Küresel bir Rapor, sigorta şirketlerinin %20’si etken yapay zekanın ilk kullanım örneklerini halihazırda pilot olarak uyguladığı, %12’sinin ise bunu kısmen veya büyük ölçekte uyguladığını belirtiyor.
Capgemini Araştırma Enstitüsü’nün yeni raporuna göre, etken yapay zeka (agentic AI) 2028 yılına kadar 450 milyar dolar ekonomik değer yaratabilir ve sigortacılar şimdiden bu teknolojiye yönelmeye başlıyor.
Raporda, sigorta şirketlerinin %20’sinin etken yapay zekanın ilk kullanım örneklerini halihazırda pilot olarak uyguladığı, %12’sinin ise bunu kısmen veya büyük ölçekte uyguladığı belirtiliyor. Ancak, sigorta şirketlerinin yalnızca %4’ü etken yapay zekaya tam olarak güveniyor.
Etken yapay zeka nasıl büyüyor?
Teknoloji sigortacılık da dahil olmak üzere birçok sektörde ilgi görse de, güven, denetim ve hazırlık konusundaki endişelerin ilerlemeyi yavaşlatmaya devam etmesi nedeniyle yaygın benimsenme sınırlı kalıyor.
“Etken Yapay Zekanın Yükselişi: Güven, insan-yapay zeka iş birliğinin anahtarıdır” başlıklı rapor, kuruluşların yalnızca %2’sinin etken yapay zekayı tam ölçekli hale getirdiğini vurguladı. Ancak ankete katılan iş liderlerinin neredeyse tamamı (%93), bunu önümüzdeki yıl içinde yapmanın rekabet avantajı sağlayacağına inanıyor.
Sigortacılar için bu teknoloji, sigortacılık, hasar işleme ve müşteri hizmetlerini iyileştirme fırsatları sunuyor ancak aynı zamanda hem operasyonel hem de sigortalanabilir yeni risk değerlendirmelerini de beraberinde getiriyor.
Tamamen otonom yapay zeka ajanlarına duyulan güven, geçtiğimiz yıl %43’ten %27’ye düşerek keskin bir düşüş yaşadı. Sigortacılık gibi sıkı düzenlemelere tabi sektörlerde, hesap verebilirlik, kararların açıklanabilirliği ve etik kullanım konusundaki endişeler tereddüde katkıda bulunuyor. Ankete katılan kuruluşların yalnızca %40’ı, görevleri bağımsız olarak yönetmek için etken yapay zekaya güvendiğini belirtti.
Capgemini’nin bulguları, sigorta şirketlerinin ve diğer firmaların tam otomasyon yerine insan-yapay zeka iş birliği modellerine öncelik verdiğini ortaya koydu. Sigortacılık bağlamında, etken yapay zeka brokerların, risk uzmanlarının ve hizmet ekiplerinin yerini almak yerine, onlara yardımcı olmak için iş akışlarına entegre ediliyor. Katılımcılar, bu tür bir iş birliğinin daha yüksek değerli görevlere harcanan sürede %65 ve çalışan memnuniyetinde %49 artışa yol açabileceğini öngörüyor.
Sigortacılar, etken yapay zekânın operasyonel faydalarını araştırırken, aynı zamanda olası riskleri de değerlendiriyorlar. Etken yapay zekânın ortaya çıkışı, bu tür sistemlerin hem kendi güvenilirlikleri hem de yaratabilecekleri yükümlülükler açısından nasıl sigortalanması gerektiği konusunda soruları gündeme getiriyor. Bazı sigortacılar, yapay zekâ destekli süreçlerle bağlantılı algoritmik risk, siber risk ve üçüncü taraf sorumluluk sigortaları için teminatlar geliştiriyor.
Rapor, kuruluşların pilot aşamalardan uygulamaya geçmeleriyle birlikte teknolojiye olan güvenin artma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Aktif dağıtımları olanların %47’si, yapay zeka araçlarına ortalamanın üzerinde bir güven duyduğunu bildirirken, keşif aşamasında bu oran %37.
Ancak hazırlıklı olmak hala bir engel teşkil ediyor. Rapora göre, kuruluşların yalnızca %20’si olgun bir yapay zeka altyapısına sahip olduğunu bildiriyor ve beşte birinden azı veriye son derece hazır olduğunu söylüyor. Katılımcıların yarısından fazlası (%51) için en büyük endişe gizlilik olsa da, yalnızca üçte biri (%34) bunu aktif olarak ele alıyor.
Mevcut uygulama en ileri düzeyde müşteri hizmetleri, BT ve satış alanlarında gerçekleşmekte olup, önümüzdeki üç yıl içinde operasyon, araştırma ve pazarlama alanlarına da genişlemesi öngörülmektedir. Sigortacılıkta ise bu durum, poliçe düzenleme, otomatik hasar kararları ve dolandırıcılık tespiti gibi daha gelişmiş kullanımlara da yayılabilir.
Capgemini, ölçeklenebilir uygulamalara sahip kuruluşların önümüzdeki üç yıl içerisinde ortalama 382 milyon ABD doları değer yaratabileceğini, henüz erken aşamada olanların ise 76 milyon ABD doları değer yaratabileceğini öngördü.
Raporda, sigortacılar açısından bu potansiyele ulaşmanın yalnızca teknolojiye yatırım yapmayı değil, aynı zamanda yapay zeka temsilcilerinin kabul görmüş etik ve düzenleyici sınırlar içinde çalışmasını sağlamak için yönetişim, risk çerçeveleri ve organizasyonel tasarımda stratejik değişiklikler yapmayı da gerektireceği belirtildi.