Sigorta sektöründe sürdürülebilirlik ve iklim farkındalığı yükseliyor

Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresinde sigorta sektörü sürdürülebilirlik paneliyle ele alındı. Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli’nin onur konuşmacısı olduğu panelde Sigorta Dünyası dergisinden Birant Yıldız’ın moderatörlüğünde TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı, AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken ve Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk sürdürülebilir bir sigortacılığın çevre, toplum ve dünyaya katkılarını izleyicilerle paylaştılar. 

Bu yıl beşincisi düzenlenen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresinin “Sürdürülebilirlik ve Sigorta” başlıklı panelinin onur konuşmacısı Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli son dönemdeki sel ve yangınlar kaynaklı altyapı ve yerleşim yerlerinin yeniden yapım maliyetinin yaklaşık 2,5 milyar TL olduğunu söyleyerek, “Bu rakama iş kayıpları, tarım alanlarının kaybı ve diğer birçok kayıp eklendiğinde söz konusu maliyetin daha da yüksek olacağını tahmin edebilirsiniz” dedi. 

İklim değişikliğinin, sürdürülebilirlik ve buna bağlı olarak insanların refahı karşısında önemli bir tehdit olarak durduğunu belirten Benli sözlerine şöyle devam etti: “Ancak bu konuda çaresiz değiliz. Sigorta sektörü bu zararları büyük ölçüde önleyebilecek potansiyele sahip. Ülkemizde ekonomik kayıpların çok daha büyük bir bölümü sigorta sektörü tarafından karşılanabilir. İklim değişikliğinin hızı karşısında sürdürülebilir bir yaşam için sigortalanma oranını hızla artırmalıyız. Gelişmiş ülkelerde, doğal afetlerin neden olduğu maddi zararların yüzde 45’i sigorta sektörü tarafından karşılanırken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran sadece yüzde 3 civarında. Önümüzdeki yıllarda iklim değişikliği kaynaklı doğal afetlerin artış göstermesi beklenmekte olduğundan ülkemizde bu alandaki sigorta açığını kapatmak için daha çok çalışmamız gerekiyor.” 

Sigorta sektörü mücadelede öncü 

İklim değişikliğiyle mücadele için kapsamlı çalışmaların hayata geçmesinin elzem olduğunu da sözlerine ekleyen Benli şöyle konuştu: “Gerekli önlemlerin alınmaması durumunda kasırgaların, kuraklıkların artacağı, deniz seviyelerinin yükseleceği belirtiliyor. Bu öngörüler gerçekleşirse, üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz de büyük risklerle karşı karşıya kalabilecek. O nedenle iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konusunda her birimizin gerek bireyler gerek kurumsal şirketler olarak etkin önlemler alması, devletimizin ve kurumlarımızın kararların uygulanması ve geliştirilmesi hususunda irade beyan etmesi hayati önem taşıyor. Sigorta şirketi olarak bizler de öncü rolümüzle iklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkacak risklerin yönetilmesi ve fırsatların değerlendirilmesi için tüm paydaşlarımızla çalışmaya devam edeceğiz.” 

İklim değişikliği en ciddi risk 

Birleşmiş Milletler çatısı altında kurulan Net 0 Sigorta İttifakından bahsederek sözlerine başlayan AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken ise, en temel riskler arasında iklim değişikliğinin ilk sırada olduğunu söyledi. Ölken şöyle devam etti: “AXA Grubu globalde beş yıldır gelecek riskler raporu hazırlıyor. Geçen yıl dışındaki ilk on riskin tamamında iklim değişikliği ilk sırada. Bu konuda herkes hemfikir. İklim değişikliğinin temel sebeplerinden biri olan sera gazı etkisi yaratan unsurların kontrol altına alınmasını gerektiren temel uzlaşı çerçevesinde sigorta şirketleri de bir ittifak yaptı. Kurumlar sıfır emisyona yönelecekler. Şirketler olarak karbon salımımızı ölçmeye başlayacağız, tükettiğimiz suyu, yemeği, etkileyen tüm unsurları ölçüp ona göre yatırım yapacağız. Ormanlara yatırım yapacağız ya da yenilenebilir enerjiye yöneleceğiz. Ancak şirketlerimizin ve bireylerin bunu yapması yetmeyecek ve geleceğe dönük hedef olarak bahsettiğimiz bu ittifak karbon emisyonunu tetikleyerek üretim yapan endüstrilerdeki firmalara finansal yatırımlarını yönlendirmeyecekler. Bu dolaylı bir yaptırım aslında. İttifaka üye şirketler dönüşüme ve yeşil enerjiye katkı veren yatırımlara yöneleceklerini açıklıyor. Bahsedilen şirketlerin sigortalarının yapılmayacağına yönelik açıklamalar yapılıyor. Bu öncü bir hareket. Biz sigortacıyız ve insan için değerli olanı korumak üzere bu mesleği icra ediyoruz. Sürdürülebilirlik için farkındalık yaratmalıyız. Finansal sürdürülebilirliği de sağlamak ve bununla yetinmeden yakın çevremizde yer alan ekolojik sorumlulukla faaliyet yürütmeli ve burada da farkındalık yaratmalıyız. Biz de AXA Sigorta olarak tüm paydaşlarla bu yolda ilerliyoruz. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için sadece sigorta sistemiyle riskleri yönetmek değil, kolektif olarak adımlar atılması gerektiğini söyleyebilirim.  

