“Maliyetleri karşılayacak düzeyde bir tavan prim revizyonu yapılmalı”

Ray Sigorta Genel Müdürü Koray Erdoğan, hasar frekanslarındaki pandemi kaynaklı olağan dışı düşüşün ve bunun kârlılık rakamlarına pozitif olarak yansımasının, sektörün kendi dinamiklerinden kaynaklanmadığı için sürdürülebilir olmadığını söyledi. Bunun geçici bir durum olduğunu, geçtiğimiz yıl yapılan tüm değerlendirmelerde belirttiklerini dile getiren Erdoğan, “Bu nedenle hem bizim için hem de tahmin ediyorum ki sektörümüz için yaşanan bu durum bir sürpriz olmadı. Tahmin etmesi daha güç olan kısım ise yedek parça ve araç fiyatlarındaki artış düzeyi idi. Kurlardaki artış, yedek parça fiyatlarını ve araç fiyatlarını direkt olarak etkiliyor. Bu durum doğrudan sigorta şirketlerinin kârlılığına da etki ediyor. 2021 yılının ikinci yarısında, yeni normal dediğimiz süreçlerin başlaması ile maliyet artışlarına ek olarak hasar frekansının tekrar 2019 yılı seviyelerine yaklaşması ve sektörün ortalama primleri olması gereken düzeyde artıramaması nedeniyle kârlılıkların azaldığı görülmektedir” dedi.

2022 yılında frekans ve maliyet riskleri devam ederken ortalama primlerin, frekans ve maliyet artışlarını karşılayabilecek düzeyde artırılamaması durumunda, oto sigortalarındaki zarar rakamının daha da büyüyeceğini aktaran Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Burada alınabilecek önlemleri iki başlık altında değerlendirmek mümkündür: Doğru ürünü, doğru bir fiyatla satmak. İşimizden para kazanmamız gerekiyor. Bu da doğru veri ve doğru underwriting ile mevcut riskleri ve belirsizlikleri karşılayabilecek bir fiyatlama yapısı oluşturmaktan geçiyor. Son iki yılda ülkemizde fiyatı artmayan tek kalem sigorta gibi gözükmektedir. Bu sürdürülebilir değil.  Sektör olarak ortalama primleri, olması gereken seviye bir an evvel getirmemiz, bu artışları da bütün paydaşlar olarak, sigortalılara doğru bir şekilde anlatmamız gerekir (Bedel artışı, kur artışı, asgari ücret artışı, enflasyon, vb…)

Mali bünyelerinin güçlendirilmesi için ilave tedbirler alınmalı

Koray Erdoğan, ortalama prim artışına ek olarak sektördeki tüm paydaşların maliyet yönetimi kısmına dikkat etmesi gerektiğini de söyleyerek, “Sektör önünü göremediği zamanlarda, doğru karar almak, doğru fiyatlama yapmak gerçekten çok zorlaşıyor. Bu nedenle, teknik fiyatlamanın yanında etkili bir maliyet kontrolü de çok büyük önem arz etmektedir. Böyle dönemlerde sigorta şirketlerinin finansal olarak zorlanmaları da söz konusu olabiliyor. Burada da SEDDK’ya büyük bir görev düşüyor. Şirketlerin mali bünyelerinin güçlendirilmesi için ilave tedbirler alınması gerekebilmektedir. SEDDK’nın son dönemde bu risklerin önüne geçmek için attığı adımları dikkatle takip ediyoruz ve destekliyoruz. Önümüzdeki yılda da sektörde öngörülebilirliğin artması için SEDDK’nın gereken adımları atacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

“SEDDK’nın trafik branşında aldığı önlemler doğru”

