Poliçede payı olmayan kesimlerle ortak mücadele çağrısı

İstanbul Ticaret Odasında 25 Mart’ta düzenlenen “Covid 19 Pandemisi’nin Sigortacılık Sektörüne Yansımaları” konulu toplantının haberlerini farklı başlıklarla daha önce vermiştik. Dergimizin son sayısında kapak haberi olarak yer alan toplantının detaylarını içeren haberi aşağıda paylaşıyoruz: 

Sağlık sigortası fiyatları ve trafik sigortasındaki acente komisyonlarının yine gündemin önemli maddelerini oluşturduğu toplantıda, tarafların önemle üstünde durdukları bir başka konu ise hasar aracıları oldu. Haksız kazanç elde ettikleri vurgulanan bu kesimlerle ortak mücadele çağrısı yapıldı.  

Sektörün farklı taraflarının temsilcilerinin görüş bildirdiği toplantı, İTO 20 No’lu Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı Hüseyin Duru’nun yönetiminde gerçekleştirildi. İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. İsrafil Kuralay’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıdaki panelde Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkan Vekili Ali Ersoy, Türkiye Sigorta Birliği Başkanı (TSB) Atilla Benli, TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut ve TOBB SEİK Başkanı Ahmet Nedim Erdem konuşmacı oldu. Panelde ilk sözü alan SEDDK Başkan Vekili Ali Ersoy, tüm sektörlerin dünya genelinde koronavirüsten etkilendiğine vurgu yaptı. 

Ali Ersoy, “Dünyadaki daralmaya göre sigorta sektörü ise üçte biri oranında daraldı. OECD’nin verilerinde birtakım analizler var. Covid-19 hayat dışında farklı etki yarattı. Motorlu araçlarda kapanma dönemlerinde hasar kayıtları düştü. Hayatta ise hasar tazminat artışı oldu. İş kaybı talepleri de arttı. Uluslararası Sigorta Denetçileri Birliği’nin de bu yönde tespitleri var. Sigortacılığın devamı açısından birtakım süreçler yumuşadı ve operasyon işlemleri kolaylaştı. Öte yandan Covid-19 risk farkındalığını da ortaya çıkardı. Tedarik zincirinde sıkıntı ve siber saldırılar arttı. Dijitalleşmeyle birlikte artan siber risklerle birlikte reasürörler siber teminatı kısıtlarken, iş kaybında kontroller arttı. Kimi ülkelerde de ana iş kaybı tazminatları oldu. Pandemide yüz yüze satışlar duraklarken, online satışlar artarken, pandeminin yarattığı duruma karşı siyasi otoriteler tedbirler aldı. Ama az bildiğimiz evden çalışmayı öğrendik ve ardından da bilgi güvenliği sorunu geldi ve şirketler yatırımlarını gözden geçirmeye başladı. Araç kazaları bizde de düştü pandeminin başlarında. Aynı şekilde yargısal faaliyetler ertelendi” şeklinde konuştu. 

“Sigorta sektörü olarak biz dokunmayı seviyoruz” diyen Ali Ersoy sözlerini şöyle sürdürdü: “Aracıların satışları bu yüzden düşmedi ama uzaktan satışı da mutlaka öğrenmemiz lazım. Pandemide sanal ortamda bilgi/belge gönderildi ve hasarlar ödendi. Hak kaybı olmaması için ek süreler verildi. Hasarsızlık indiriminin bozulmaması için tavsiye kararları alındı. Riskli araçlar havuzundaki poliçeler ücretsiz bir ay daha uzatıldı. DASK’ta yüzde 10 indirim yapıldı. Mesafeli sözleşme yönetmeliğini çıkarttık. Statik IP 30 Haziran 2022’ye kadar uzatıldı. Bu da acente ve eksperlerin işlerinin kolaylaştırılması için yapıldı.” 

