“Dirençli Şehirler ve Şehrin Dönüşümü”

“Dirençli Şehirler ve Şehrin Dönüşümü” temasıyla düzenlenen Kartepe Zirvesi’nin 3. gününde şehirler ve sosyal adalet konusu ele alındı.

Ayşe Böhürler’in moderatörlüğünde gerçekleşen oturuma Celaleddin Çelik katıldı. Yazar Alev Alatlı ise telekonferans ile programa katılarak konu hakkında fikirlerini paylaştı. Programın moderatörü Böhürler, ‘’Kamusal alanlarımızın nasıl verimliliğini arttırılabilir, şehir meselesi nedir, şehir yapıları nedir, burada konuşacağız’’ sözleriyle oturumu başlattı ve sözü online olarak katılım sağlayan Alev Alatlı’ya bıraktı. 

BATININ ÇOK BİLİNEN ŞEHİRLERİNİN TARİHİNE BAKMAK GEREK

Alev Alatlı, “Şehirlerin oluşum tarihi pek az anlatılır, onu oluşturan sebepler nedir konuşmaz ve bilmezsek onun içinden çıkamazsınız şehri planlamada sorun yaşarsınız. Aristo’ya göre kent siyasetin yapılaşması demektir. Şehirlerin ayrıştırılmış ve ayrıcalıklı olması gerekir. Eskiden 1 milyon nüfuslu Roma aslında çöpün içinden cesetler çıkan bir yerdi, çok bilinen Roma’nın aslı budur. Bu sebeple Roma’ya bir daha bakmak lazım. Sosyal adalet kavramı İslam kavramı değildir. Sosyal adalet, kapitalizmin özür dilemesidir. Bizim şehirlerimiz yani Asya çıkışlı şehirlerimizde gökyüzü esas alınarak şehirleşme sağlanır. Bu sebeple düz olmasını bekleyemezsiniz, gökyüzü de hayatın değişim döngüsünü oluşturur” diyerek dünya şehirlerinin eski dönem hallerinden bahsetti.

ŞEHİR EŞİTSİZLİK HİSSEDİLMEYECEK ŞEKİLDE PLANLANMALI

İstanbul Şehir Üniversitesi’nde mimari proje dersler veren, Türkiye Tasarım Vakfı yönetim kurulu üyesi Celaleddin Çelik, “Şehirleşmeyi biz, dünyaya biçim verme olarak değerlendirebiliriz. İnsanın konumlandırılışı şehri oluşturuyor. İnsanın idraki kendine özgü şekilde biçimlendirmesi insanın var oluş biçimi çevreye müdahale olmakla bütünleşiyor. Çözümü aramak için insanın konumuna kadar gitmeliyiz. Şehre önümüzdeki bir plan olarak baktığımızda tasarımcının şehre yansıttığı bir plandır. Rasyonel bir kurgu ile oluşur. İnsanın tercihleri şehirle özdeşleşmesi bilinçli tercih ise tabiatla ilişki kurmaktır. Mekânsal tercihler eşitliği ya da eşitsizliği belirliyor. Şehir kurma maliyetli bir meseledir. Devletlerin ve kamuyu planlayan faaliyetlerin son derece dikkatli olması gerekiyor eşitsizliği hissedilmeyecek şekilde yapılmasına özen gösterilmeli” dedi.

Programda tekrar söz alan Alev Alatlı, “Bu şehirlerde sosyal adalet beklemek abestir. Matematik ve fizik keşfetmelidir. Aristo’ya bakmak gerekir. Batı kültürüne teslim olursanız kentler katıksız geometri kurallarına uymak zorunda kalır. TOKİ bu durumu çok mu iyi yapıyor diye bakmak lazım. Batıda bakılan binalar bakarsanız artık duvar koymuyor açıklık düşüncesi ve mahremiyetin ihlali gerçeği düşünülmüyor. Bunun neresine sosyal adalet yerleştirilebilir’’ ifadesini kullandı.

Alatlı’nın sözlerine katkıda bulunan Celaleddin Çelik, “Her tür gelişmeye soğukkanlı bakışa ihtiyaç var. Tabi akışın sonucudur. Buna nasıl bakıldığı önemlidir. Matematiği konu alırsak yüzde yüz gerçek budur demediğimiz zaman gerçek ortaya çıkacak. Bu dünyaya biçim verirken nasıl baktığımızın önemi büyük, anlamlandırma biçimini ortaya çıkarmalıyız” dedi.

TÜRKİYE ŞEHİR PLANINDA DOĞUYU ÖRNEK ALMALI

Yazar Alatlı son olarak, “Önce insan olmayı öğrenmeliyiz. Bana göre ahlaken, ruhen arınmamız gerekiyor. Türkiye olarak tövbeden geçmemiz gerekiyor. Her yasal olan helal değildir. Buna göre davranmalıyız. Batının yaptığı, bunlar mavi gözlü, bunlar bizden diyerek olmaz. Türkiye bu konuda kendine bakmalı. Ayrışma doğru değildir. Dünyayı örnek almayın şehri betona gömmeyin aklınızı başınıza alın. Türkiye’nin şehir planlaması yaparken eskiden olduğu gibi doğu kültürünü, gökyüzünün rölövesini örnek alması gerekir” açıklamasını yaptı.