Ayhan Çalık: Sigorta sektörü olarak çürüyoruz

Sigorta sektörü kontrolsüz dağıtım kanalları, denetimsiz hizmet yapıları ve sektörel aidiyetin zayıflamasıyla ciddi bir çöküş sürecine girmiş durumda. Kamu otoritesinin ve meslek örgütlerinin sessizliği, sektörün çürümeye devam etmesine zemin hazırlıyor. Oysa doğru adımlar atılsa, bu gerileme dönemi yeniden bir yükselişin başlangıcına dönüşebilir.

-Ayhan Çalık*

Ülkemizin en kültürlü sektörlerinden biri olan sigorta sektörü baştan aşağıya çürüyor.

Göz göre göre sigorta şirketleri soyuluyor. Değer kayıpları altında sigorta şirketleri soyuluyor. Kamu otoritesi ise bu duruma seyirci. Oysa ki kazandığı paranın kuruşunu bile gizlemeyen, vergisini de kuruşuna kadar ödeyen bir sektörü fiş-fatura kesmemeyi alışkanlık haline getirmiş öznelerin çok olduğu bir meslek gurubunun önemli sayıda bir kısmına kurban ettirmek ne kadar doğru. Devletimiz bunu görmüyor mu?

Eskiden diğer dağıtım kanallarının haksız rekabetinden yakınırdık. Bugün de yakınıyoruz ama üstüne bir de şirketlerin merkez dağıtımları hortladı. Sektör içi rekabette öne çıkmaya çalışan bazı sigorta şirketleri acentesine yüksek, sigortalısına düşük prim veriyor. Acentelerin ellerinden işlerini çalınıyor. Kişisel saikler sektörel saiklerin önüne geçmiş durumda.

Sigorta sektörünün sigortası eksperlerdir. Sektörün terazisi olma sorumluluğu verilmiş eksperlerimizin kazançları da göze batıyor. Servislerle özel anlaşmalar, servislerde kameralı ekspertizler, asistans onarım firmaları yetmemiş durumda. Hala nasıl yaparız da eksperleri by pass edebiliriz araştırmaları gırla.

Nur topu gibi yeni bir diğer dağıtım kanalımız oldu: “Proje acenteler dağıtım kanalı.” Acenteler arası paslaşmayı yok etmek için çarşaf çarşaf maliye görüşünü paylaşırken binlerce şubesi olan proje acenteye, şubeciye acentelik veriyor. Bilgileriyle ön plana çıkan acenteler, primlerle ön plana çıkacak şubelere kurban ediliyor. Aslında Acente mesleğine giriş de kolaylaştı. Al diplomayı, al SEGEM’i, yatır parayı, oldun acente. Dağıtım kanalları her geçen gün sigortacılık bağlamında daha da bilgisizleşiyor. Özel kanunla sigortacılık yapan yapılar zaten içler acısı. Vatandaşa şantajla sigorta yapmaya devam ediyorlar.

Asistans firmaların denetlenmesi söz konusu bile değil. Sigorta şirketlerine hizmet veren asistans firmaların standartları yok. Hele ki şirketler yerine acenteler üzerinden hizmet pazarlayan asistans firmalar tamamen denetimsiz.

Sektör tel tel dökülüyor. Sektörün gelişmesine ve sorunlarına çözüm üremek için kurulmuş yapılar ise problemlere sırtını dönüyor. Çünkü fiyatlar arttı, primler yükseldi, yüzdelerin en küçüğü bile kazanç ifade eder duruma geldi. Herkes halinden memnun. Sektör organları gelişime katkı sunmuyor. Sigorta şirketler batıyor ama umurlarında değil, acenteler kapanıyor, şubeleşiyor yine umurlarında değil. Hele meslek komiteleri içler acısı, daha kaç acentesi olduğunu bilmeyen meslek komiteleri var. Meslektaşının açıldığını Levha Kayıt Listesinden öğreniyorlar. Eksperler ise başa çıkamadığı kurgu içinde resmi ya da gayri resmi birleşmek zorunda kalıyor, gelen işleri maliyetleri kurtarmadığı için iade ediyor, dosyalarındaki kararlarında tarafsızlıkları şirketler tarafından sorgulanıyor. Bu da çatı kuruluşların umurunda değil.

STK’lar ise -iki ya da üçünü kenara ayırırsan- içler acısı. Bir STK’nın çalışmasını ancak seçim arifesinde görebiliyoruz. Seçim sonrası yıllar boyu sus pus, kış uykusundalar. Yılda birkaç kez odaklandığı seçmenine göre ya yemeler-içmeler ya da umreler, iftarlar; o kadar. Sektörle ilgili çalıştay, öneri, plan, proje hak getire. Koltuğunu işi için kullanan kartvizit meraklıları ile dolmuş.

Acenteler hissizleşmiş. Eskiden münhasırlık vardı. Şimdi münhasırlık olmadığı gibi kendi sektörüne de aidiyet duymuyor. Hele meslektaşı düşmanı olmuş. Birlikte çalışmak yerine birbirine nasıl kazık atabileceğinin planlarını yapar olmuş.

Peki sektör böyle gitmeye devam mı edecek? Tabi ki hayır. Her zaman gelişme, durma ve gerileme dönemleri olur. Her gerileme bir yerde durur, yeniden yükselişe geçer. Ama yükselişe geçmeden önce dibe vurmuş olur ki çok can yakar.

Keşke oralara gelmeden, daha fazla çürümeden gerileme dönemini el birliği ile yeniden yükselişe çevirebilsek.

Sağlıkla kalın.

*SAB Başkanı