendirmede birçok sigorta şirketinin hızlı ve şeffaf bir şekilde paylaşımlarda bulunduğunu ifade eden Maximilian  Stahl, bu tür bir refleksin sigortacılığa olan güven artışında önemli bir gösterge olduğunu ve bunun Türkiye’de de mutlaka yaygınlaşması gerektiğine dikkat çekti.  Öte yandan sigorta ve reasürans şirketlerinin risk farkındalığının artırılmasına poliçeleri (riske dayalı sigorta primleri, ilave prim ve/veya indirimler, gerekli afet önleme tedbirleri, koşul ve şartları) aracılığıyla katkı sağlayabileceğini ifade eden Stahl, “Avrupa sigorta sektöründe yapılan ileri düzeyde risk haritaları gibi risk farkındalığının artırılması yönlü destekler, Türkiye’deki sigorta ve reasürans şirketlerimiz aracılığıyla da yapılabilir.” dedi.