Daha sonra söz alan Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı ise Bireysel Emeklilik Sisteminden bahsederek, son dönemde sisteme artan ilgide 18 yaş altı çocukların dahil olma imkanının getirilmesinin büyük itici güç olduğunun altını çizdi. Obalı bu konuda şunları söyledi: “5 Kasım 2021 tarihli EGM verilerine göre 5 ay gibi kısa bir zamanda 18 yaş altında 107 bini aşan çocuğumuz sisteme girdi ve burada yaklaşık 123 milyon TL fon büyüklüğü ve 15 milyon TL devlet katkısına ulaşıldı. Bu rakamların her hafta artıyor olması bizleri mutlu ediyor. Öte yandan BES’in hayat ve sağlık ürünleriyle birlikte bütünleşik bir güvence paketi olarak sunulmasına yönelik düzenlemeyi çıkardık, bu konuda şirketlerimizin iletişim ve tanıtım stratejileri ile birlikte ciddi bir potansiyele ulaşılacağını öngörüyoruz. Ayrıca katılımcıların kısa vadeli finansal ihtiyaçlarını sistemden ayrılmak zorunda kalmadan kısmi çekiş yoluyla giderebilmesini ve böylece sistemde devamlılığı sağlayacak çalışmalarımız da son aşamaya gelmiş bulunduğumuzu da belirtmek isterim.” 

BES ile sürdürülebilir büyüme 

18 yaş altı 24 milyon çocuk ve gencin devlet katkısından yararlanmasına imkân tanıyan düzenlemenin sistemin gelişmesinde çok önemli bir gelişme ve itici güç olacağını da vurgulayan Obalı, “Bireysel Emeklilik Sistemi, hem sürdürülebilir bir ekonomik büyüme modelinin ön koşulu olan yurt içi tasarruf oranının artırılması hem de ekonomiye uzun vadeli finansman kapasitesi sunulmasını temin ederek sermaye piyasalarının derinleşmesi işlevini gerçekleştiriyor. Bu yönleriyle de sistem, katılımcılara sunduğu avantajlarla ulusal tasarrufun artırılmasını teşvik etmeye yönelik en somut adım” dedi. 

Obalı ayrıca sigortacılığın sürdürülebilirliğin en önemli kanıtı olduğunu söyleyerek, “Olası riskler için önceden bir sigorta güvencesi almışsak, riskin gerçekleşmesi durumunda hayatımıza kaldığımız yerden devam etme şansını sigortayla yakalayabiliyoruz. Bu da sürdürülebilir bir yaşam adına çok önemli bir avantaj” dedi. 

Geleceğe iyi bir dünya bırakmak 

Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk sosyal ve çevresel uygulamalara ve sürdürülebilirliğe tüm dünyadaki duyarlılığın arttığını söyledi. Ertürk şöyle devam etti: “Anadolu Hayat Emeklilik kurulduğundan bu yana toplumsal kalkınmaya destek veren faaliyetler gösterdi. Gelecek nesillere iyi bir dünya bırakma yönünde çalışmalarımız daima oldu. 2016 yılından bu yana karbon nötr şirketiz. Yeşil enerji alanlarına yatırımlar yaparak karbon ayak izimizi sıfırlıyoruz. Ofislerimiz de yeşil bina konseptinde. Elektrik kullanımından su tüketimine ve atıkların değerlenmesine kadar aldığımız tedbirler söz konusu. Borsa İstanbul sürdürülebilirlik endeksine de sigorta sektöründen giren ilk şirket olduk. Sürdürülebilirlik konusunda bir fon da yarattık. Çevreye etik değerlere, istihdam önem veren şirketlerin varlıkları yer alıyor fonun içinde. Bu alanlara önem veren bireysel yatırımcılara da bir imkan sunmuş olduk böylece. Yanlış bilmiyorsam, sektörde sürdürülebilir emeklilik yatırım fonu anlamında üç fon var. Bu fonlara birikim tutarı 430 milyon lira civarında. Bu fonlara ilginin giderek artacağını da tahmin ediyoruz.  

BES’teki 18 yaş altı uygulamasının kapsayıcılığı arttırmak anlamında müthiş bir uygulama olduğunu belirten Ertürk, uygulamanın tasarruf açığının kapanmasına önemli katkı sağlayacağının açık olduğunu ifade etti.