Sektör hasar maliyeti kıskacında

Pandeminin ilk yılında kapanmalar nedeniyle oto sigortalarında hasar açısından rahat bir yıl geçiren sigorta sektörü, geçen yılın Mayıs ayından itibaren normalleşmeye geçilmesiyle trafiğe çıkan araç sayısının artmasıyla birlikte yüksek hasar maliyeti sorunuyla tekrar yüz yüze geldi. Yılın son çeyreğinde yaşanan döviz kuru atağı ise yedek parça ve tamir maliyetlerinin fırlamasına neden oldu. Hasarlar hem frekans hem de maliyet açısından artarken primler enflasyonun gerisinde kaldı. Öte yandan, yeterli ölçüde arttırılamayan primler bile hayatın her alanında hissedilen yüksek enflasyon nedeniyle sigortalılar açısından ciddi bir maliyet oluşturuyor.

******

Geçen yılın yaz başından itibaren normalleşmeye geçilmesiyle birlikte oto sigortalarında hasar frekanslarının artması ve yılın son üç ayındaki kur ve enflasyon patlaması sonucu sigorta sektörü için hasar maliyetleri çok ciddi bir sorun haline geldi. Hasar maliyetlerini fırlatan etkenler sadece hasar frekansının yükselmesi, enflasyon ve kurla sınırlı kalmadı; pandemi nedeniyle tüm dünyada yaşanan arz yetersizliği sonucu araç ve yedek parça fiyatlarının görülmedik oranlarda artması da maliyetlere yansıyan bir başka etken oldu.

Hasar maliyetleri sektörün ilk dokuz aylık teknik verilerindeki hasar/prim oranlarında kendini belli etmeye başlamıştı. 2020 yılının ilk dokuz ayında yüzde 56,3 olan ortalama brüt hasar/prim oranı geçen yılın aynı döneminde yüzde 65,2’ye yükselmişti. Oto sigortalarında ise kaskoda yüzde 61,8’den yüzde 81,3’e, zorunlu trafik sigortasında yüzde 81,1’den yüzde 101,1’e çıkmıştı. Yani, oto sigortalarında hasar/prim oranları yılın ilk dokuz ayında bile yaklaşık yüzde 25 oranında artışı ortaya koymuştu. Kur ve enflasyon patlamasının yaşandığı yılın son üç ayında kurun yükselmesine bağlı olarak fırlayan ithal malzeme fiyatlarının etkisi göz önüne alındığında hasar maliyetlerinin katlanarak artması kaçınılmaz.

En yüksek enflasyon ulaştırma grubunda

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2021 yıl sonu enflasyon istatistiklerine bakıldığında, tüketici fiyat endeksinde önceki yıla göre fiyatı en çok artan harcama gruplarının başında, araç tamir ve yedek parça fiyatlarını da içeren ulaştırma grubu yer alıyor. TÜİK istatistiklerine göre, ulaştırma grubunda fiyatlar Aralık 2020 ile Aralık 2021 arasında yüzde 53,66 oranında yükseldi. Araçların tamiri ve bakımı için ödenen malzeme ve işçilik fiyatları sadece 2021 yılının Aralık ayında yüzde 27,45 oranında arttı.

2020 sonbaharı ve geçen yıl Mart ayında, Anayasa Mahkemesi ile Danıştay’ın trafik sigortası genel şartlarıyla ilgili bazı kararları trafik sigortasında hasar maliyetlerini etkileyen unsurlardan biri oldu. Yüksek yargının genel şartlardaki bazı maddeleri iptal, değişiklik ve yürütmeyi durdurma kararları bedensel tazminat hesaplamalarında hem belirsizliğe hem de artışlara yol açtı.

Bu etkenlerin yanı sıra, asgari ücrete yapılan yüzde 50,54 oranındaki zammın da işçilik maliyetleri ve bedensel tazminat giderlerine yansıması hasar maliyetlerindeki artış ivmesinin 2022 yılında da süreceğini gösteriyor.

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz sektör temsilcileri, 2021’in özellikle trafik sigortasında yüzde 125 bileşik rasyo etkisiyle son yılların en olumsuz teknik sonuçlarından biriyle sonuçlanacağını öngörürken, bu branşta prim fiyatlarının 2021 yılındaki artış oranlarıyla devam etmesi durumunda, sigorta şirketlerinin faaliyetlerini sürdürebilmesinin zor olacağını vurguluyor.