Sigorta sektörünün farklı kesimlerinin temsilcileri İTO’daki panelde sektörün sorunlarını masaya yatırdı: Ali Ersoy, Atilla Benli, Levent Korkut ve Ahmet Nedim Erdem.

Beklenti yeni ürünler 

SEDDK Başkan Vekili olarak bundan sonrası için beklentisinin yeni ürünler olduğunun altını çizen Ersoy, “Mesela ticari alacak sigortası, iş durması sigortası gibi poliçelere ilgi artacak. Sağlık poliçesi de öyle. Dünyada da ülkemizde de büyüme var sağlık sigortalarında ve tabi ki bu alanda fiyat artışı çok yüksek ve serbest tarife var ama bu kadar yüksek fiyat fazla. SEDDK olarak pandemiden öğrendiklerimizle birlikte süreçlerimizi yeniden düzenliyoruz. Bundan sonra sahada denetim ve gözetim faaliyetlerine ağırlık vermek istiyoruz. Biliyoruz, tüm paydaşların sorunları var ve biliyoruz ki bunları dengeli bir şekilde çözmek gerekli. Bunun yolu da karşılıklı işbirliği ve görüş alıverişi olduğuna inanıyoruz” diye konuştu. 

Ali Ersoy, sigorta şirketi, acente, broker ve eksperin sigorta poliçesinde hakkı olduğunu söyleyerek, “Ancak görünmeyen bir el de poliçeden pay alıyor, hepimizin buna odaklanması lazım. Acentesiz, şirketsiz, ekspersiz sigortacılık olmaz olmaz. Poliçeden haksız pay alanlarınsa elini çekmeleri gerekir. Bu sorunla mücadele etmeliyiz” dedi.  

Atilla Benli: Sağlık ve otoda fiyatlar çok düşük 

TSB Başkanı Atilla Benli ise sağlık sigortasında yaşanan fiyat artışları tartışmalarına değinerek, bu alanda fiyatların aktüeryal hesapla yapıldığını belirtti. Benli, “Böyle bir ekosistemde medikal enflasyonun altında bir fiyatlamayla çalışan bir sağlık sigortacılığı var. Rekabet olması vatandaşın işine yarıyor. Teknik fiyatlamaya gelemiyoruz bir türlü. Hem sağlıkta hem otoda fiyatlar çok düşük. Serbest piyasa içinde bunları çözeceğiz” dedi. 

Dijital kanal ve acenteler 

Sigortacılığın hızla dijitalleştiğini de söyleyen Benli sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm dağıtım kanallarıyla birlikte sektörün bu duruma ayak uydurması gerekiyor. Ana dağıtım kanalı olan acentelerin hazır hale gelmesi lazım. Dijitalleşmeyle acentelerin danışmanlığına çok da gerek olmayan alanlarda platform bazlı hizmet veren kanallardan satış olacak. Sigortacılık nitelikli bir iş ve dünyada finans sektöründe birinci sırada geliyor. Alacak sigortasının ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Bunu hangi dijital kanalla anlatacaksınız? Finansal sigortalar, bina tamamlama, parametrik…. Bunlar dijitalden satılabilecek ürünler değil. Buralardaki bilgimizi arttırıp bunları satmak acente dağıtım kanalı olarak yapabileceğimiz en iyi şey. Asıl büyümemiz gereken yerler o alanlar. Burada henüz emekleme aşamasındayız ama önümüz çok açık. 17 bin nitelikli sigorta aracımız var. Bunlarla, sağlık, kefalet, bina tamamlama gibi bilen insanlarla satılacak bu ürünleri odağımıza almalıyız.” 

“Trafik branşı acentenin odağında olmamalı” 

Trafik sigortasının gelirinin yüksek olabileceğini ama komisyonu düşük olduğu için acentenin odağında olmaması gerektiğine dikkat çeken Benli, “Biz sigorta şirketleri olarak acentelerle her türlü işbirliğine hazırız. Öte yandan eksperler de zor şartlarda hizmet vermeye çalışıyor. Başkan olarak net söyleyebilirim ki biz hiçbir aracıya gerek kalmadan sigortalının hasarını hemen ödemek istiyoruz. Gereken düzenlemenin altına imza atarız” dedi. 

