Berna Özdemir: COP28 yeni bir çağın başlangıcı olabilir

COP28’e katılan Allianz Türkiye Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Berna Özdemir, “Petrol, kömür ve gazdan uzaklaşmanın tohumlarının atılmasını kazanım olarak değerlendiriyorum. Mutabakat metninde fosil yakıt kullanımını doğrudan sona erdirmek yerine bir geçiş sürecinden söz edilse de, bu anlaşmanın yeni bir çağın başlangıcı olabileceğine inanıyorum” dedi. Özdemir, COP28’deki müzakereler sonucunda fosil yakıtlardan çıkış konusunda net bir tarih verilmemesinin önemli bir eleştiri noktası olduğunu da sözlerine ekledi.

Dubai’de düzenlenen iklim zirvesi COP28’e katılan Allianz Türkiye Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Berna Özdemir izlenimlerini Sigorta Dünyası’yla paylaştı.

COP28’in dünyada fosil yakıt kullanımı için sonun başlangıcını işaret etmesi yönünden oldukça önemli olduğunu söyleyen Özdemir, iklim kriziyle güçlü bir şekilde mücadele etmek için fosil yakıtlardan uzaklaşma çağrısının yıllardır yapıldığını hatırlattı. Bu yılsa müzakerecilerin ilk kez, bu konuda mutabakata varan bir anlaşmaya imza attıklarını belirten Özdemir, şu şekilde değerlendirmelerde bulundu: “Bu mutabakat, yatırımcılara ve politikacılara dünyanın fosil yakıtlardan kurtulma arzusunda birleştiği mesajını güçlü bir şekilde vermesi yönünden kıymetli. Bunun için gerekli yol haritası ise ülkelerin enerji dönüşümünü hızlandırmaları gerektiğine işaret ediyor. Anlaşma, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin küresel olarak üç katına çıkması gerektiğini öngörüyor. Bu hedefe ulaşılabilmesi içinse kömürün azaltılmasına yönelik çabaların hızlandırılması ve karbondan arındırılması, zor endüstrileri temizleyebilecek karbon yakalama ve depolama gibi teknolojilerin hızlandırılması gibi eylem çağrıları yapılıyor.”

Bu zirvenin bir diğer olumlu yönünün küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi devrimi öncesine göre 1,5 derecede sınırlandırmaya ilişkin küresel hedefin netleşmesi olduğunu ifade eden Özdemir, “Zirvede Türkiye Pavilyonu’ndaki en önemli gelişmelerden biri ise Kamu Gözetim Kurumu’nun Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’nı yayımlayacağını duyurması oldu. Bizim de kurucu yönetim kurulu üyesi olduğumuz Entegre Raporlama Derneği’nin panelinde duyurulan bu yeni ulusal sürdürülebilirlik standartları, ISSB’nin küresel sürdürülebilirlik standartlarıyla tam uyumlu olacak ve 2024 yılı itibarıyla belirli şartları sağlayan işletmeler için zorunlu hale gelecek. Türkiye’de iklim değişikliğiyle mücadelenin ivme kazanması adına oldukça önemli bir gelişme olduğuna inanıyorum” dedi.

Geçiş süreci de bir kazanım

Berna Özdemir, müzakereler sonucunda fosil yakıtlardan çıkış konusunda net bir tarih verilmemesinin önemli bir eleştiri noktası olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Petrol, kömür ve gazdan uzaklaşmanın tohumlarının atılmasını ise kazanım olarak değerlendiriyorum. Mutabakat metninde, fosil yakıt kullanımını doğrudan sona erdirmek yerine bir geçiş sürecinden söz edilse de, bu anlaşmanın yeni bir çağın başlangıcı olabileceğine inanıyorum. COP 28’de küresel üretimin neredeyse yarısını temsil eden elli petrol şirketi, 2030 yılına kadar sıfıra yakın metan emisyonuna ulaşma ve faaliyetlerinde rutin alev yakmayı durdurma sözü verdi. Öte yandan gıda, hayvancılık, petrol ve gaz endüstrisinden şirketler metan emisyonlarını azaltmayı öngören taahhütlerde bulundular. Tüm bu gelişmelerin umut verici olduğuna inanıyorum.” 

