Prof. Dr. Gökçen Orhan: Sağlıklı yaşam kalp ve damar sistemimize bağlı

Kalp ve damar hastalıkları, dünyada ve ülkemizde ölüm sebepleri arasında ilk sırada yer alıyor. Türkiye’de ölen her beş hastanın ikisi kalp ve damar sistemi hastalıkları nedeniyle kaybediliyor. Hasta sayısı ve elli yaşın altında hastalığa yakalanma oranı ülkemizde her geçen yıl artıyor. Şubat sayımızdan itibaren yazılarıyla Sigorta Dünyası okurlarıyla buluşacak olan Prof. Dr. Gökçen Orhan, kalp hastalığının üzerimize adeta bir çığ geldiği uyarısında bulunarak, alınması gereken önlemleri anlatıyor.

Prof. Dr. Gökçen Orhan
(Dr. Siyami Ersek Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği)

 

Vücudumuzu oluşturan organların gerek duydukları oksijen ve besinleri taşıyan, damarlarımız içinde dolaşan kandır. Bu kanı pompalayıp atar damarlar aracılığıyla dokulara gerekli maddeleri ulaştırmamızı da kalbimiz sağlar. Dokularımıza oksijeni ve besinleri bırakan, bu organlardaki zararlı artık maddeleri toplayıp geri dönen kan ise toplardamarlar aracılığıyla kalbimize ulaşır. Bu yaşam döngüsünün işleyebilmesi, kalbin düzenli ve yeterli güçte çalışmasına bağlıdır. Kalbimiz uzun tek bir kasın kendi üzerine sarılmasından oluşur. Bu kas sürekli kasılıp gevşeyerek çalışan mükemmel bir pompadır. Kendi ileti sistemiyle vücudun ihtiyacına göre kasılma gücü ve sayısını kontrol eder. Sağlıklı bir kalp dakikada ortalama 70, günde yaklaşık yüz bin kez kasılarak içindeki kanı vücuda ve akciğerlere pompalar. İnsan vücudunu dolaşan damarlarımızın toplam uzunluğu da yüz bin kilometreyi bulmaktadır. Bir dakikada vücudumuza pompalanan kan miktarı yaklaşık 5 litredir. Bir ömür boyunca kalp bir buçuk milyon varil kan pompalar.

Sağlıksız beslenme, yetersiz aktivite ve sigara

Kalp ve damar hastalıkları dünyada ve ülkemizde ilk sırada yer alan ölüm sebebidir.  Türkiye’de ölen her beş hastanın ikisi kalp ve damar sistemi hastalıkları nedeniyle kaybedilmektedir. Her geçen yıl hasta sayısı ve elli yaşın altında genç hastalığa yakalanma oranı ülkemizde artmaktadır. Yani, üzerimize adeta bir çığ gelmektedir.

Sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite, sigara kullanımı ve aşırı alkol tüketimi koroner kalp hastalıklarının %80’inden sorumludur. Genetik yatkınlık hariç, risk faktörleri kontrol edilerek bu hastalıklar önlenebilir.

Koroner kalp hastalığı özellikle hareketle gelen göğüs ağrısı ya da ileri aşamasında kalp kriziyle kendini gösterir. Kalp krizi, kalbin beslenmesini sağlayan koroner damarların aniden tıkanmasına bağlı olarak kalp kasının yeterince oksijen alamaması ve kalp dokusunun hasar görmesidir. Kalbe kan akımını sağlayan atar damarlarda kolesterol ve diğer yağ türevleri birikerek aterosklerotik plakları oluşturur. Bunlara zamanla kalsiyum da oturarak damar sertliğine neden olur. Damar sertliği olan koroner damarlar zamanla yavaş yavaş tıkanır. Bu durumda hastalar eforla gelen göğüs ağrısı hissederler. Ancak henüz kalsiyum oturmayan yumuşak plakların yüzeyindeki ince zarın yırtılması bu bölgede ani pıhtılaşmaya neden olarak damarı tam tıkar. Özellikle genç/orta yaşlarda hiç şikayet olmadan görülen kalp krizleri bu şekilde gelişir. Eğer zamanında müdahale ile bu damar açılarak kan akımı sağlanamazsa kalp dokusunda oluşan hasar kalbin pompala gücünü bozarak, kalp yetersizliğine kadar ilerleyebilir.

Mahşerin üç atlısı!

Sağlıksız beslenen ve harekesiz yaşam tarzı olan bireylerde kan basıncında yükselme, kan şekeri artışı, kan yağlarında yükselme, kilo alımı ve obezite gelişir. Kalp damar sistem sorunlarının ana sebepleri olan ve mahşerin üç atlısı olarak adlandırılabilecek yüksek tansiyon, kolesterol ve şeker hastalığı bu tür yaşam tarzı olanlarda kaçınılmazdır. Ülkemizde yaşlı nüfusun artması, stres ve genetik yatkınlık hastalık oranlarını daha da artırmaktadır.

Kalp ve damar hastalıklarına yol açan yaşam tarzı değişiklikleri hakkında farkındalığın artırılması önemlidir. Yaşam tarzı değişiklikleri ile risk faktörlerine neden olan olumsuz davranışların terk edilmesi hastalıkları daha başlamadan önleyecektir.

Kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltmanız aslında sizin elinizde. Sağlığınız için yaşamınızda yapacağınız küçük değişiklikleri yaşam biçimi haline getirebilirsiniz. Öncelikle, hayvansal proteinler ve doymuş yağ içeren yiyecekleri az tüketerek, sağlıklı gıdalarla beslenin. Düzenli fiziksel aktivite yapın. Günlük yürüyüşleri adet edinin. Sigarayı bırakın. Alkolü azaltın ya da kullanmayın. Kilonuzu kontrol edin. Kan şekerinizin, kan yağlarınızın normal olup olmadığını öğrenin.

Otuz yıllık hekimlik hayatımda basit tedbirlerle birçok hastanın ciddi hastalıklarını yenebildiğine şahit oldum. Yaşam tarzınızı olumlu yönde değiştirmek sağlığınıza yapabileceğiniz en iyi yatırımdır.