TOBB SAİK Başkanı Levent korkut yaklaşık 17 bin acente ve 50 bini aşan personelle ülkenin her yerinde sigorta hizmeti verip, sektörü en iyi şekilde temsil etiklerini söyleyerek, “Pandemi bizi derinden etkiledi. Kaybettiğimiz arkadaşlarımız oldu. Kısıtlama dönemlerinde acenteler sigortalılara hizmete aksatmadan devam etti. Elazığ ve İzmir depremlerinde de hizmeti aksatmadan sürdürdüler. İnternette satılan DASK poliçeleri için de hizmeti biz verdik” dedi.  

Levent Korkut: Anadolu’daki acenteleri ayakta tutalım 

Pandemi döneminde acenteler olarak müşterilerin poliçe iptallerinden kaçınmalarını ve yenileme yapmalarını sağladıklarını kaydeden Korkut şöyle devam etti: “Bizim müşterilerle gönül bağımız var. Çocukları, aileleri, işleri, fabrikalıları bize emanet. Bize güveniyorlar. Biz de bu güveni boşa çıkartmamak için 7/24 yanlarındayız. Özverili çalışmamız sayesinde ciddi bir iş kaybı yaşamasak da Anadolu’daki bazı acente meslektaşlarımız zor durumda kaldı. Biz sektörü bu meslektaşlarımızla büyüteceğiz. Küçük ve orta ölçekli acenteleri ayakta tutabilmek için taban komisyonu yüzde 17’ye çıkartmalıyız. Yüzde 10’a kadar düşünce meslektaşlarımız zor durumda kaldı. Biz eski oran olan yüzde 17’yi istiyoruz. Havuz komisyonunun da yüzde 8’den 10’a çıkmasını istiyoruz. Kırsaldaki acentelerin yüzde 70’i bu alanda iş yaptığı için onları memnun edecek.”  

Ekran paylaşımını sektörün belası olarak niteleyen Korkut, “Güven zedelenmesi var ama sadece bizim denetlememizle sonuç alınamaz, birlikte hareket etmeliyiz” dedi. Dijitalleşmeden kaçılamayacağını acentelerin de bildiğini aktaran Korkut, “Acente internete karşı değil. Biz dijitali destekliyoruz. Dijitalin acenteyi de büyüteceğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.  

TOBB SEİK Başkanı Ahmet Nedim Erdem ise, pandemi döneminde sigorta sektörünün başarılı bir sınav verdiğini söyledi. Aynı dönemde gerçekleşen iki ayrı depremdeki hasar süreçlerinin de başarılı bir şekilde yönetildiğini ifade eden Erdem, “Yerinde ekspertizlerle birlikte uzaktan görüntülü ekspertiz koşullarının da sağlanarak eksperlerin hasar operasyon süreçlerini titiz bir şekilde devam ettirdik. Özel durumlarda yerinde ekspertiz yapılabilmesi için yasal izinler de alınarak sigortalıların hizmet almasında hiçbir eksikliğin yaşanmamasını sağladık” dedi. 