Allianz’dan ekosistemin dönüşümüne katkı

Berna Özdemir Allianz’ın küresel çapta ve Türkiye’deki bu konu özelindeki politikalarını ise şöyle özetledi: “Allianz Grubu, Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’ne göre dünyanın en sürdürülebilir şirketleri arasında yer alıyor. Allianz Türkiye olarak biz de sürdürülebilirlik prensipleriyle işimizi sürekli dönüştürüyoruz. Bu alanda sektörümüze öncülük etmenin de ötesine geçerek, finansal bir kuruluş olarak içinde bulunduğumuz ekosistemin dönüşümüne katkı sağlamayı hedefliyoruz. Sürdürülebilir değer yaratma modelimizle varoluş amacımız olan ‘Allianz Seninle’yi sürdürülebilirliğin çevresel, sosyal ve yönetişimsel katmanlarına taşıyoruz. İyi bir çevre için iklim değişikliğiyle mücadeleyi ve düşük karbon ekonomisini destekliyor; toplumun iyiliği için gelecek nesillere yatırım yapmaya devam ediyoruz. Daha iyi bir kurum olmak için, iş stratejisiyle birlikte iş etiğini, seffaf ve çevik yönetişimi, sürdürülebilir çözümleri, ESG entegrasyonunu ve risk yönetimini odağımıza alıyoruz. Bu öncelikli alanlara odaklanarak ortaya koyduğumuz her emeğin, Birleşmiş Milletler’in ‘İklim Eylemi’, ‘İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme’, ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’, ‘Nitelikli Eğitim’ ile ‘Sağlıklı ve Kaliteli Yaşam’ başlıklı sürdürülebilir kalkınma amaçlarına hizmet etmesini, küresel dayanışma için değer yaratmayı hedefliyoruz.”

Allianz Grubu’nun sera gazı emisyonlarını 2025 yılı sonuna kadar 2019 temel çizgisine kıyasla %70 azaltacağını söyleyen Özdemir, 2050 yılına skadar ise net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşma taahhütlerini destekleyerek, çevresel ayak izimizi küçülteceğini kaydetti. Özdemir, 2022’de Allianz Teknik ve tüm bölge ofislerinin elektrik ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynağından temin etmeye başladığını da bildirerek sözlerine şöyle devam etti: “İstanbul ve İzmir ofislerimizde bina üstü güneş ve rüzgar gülleri yatırımlarımızla 195.606 kWh güneş, 12.849 kWh rüzgar olmak üzere toplam 208.455 kWh elektriği yerinde ürettik. Raporlama döneminde toplam enerji tüketimimizdeki yenilenebilir kaynaktan elde edilen enerji oranımızı %56,9’dan %96,3’e çıkardık. 2021’de %4 olan yenilenebilir enerji yerinde üretim oranımız %4,5 oldu. Bu doğrultuda, 2021’de 2.429 ton olan toplam sera gazı emisyon salımı miktarımızı raporlama döneminde %19 azaltarak 1.964 ton seviyesine indirdik. Kişi başı sera gazı emisyon salımı miktarı 1.039 kg’dan 837 kg’a düşürerek, %19,5 oranında azaldı. Yenilenebilir enerji kullanım oranımızın artmasına paralel olarak bina kaynaklı karbon ayak izi oranımız %60’tan %44’e indi. 2022’de kağıt kullanımındaki iyileştirme çalışmalarımız sonucunda kağıt tüketim miktarı bir önceki yıla göre %62,9, 2019’a göre %70,6 azaldı. Toplam atık miktarımızda bir önceki yıla göre %38, 2019’a göre %40 oranında azaltım sağladık.”

2018’den bu yan kömürü sigortalamıyor

Allianz’ın finansal bir kuruluş olarak ekosistemin dönüşümüne katkı sağlama hedefi doğrultusunda, sürdürülebilirlik yolculuğunda paydaşlar ve müşteriler için somut davranış değişikliğini teşvik edecek çalışmalar da yürüttüğünü kaydeden Berna Özdemir, bu konuda şu bilgileri verdi: “2018’den beri kömür işlerini sigortalamıyor, çevreye ve ekosisteme zarar veren işlere teminat sağlamıyoruz. Allianz Teknik Deprem ve Yangın Test & Eğitim Merkezi’ndeki Çevre ve İklim Değişikliği Hizmetleri departmanımızla 2022’den beri işletmelere çevre ve iklim değişikliği hizmetleri veriyoruz. AB Yeşil Mutabakat kararları ve Türkiye’nin net sıfır sürecinde verdiği taahhütler sebebiyle, ülkemizde faaliyet gösteren firmaların karbon ayak izlerinin hesaplanması, raporlanması gibi ESG süreçlerine destek oluyoruz. Yenilenebilir enerji sigortaları, kıyı tesisleri deniz kirliliği sorumluluk sigortası, çatı tipi güneş enerjisi paneli sigortası, sürdürülebilir yaşam fonu, elektrikli otomobiller için kasko indirimi, ekolojik yuvam sigortası gibi sürdürülebilirliği destekleyen ürünler sunuyoruz. Ayrıca ülkemizin karşı karşıya olduğu afet risklerine karşı önlem alınması adına, Allianz Teknik’te olası deprem ve yangın risklerinin azaltılması ve önlenmesine yönelik profesyonel risk danışmanlık hizmeti veriyoruz. Sürdürülebilirlik yolculuğumuzda attığımız öncü adımları, kapsamlı bağımsız dış denetimden geçerek hazırladığımız, yatırıma açık olmayan şirketler arasında ve sigorta sektöründe GRI tabanlı ilk entegre rapor olma özelliğini taşıyan dördüncü entegre raporumuzda şeffaflıkla paylaştık. Entegre Raporu’muzun, özellikle Yeşil Mutabakat’la birlikte daha da önem kazanan ölçümleme, raporlama ve iyileştirme aksiyonları konusunda sektöre örnek olmasını umuyoruz.”