“2020 yılında pandeminin sonucu gerçekleşen kapanmalar oto sigortalarında frekans düşüşüne neden olmuş ve dönemsel bir kârlılığın ortaya çıkmasını sağlamıştı. Ancak artan rekabet döviz kurundaki artış ve enflasyon ile birleşince 2022 yılı için kâr marjlarının ciddi şekilde düşmesi ve hatta belirli segmentlerde zarar yazılması riskini ortaya çıkardı.”
Trafik sigortalarında Anayasa Mahkemesi’nin karayolları trafik kanunu hakkındaki iptal ve Danıştay’ın genel şartların yürütmesini durdurma kararları sonrasında Haziran ayında yürürlüğe giren Kanun iyimserliğe neden olmuştu. Ancak yeni genel şartların yayınlanması henüz mümkün olmadı. Bedeni tazminatlar konusunda makul bir noktaya varılmış gibi görünse de değer kaybı konusundaki tartışmalar devam ediyor. Genel şartların yayınlanması 2022 tanzimli poliçeler için bir rahatlama getirecek olsa da yüksek enflasyon ve asgari ücretin enflasyon üzerinde olması beklenen artış seviyesi bedeni tazminatların gelişimlerine ilişkin risklerin sürmesine neden oluyor.
2020 yılında pandeminin sonucu gerçekleşen kapanmalar oto sigortalarında frekans düşüşüne neden olmuş ve dönemsel bir kârlılığın ortaya çıkmasını sağlamıştı. Ancak artan rekabet döviz kurundaki artış ve enflasyon ile birleşince 2022 yılı için kâr marjlarının ciddi şekilde düşmesi ve hatta belirli segmentlerde zarar yazılması riskini ortaya çıkardı.
TFRS-17 konusunda tüm şirketler artık çalışmalarını hızlandırma gayreti içine girdi. Buna karşılık ihtisas komitelerinde tartışılan konularda somut sonuçlar ortaya çıkmadan ilerlemek konusunda çeşitli sıkıntılar söz konusu.
Taslak hali yayınlanmış olsa da nihai haline ulaşmamış mevzuat başlıklarından bir diğeri İç Sistemler Yönetmeliği. Aktüerya ile ilgili konular başta olmak üzere birçok başlıkta radikal etkileri olacak yönetmelik de 2022’de gündemimizi teşkil edecek gibi görünüyor.
Yüksek enflasyon, buna bağlı gelir dağılımı bozulması ile hane halkı alım gücünün düşüşü de bireysel ürünler için 2022’nin zor geçebilecek bir yıl olduğunu düşündürüyor.
Erken seçim olmasa bile 2023 seçimlerinin iyice yaklaşması da 2022 için belirsizliği arttıran unsurlardan biri olarak değerlendirilebilir.
10 Kasım 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan yönetmelik değişikliği ile özellikle meblağ sigortalarında getirilen uygulama ile 2022 yılı ilk çeyreğinde finansal tablolar tekrar şekillenecek.
Bu saydıklarımız arasında sayısal etkisi en net hesaplanabilecek olan asgari ücret artışı. 2010’ların ilk yarısında ortalama yüzde 10 civarında yıllık bir artış oranı söz konusu iken 2015 yılını baz aldığımızda ortalama artış oranının yüzde 20’ye yakın olduğunu görebiliyoruz. Bu durumda kabaca yüzde 20’nin üzerinde gerçekleşecek her artışın aktüeryal yöntemlere baz geçmiş veride kapsanmayan bir artış olacağı değerlendirilebilir. Yıl sonu resmî enflasyon beklentisi ve asgari ücret tartışmaları dikkate alındığında yüzde 20’nin çok üzerinde bir artış gerçekleşecek olması muhtemel. Her yüzde 1’lik farkın muallak tazminat karşılığı rezervlerine yüzde 0,6 civarında etki ettiğini varsayarsak yüzde 25 seviyesinde gerçekleşecek bir asgari ücret artışının Haziran sonu itibarıyla 36 milyar TL’ye ulaşan trafik sigortası rezervlerinde 1 milyar TL ek yük yaratabileceğini düşünmek mümkün.
Asgari ücret konusunda geçerli olmasa da risk ve belirsizlik elbette beraberinde fırsatları da getiriyor. 2020-2021 döneminde pandemi ve yüksek finansal getiri dönemini finansal tablolarına olumlu yansıtmış şirketler için 2022’nin belirsizlikleri çok önemli olmayacaktır. Sektöre yeni giriş için gösterilen ilginin devam ediyor olması da gelecekten ümitli olan çok sayıda kişi ve kurum olduğunun bir göstergesi.