Ekspertiz ücretlerinin iyileştirilmesi ihtiyacı 

Bu dönemde azalan hasar dosya adetleriyle birlikte eksperlerin ekonomik olarak zorluklar yaşadığına değinen Erdem konuşmasına şöyle devam etti: “Günümüzde de özellikle artan yakıt maliyetleriyle birlikte fiili ekspertizlerde ekonomik anlamda zorlanıyoruz. Bu hususta ücret tarifelerinde iyileştirme yapılmasına ihtiyaç duyuyoruz. Son dönemde eksperlerin ekonomik kayıplarını dengelemek ve ekonomik bağımsızlığını da perçinlemek amacıyla bilirkişilik atamalarıyla değer kaybı süreçlerinde iyileştirmeler yapılarak olumlu sonuçlar alındı. Yeni Genel Şartların hazırlanmasında SEDDK ile birlikte çalışılarak yeni değer kaybı formülü oluşturuldu. Ayrıca, sektörün artan hasar maliyetlerinin önüne geçilebilmesi ve tazminata doğrudan hak sahibi tarafından erişim sağlanabilmesi için SBM ile e-devlet entegrasyonuyla sigortalıların doğrudan hasar ihbarlarını kendilerinin yapmasının sağlanması için düzenlemeye ihtiyaç duyuluyor. Yapılacak bu düzenleme sayesinde hak sahiplerinden çok aracılarla yaşanmakta olan uyuşmazlıkların da en aza inmesini bekliyoruz.” 

Ahmet Nedim Erdem, eksper raporlarına erişim sorununun giderilmesi için SBM ve e-Devlet üzerinden doğrudan erişim için sistemsel geliştirmelerde sona yaklaşıldığını da bildirerek, “Erişimin açılması halinde, eksperler ve acenteler üzerinden önemli bir yük kalkmış olacak. Hak sahipleri ve vekillerinin doğrudan eksper raporlarına e-devlet üzerinden ulaşabilecek” diye konuştu. 

Eksper Atama Yönetmeliğinde de değişiklik yapılarak eksper atama süreçlerinin SBM eksper atama sistemi üzerinden çok daha kolay hale getirilmesi gerektiğini belirten Erdem sözlerini şöyle noktaladı: “Mevzuat açısından eksiğimiz olmamasına karşın sektörün hasar anındaki düşünce ve davranış muhafazakarlığı sebebiyle oluşan uyuşmazlıklarla çok zaman kaybedildi. Tüm bunlar hasar süreçlerini sadeleştirerek, şeffaf, ölçülebilir, denetlenebilir ve herkes için objektif bir hale getirecek “Yeni Bir Hasar Yönetmeliği” düzenlemesiyle sağlanabilir.” 

SİAP’ın talepleri 

Geçtiğimiz yıl sonunda dokuz sigorta acente derneğinin kurduğu Sigorta Acenteleri Platformu adına sonra söz alan Öznur Şengül ise Platform adına şu hususlara değindi: “Devir zeyli biz acenteler için gelir kaybına neden oluyor. Dolayısıyla mağduriyetimizin giderilmesi için trafik sigortasından başlamak üzere bir an önce çözüme gidilmeli. Trafik komisyonlarından dolayı da acenteler olarak büyük kaybımız var. Bu branşta zarar edilmesinin faturasını biz acenteler ödüyoruz. Komisyon oranının eski oran olan yüzde 17’ye çekilmesini talep ediyoruz. Bir başka sorun da ekran paylaşımı. Mesleğin güvenilirliğini zedeleyen bu sorunun çözülmesi için daha etkin ve ciddi cezalandırılmaya gidilmeli. Buna göz yuman şirketlere de ceza verilmesi caydırıcı olacaktır. Bir süredir devreye alınması beklenen ama bir türlü gerçekleşmeyen doğrudan tazminin de artık devreye alınması gerekiyor. Haksız rekabet ve risturn de acentelerin önemli sorunudur. Acentelerin karşısında maddi güçleriyle haksız rekabete yol açan oluşumların, bu şekilde bir satış politikası izlemesinin önüne geçilmelidir. Bir süredir sigorta şirketlerinin dayatma yöntemlerle acentelerine imzalatmaya çalıştığı acentelik sözleşmelerinin içeriklerinde hukuka aykırı birçok durumun olduğu tarafımızdan tespit edilmiştir. Sözleşmelerin genel, değiştirilmez, standart maddelere göre ve bu maddelere kanunlara aykırı olmayacak, özel maddelerin de ilave edilebileceği şekilde oluşturulmasının önemini ifade ediyoruz.