Servet Gürkan – Pandemi sonrasında dünyanın karşılaşacağı önemli riskler

COVID-19 pandemisi döneminde sigortacıların karşılaştığı birçok ek zorluk var. Bu zorlukların yurtdışında en önemlilerinden olan pandemi kaynaklı iş durmasıyla ilgili teminat taleplerindeki anlaşmazlıklar çözüldü. Ancak gelecekteki olası salgınlara karşı uygun fiyatlı ve geniş kapsamlı teminat sağlanabilmesi için büyük olasılıkla kamu ve özel sektörün birlikte üreteceği çözümler aranacak.

2020 yılının başlarında ortaya çıkan Covid-19 salgını, modern dönemlerde, dünyadaki ekonomik sisteme ve insanlığa en yüksek etkiye sahip olan yıkıcı bir gelişme olmuştur. Bu salgın ekonomik krizle birlikte dünyadaki toplumların hemen hemen tamamının yaşamında, geçim kaynaklarında, ekonomik ve sosyal ilişkilerinde önemli tahribatlara sebep olmuştur. Bu salgın devletleri, şirketleri, iş insanlarını ve hane halkını, sağlık ile ekonomik ve sosyal kaygılar arasında bir denge kurmaya zorlamıştır.

Salgının sağlığa, ekonomiye ve sosyal yapıya olan yıkıcı etkisi halen devam etmekte olup, bu süreç, dünyayı bu alanlarda önemli risklerle karşı karşıya bırakmış ve önümüzdeki dönmelerde de bırakmaya devam edecektir.

Bu dönemde sigortacıların karşılaştığı birçok ek zorluk da var. Birincisi, yurtdışında pandemi kaynaklı iş durması iddialarıyla ilgili anlaşmazlıklar çözülürken, politika yapıcılar ve endüstri liderleri, gelecekteki olası salgınlar için uygun fiyatlı, geniş kapsamlı teminat sağlamak için büyük olasılıkla kamu ve özel sektörün birlikte üretecekleri çözümler arayacaklar.

Çeşitli kurumlarca yapılmış olan anketlerden derlenmiş olan önümüzdeki dönemlere ait beklenen en önemli riskler, önem derecesine göre aşağıda sıralanmıştır:

1- Covid-19 salgınının daha da derinleşmesi ve virüsün mutasyona uğrayarak bulunan aşılara karşı daha dirençli hale gelmesi ve toplumsal bağışıklığın sağlanamaması.

2- Global olarak ekonomik durgunluğun devam etmesi. Çin hariç dünyanın önemli bir bölümünde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin GSMH’larının 2020 yılı öncesi seviyesine düşmesi.

3- Çok yüksek tutarlara ulaşan kamu ve özel sektör borçları nedeniyle yeni bir finansal krizin ortaya çıkması, önemli sayıda şirketin iflas etmesi.

4- Orta sınıfın gelişmesinin durması, fakirliğin daha geniş kitlelere yayılması ve genç işsizlerin sayısının muazzam bir şekilde artması ile bunun neden olacağı toplumsal kargaşalar ve sosyal gelişmelerin ortaya çıkması.

5- Özellikle tedarik zincirinin tahrip olması nedeniyle gıda ve beslenme kıtlığının öngörülemeyecek seviyelere ulaşması.

6- Amerika’daki politik gelişmelerin derinleşmesi ve bunun Amerika’da ve dünyada yaratacağı olumsuz gelişmelerin uzun süre devam etmesi.

7- Amerika Birleşik Devletleri ile Çin’in Tayvan problemi nedeniyle çatışma noktasına gelmesi.

8- Siber saldırılar nedeniyle ülkelerin iş hayatında yeni kargaşaların meydana gelmesi.

Genel olarak oluşan riskler ve beklentilerin ışığında işletmelerin karşılaşacakları en önemli riskler ise aşağıdaki gibi tahmin edilmektedir:

1- Covid-19 nedeniyle daha fazla yara almamak için geçici olarak kapanan veya küçülen şirketlerin, ekonominin normale dönmesi durumunda yeniden faaliyete geçememesi veya büyüyememesi,

2- Şirketlerin nakit akışlarının bozulması nedeniyle iflasların artması,

3- Mevcut gelişmelere bağlı olarak işletmelerin iş modellerini değiştirememesi,

4- Covid-19 salgını sürecinde tüketicilerin tüketim alışkanlıklarında meydana gelen değişikliklerin kalıcı hale gelmesi ve bu alışkanlıklara öncülük eden şirketlerin yıkıcı bir şekilde piyasayı ele geçirmesi ve yıkıcı bir rekabet ortamıyla karşı karşıya kalınması.

5- IT güvenlik sistemlerinin güvenliğinin önemli problem haline gelmesi.

6- Yeni alışkanlıklar nedeniyle ihtiyaç duyulan yeterli ve nitelikli iş gücünün bulunamaması.

7- Covid-19 salgınının ortadan kalkması durumunda salgın nedeniyle yeni duruma göre değiştirilen iş modelinin eskiye dönüş halinde işe yaramaması.

İşletmelerin bu riskleri gözden geçirip, iyi bir risk analizi yapıp/yaptırıp, mümkün olduğu kadar gereken tedbirler almaları, yaşamlarını sürdürebilmeleri için çok önemlidir.

Bu makale, Milli Reasürans’ın yayını olan Reasürör dergisinin 119’uncu sayısındaki makalenin bir bölümünün düzenlenmesiyle oluşturulmuştur.