———————–

TSB:  Son yılların en olumsuz teknik tablosu

Konuyla ilgili sorularımıza yanıt veren Türkiye Sigorta Birliği (TSB), 2021 yılının sigorta sektörü açısından çok zorlu bir yıl olarak kayıtlara geçtiğini belirterek, hasar maliyetlerindeki duruma ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

Trafik sigortasında Genel Şartların yürütmesinin durdurulması, kur artışı ve pandeminin etkisi ile yedek parça fiyatlarının ve araç bedellerinin artışı, enflasyonun genel giderler üzerindeki negatif etkisiyle 2021 yılı kapanmıştır. Mali tablolar henüz yayımlanmamış olsa da özellikle trafik sigortasında yüzde 125 bileşik rasyo etkisiyle son yılların en olumsuz teknik tablolarından biriyle sonuçlanacağı öngörülmektedir. Bu da şu anlama gelmektedir ki; şirketler yazdıkları her 100 TL prim için, hasar ödemeleri, tazminat karşılıkları, aracı komisyonları, genel giderler dahil 125 TL gider yapmaktadırlar. Özellikle trafik sigortasında fiyatların 2021 yılındaki artış oranlarıyla devam etmesi durumunda, ticari olarak sigorta şirketlerinin faaliyetlerini sürdürebilmesi mümkün görülmemektedir. Bu sonucun SEDDK tarafından da fark edilmesi nedeniyle, 1 Şubat 2022 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde tavan tarife fiyatlarına seyyanen yüzde 20 ve aylık olarak yüzde 1,5 oranında artış kararı alınmıştır.

2021 yılının ikinci yarısında döviz kurlarında yaşanan artış ve pandemiye bağlı olarak yeni araç arzında yaşanan daralmanın etkisiyle araç fiyatlarında artış olmuştur. Aynı şekilde yedek parça arzında yaşanan sorunlar nedeniyle fiyatlarda yaşanan artışlar sigorta şirketlerinin hasar maliyetlerinin artmasına sebebiyet vermiştir.

 2022 yılına baktığımızda ise, asgari ücretin yüzde 50,54 artırılması hem personel giderlerinin hem işçilik maliyetlerinin hem de bedeni tazminat giderlerinin bu oranda artmasına yol açmıştır. Buna ilaveten revize edilen trafik sigortası Genel Şartlarının da kapsamın genişletilmesi ve hak sahipleri lehine düzenlemeler getirmesi nedeniyle ilave mali yük getireceği hesaplanmaktadır.

Yedek parça, işçilik ve bedensel tazminatlar

Şirketlerin hasar maliyetlerini etkileyen en önemli unsurlar; yedek parça fiyatlarında yaşanan artışlar ve asgari ücrete bağlı olarak işçilik ücretlerinin yükselmesi ve bedeni tazminatlarda yaşanan artışlardır.

 Bununla birlikte son dönemde kurlarda yaşanan dalgalanmalar oto sigortalarının önemli maliyet kalemlerinden olan yedek parça fiyatlarına da doğrudan yansımıştır. Özellikle sigorta şirketlerinin en fazla ödeme yaptığı body grubu ve aydınlatma grubu parçalarda kurlardaki dalgalanmaya bağlı olarak, 2021 yılında, fiyatların yaklaşık yüzde 63 oranında arttığı tespit edilmiştir.

SBM verilerine göre ise, sigorta şirketleri tarafından Eylül, Ekim ve Kasım aylarında havuz kapsamındaki araç gruplarında hemen hemen tavan primden üretim gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Aralık 2021 itibarıyla yazılan primler bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,34 oranında artarken ödenen hasarlar yüzde 39,48 oranında artış yaşandığı görülmektedir.

Eşdeğer parça kullanımı teşvik edilmeli

Piyasanın mevcut koşulları göz önüne alındığında, hasar maliyetlerinde ve dolayısıyla hasar/prim oranlarındaki artışın kaçınılmaz olduğu görünmektedir. Bilindiği üzere, eşdeğer parça kullanımının teşvik edilmesi gelişmiş ülkelerde rekabet otoritelerince teşvik edilen önemli bir araçtır. Geçmiş yıllarda yapılan çalışmalarda da eşdeğer parça kullanımının yüzde 15 seviyesine çıkması durumunda yedek parça maliyetlerinin yüzde 17 azalacağı hesaplanmıştır.

Bu çerçevede, eşdeğer parça üretimi konusunda yerli sanayinin desteklenmesi, orijinal parçaya göre yaklaşık yüzde 70 maliyet avantajı olan eşdeğer parçanın kullanımının teşvik edilmesi önem arz etmektedir. Bununla birlikte eşdeğer parçaların sigorta sektörü dışında da kullanıldığı dikkate alındığında, eşdeğer parça kullanımının cari açığın azaltılması noktasında makroekonomik anlamda da önemli bir rol oynayacağı öngörülmektedir.

Tazminat hesaplamalarında standardizasyon

Diğer taraftan tazminat hesaplamalarında standardizasyonun sağlanması büyük önem arz etmektedir. Trafik Kanununda yapılan değişiklikler ve sonrasında Trafik Sigortası Genel Şartlarında yapılan değişiklikler ile tazminat hesaplamalarında standardizasyon sağlanmıştır. Bu durumun devam etmesi maliyetlerin öngörülebilir şekilde bir yönetilmesini sağlayacaktır.

Bununla birlikte hasar/prim oranlarının kabul edilebilir düzeye çekilebilmesi için 1 Şubat tarihi itibariyle uygulanan yüzde 20 seyyanen tarife fiyatı artışının da yansımalarıyla beraber tekrar piyasa dinamiklerine göre analiz edilecektir. Gerek olması halinde ise ilave bir fiyat güncellemesi yapılabileceği değerlendirilmektedir.