Koray Erdoğan, SEDDK tarafından yayınlanan minimum sermaye tutarlarına ilişkin genelgede, hem trafik sigortasına girmek hem de bu branşta poliçe kesebilmek için sermaye yeterliliğinin ciddi oranda yükseltildiğini hatırlatarak, “Hayat dışında tüm branşlarda faaliyet göstermek için 175.5 milyon liralık bir sermaye bulundurmanız gerekiyor. Trafik sigortasında faaliyet göstermek için ise 43.9 milyon lira minimum sermaye aranıyor. Alınan bu kararın sigorta sektörünün gücünü artırmak için doğru olduğunu düşünüyorum. Diğer taraftan, sigorta şirketlerinin bir takvim yılı içerisinde ürettikleri Trafik primleri toplamının bir önceki yılsonu öz sermayelerinin dört katını geçemeyeceğine ilişkin SEDDK tarafından yayınlanan genelge de çok önemli bir adım. Geçmişte çok kötü tecrübeler yaşadık. SEDDK tarafından alınan bu tedbirler sektörün sağlıklı bir şekilde büyümesi, gelişmesi ve ülke ekonomisine kaynak sağlaması anlamında çok önemlidir. Bu tedbirler aynı zamanda ileride sigortalıların çok büyük mağduriyetler yaşamasının da önüne geçecektir” dedi.

“Aylık %1,25 artış maliyetleri karşılamaz”

Asgari ücret artışındaki beklenti, döviz kurlarındaki dalgalanma, otomotiv sektöründe yaşanan çip krizi ve piyasadaki araçların bedellerinde yaşanan artışların 2022 yılına ait belirsizlikleri artırdığını düşünen Erdoğan, “2022 yılı için, Trafik Sigortası teminat limitlerinde de artış yapıldı. Trafik Sigortası Genel Şartlarında yapılan değişiklikler de sigorta şirketlerinin maliyetlerini ciddi düzeyde artıracaktır. Diğer yandan, 2022 yılı tavan prim artış oranı aylık %1.25 olacak. Bu aylık artış oranı, sektörde yaşanan maliyet artışlarını karşılamaktan çok uzaktır. Bu nedenle, 2022 yılı başında, bir defaya mahsus olmak üzere, maliyetlerdeki artışları karşılayacak düzeyde bir tavan prim revizyonun yapılması lazım. Bu konuda da SEDDK’nın gerekli adımları atacağına inanıyoruz.”

Erdoğan, asgari ücret düzeyinde yaşanan artışlar ve kurlarda görülen dalgalanmaların tüm branşlardaki hasar maliyetlerini ciddi bir şekilde etkilediğini aktararak, “Maliyetler çok hızlı artarken, maalesef bizim bu maliyet artışlarını primlere yansıtmamız aynı hızda olamıyor. Sağlık sigortalarında da aynı şekilde kullanılan malzeme ve cihazların çok büyük bir kısmının ithal girdi olması nedeniyle kurlardaki yükseliş bu branştaki hasar primi de yükseltmektedir. Bu branşta da maliyet artışlarının sigorta primlerine yansıtılması kaçınılmazdır” dedi.

Diğer branşlarda da maliyetler artıyor

Diğer yandan, sağlık hizmetlerinin her kademesinde, yani danışma bankosundan sterilizasyon odasına, yer hizmetlerinden akademik kadroya kadar yoğun bir insan gücü gerektiğini aktaran Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Döviz ve enflasyon artışıyla personel maliyetlerinde de artış yaşanacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Önümüzdeki dönemlerde de Tamamlayıcı Sağlık branşındaki büyümenin, geleneksel Sağlık Sigortasının üzerinde olacağını beklemekteyiz. Sabit kıymet yangın-mühendislik branşlarında ise, TL bazında düzenlenmiş poliçelerde bedel güncellemeleri yapılmaması durumunda, artan kurlar ve maliyetler nedeni ile eksik sigorta söz konusu olabilir. Döviz ile düzenlenen poliçelerde bedel ve limitler döviz olarak sabit kalırken TL karşılıkları kurlarla artmaktadır. Bununla birlikte bu branşta da hasar maliyetlerindeki artışlar, sigorta şirketlerinin giderlerinin artmasına neden olmaktadır.