Uğur Gülen’in kaleminden: Pazardaki dönüşüme uyum sağlamak gerekiyor

Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, ” İnsan-makine etkileşimi bambaşka boyutlara ulaşırken, pek çok alanda yeni yeteneklere ihtiyaç doğuyor.” dedi.
Uğur Gülen, linkedin hesabından yayınladığı “Pazardaki dönüşüme uyum sağlamak gerekiyor” başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:

 

İş dünyası sürdürülebilirliğe giderek daha fazla odaklanıyor. Aynı zamanda iş gücündeki dönüşüm de tüm hızıyla sürüyor. Y kuşağı kariyerinde ilerleyerek üst kademelere doğru çıkarken, Z kuşağı iş hayatına atılıyor. İnsan-makine etkileşimi bambaşka boyutlara ulaşırken, pek çok alanda yeni yeteneklere ihtiyaç doğuyor. Değişen pazar koşullarında varlıklarını korumak ve büyümek isteyen şirketler için bu iki konu gündemin üst sıralarında yer alıyor.

Bizim sektörümüzde de durum farklı değil. Bu koşullara uyum sağlamak zorundayız. Bu kapsamda sigorta şirketlerinin sürdürülebilirliği stratejilerine ve değer tekliflerine dâhil etmesi elzem. Aynı zamanda çalışma hayatı hibrit modellerle, insan-makine etkileşimleri ve yeni yeteneklere duyulan ihtiyaçla dönüşürken bu dönüşüme uyum sağlamak durumundalar. Çünkü hem sürdürülebilirlik hem yeni dönemin ihtiyaçlarına yanıt vermek, müşterilerin ve çalışanların sigorta şirketi tercihinde en önemli iki kriter haline geliyor.

Teknoloji sektöründe danışmanlık hizmetleri veren Accenture tarafından yayınlanan bir makale bu kriterleri yerine getiren sigorta şirketlerinin sağladıkları faydaların altını çiziyor.[1] Accenture tarafından yapılan “2021 Sigorta Küresel Tüketici Araştırması”na katılan Y kuşağı ve genç nesillerin yüzde 67’si ‘sürdürülebilir ürün ve hizmetlerin kendilerine daha cazip geldiğini’ belirtiyor. Bu da sürdürülebilirliğin tüketiciler için önemini gösteriyor. Bu ilgi, sürdürülebilir risk yönetimi modeli oluşturabilen ve aynı zamanda genç tüketicilere sürdürülebilirliğin ortak bir değer olduğunu gösteren tüm sigortacılara çifte fayda sağlayabiliyor.

Sürdürülebilirlik sadece gezegenimizi korumaktan çok öte bir kavram; aynı zamanda güçlü sosyoekonomik uygulamalarla, yetersiz hizmet alan dezavantajlı toplulukları kapsayarak geleceğimizi korumakla da ilgili… Üstelik doğru teknolojiyi kullanmadan entegre, proaktif sürdürülebilirlik yakalamak da mümkün değil. Teknoloji, bütünsel olarak sürdürülebilir işler geliştirmek için kilit bir unsur. Bu nedenle sürdürülebilirlik ve teknoloji stratejilerinin güçlü bir şekilde bir araya getirilmesi gerekiyor. Accenture şirketinin bir araştırmasında yöneticilerin yüzde 43’ü için sürdürülebilirlik hedefleri geliştirmenin önündeki en önemli engel doğru teknolojiye doğru maliyetle erişmek olarak ortaya çıkıyor.

Öte yandan Accenture uzmanları, başarılı sigortacıların sürdürülebilirliği amaç ve vizyonlarıyla birleştirerek; müşterilere, topluma ve çevreye değer katan yenilikçi ürünler oluşturmak için yapay zekâ gibi teknolojileri kullanarak bu zorlukların üstesinden gelebildiklerine dikkat çekiyor.

Yetenekli insan kaynağı da sigorta sektörünün can damarı. Sigorta şirketlerinin vizyonlarını dönüştürmeleri ve gerçekleştirmeleri ancak doğru kaynak ve bilgilerle mümkün.

Bununla birlikte yetenek ve beceri eksiklikleri sigorta sektöründe giderek artan bir endişe kaynağı durumunda. Yeni teknolojilerin devreye girmesi ve operasyonların dijitalleştirilmesinden kaynaklanan beceri boşlukları, yaşlanan iş gücüyle birleştiğinde tüm sektörü kaygılandırmaya devam ediyor. Sektör için ortaya çıkan önemli bir diğer zorluk ve aynı zamanda fırsat da uzaktan çalışan iş gücünün yükselişi.. Bu iş gücünün sektöre yeni fırsatlar sunduğu aşikar. Accenture’ın araştırmasına katılan sigorta yöneticilerinin yüzde 88’i uzaktan çalışan iş gücü sayesinde kritik yetenekleri bulmanın kolaylaştığını düşünüyor.

Sigorta sektörü olarak Türkiye’de de bu konuları öncelikle dikkate almak ve gereğini yapmak zorundayız.

[1] https://insuranceblog.accenture.com/sustainability-workforce-transformation-inspire-innovation