Kapasite daralması nedeniyle sigorta ihtiyacını birden fazla şirket sağlayabiliyor

Kapasitelerin yetersiz kalması nedeniyle, teminat içeriklerinde daralma ve sigorta ihtiyacının birden fazla sigorta şirketi tarafından sağlanması gibi örneklerle daha sık karşılaşıyoruz.

Allianz Türkiye Elementer Ticari Sigortalar Genel Müdür Yardımcısı Öktem Örkün, pandemi, tedarik zincirindeki sıkıntılar, enerji fiyatlarındaki yükselme, iklim sorunları ve artan doğal afetlerin reasürans kapasitelerine daralma olarak yansıdığını söyledi. Türkiye özelinde de 2021 yılından itibaren özellikle imalat sektöründe yaşanan büyük yangın hasarları ve enerji tesislerinde yaşanan doğal afet olaylarıyla birlikte mühendislik hasarlarının daralan reasürans kapasitelerinin daha da sertleşmesine neden olduğunu belirten Örkün, “Özellikle yüksek miktarda kapasite ihtiyacı olan büyük ölçekli veya özellikli tesislerin sigorta ihtiyaçları bu gelişmelerden doğrudan etkilendi. Kapasitelerin yetersiz kalması nedeniyle, teminat içeriklerinde daralma ve sigorta ihtiyacının birden fazla sigorta şirketi tarafından sağlanması gibi örneklerle daha sık karşılaşıyoruz. Buna ek olarak, enflasyon ve kurlardaki değişimlerin yarattığı etkiyle birlikte reasürans maliyetlerindeki artış, sigorta poliçelerinin fiyatlamasında da ana girdi olduğundan poliçe fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. 2023 yılında da doğal afetler için alınan reasürans maliyetlerinde ciddi artışlar olduğunu gözlemliyoruz. Buradaki maliyet artışları, doğal olarak poliçe primlerine yansıyor” dedi.

Düşük teminata yönelim var

Yükselen maliyetler ve ekonomik gelişmelerle birlikte, sigorta maliyetlerinin endüstriyel tesisler için gittikçe arttığını da ifade eden Örkün, “Ancak büyük üretim tesislerinde karşılaşılan risklerin sigortalılar üzerinde yaratacağı etki ve yük daha yüksek olduğundan, endüstriyel risklerde vazgeçme durumunun daha az gerçekleştiğini görüyoruz. Bununla birlikte, işletmelerin artan maliyetleri yönetebilmek için, bazı poliçelerde ek teminatları almadığı, ya da poliçe yenileme döneminde mevcut poliçe şartlarından daha düşük teminat limitli alternatifler üzerinden çalışmalar istediğini de gözlemliyoruz” şeklinde konuştu.

Konut sigorta primlerininse konut fiyatlarındaki artışa göre nispeten daha az yükseldiğini söyleyen Öktem Örkün, “Ekonomik koşullar nedeniyle bu üründe de pazardan çıkış oranlarında bir artış gözlemlesek de bu oran dramatik boyutta değil. Primlerin diğer ürünlere göre görece daha düşük olması sigortalılarımızın poliçelerine devam etmesini sağlıyor” dedi.

Örkün sözlerini şöyle tamamladı: “Sigortanın, ekonominin devamlılığı açısından en önemli finansman araçlarından biri olması nedeniyle, sigorta şirketlerinin artan maliyetleri sigortalıların ihtiyaçlarını da gözeterek mümkün olan en az etki ile yönetebilmesi için tüm tarafların bir arada hareket etmesinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.”