Hasan Meral: Türkiye’de deprem sigortası penetrasyonu %26…

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Hasan Meral, linkedin hesabında dikkat çeken bir paylaşımda bulundu. Meral, önceki gün Düzce ilimizde gelen deprem nedeniyle ülkemizdeki konutlardaki sigortalılık oranını ele aldı. Meral, DASK ve TUİK verilerinden yararlanarak hazırladığı yazısında, “DASK sigortalılık oranlarını, DASK kapsamına giren 20 milyon konut üzerinden hesaplıyor. Oysa TÜİK verilerine göre toplam konut adeti 40 milyon. Bu perspektiften bakınca Türkiye’de deprem sigortası penetrasyonunu kabaca %26 olarak hesaplıyoruz.” ifadelerine yer verdi.



Hasan Meral’ın paylaşımı şöyle:

“Aslında bugün bambaşka bir konuda yazacaktım. Ancak dün gece Türkiye’nin pek çok bölgesinde hissedilen Düzce depremiyle uyanınca, bu hafta Türkiye’de deprem riskini ele almaya karar verdim.

Deprem, sosyal ve ekonomik yıkıcı etkisi en yüksek afetlerden birisi. Depremler, sebep olduğu binlerce trajedinin yanında önemli finansal kayıplara da yol açıyor. Son 10 yıllık dönemde dünyada deprem kaynaklı ekonomik kayıplar 535 milyar dolara ulaştı. Bu rakamın büyüklüğünü daya iyi anlatabilmek için Türkiye’nin GSYH’sinin 815 milyar dolar olduğunu belirtelim.

Öte yandan bu 535 milyar dolarlık kaybın yalnızca 102 milyar doları sigorta kapsamındaydı. Yani Türkiye ekonomisinin yarısı büyüklüğünde bir zarar sigorta dışında kaldı.

Türkiye’deki duruma baktığımızda, DASK’ın ülkedeki sigortalılık oranını %53 olarak açıkladığını görüyoruz. Bu rakamlar önemli bir teminat açığına işaret etse de gözden kaçan risk daha büyük.

DASK sigortalılık oranlarını, DASK kapsamına giren 20 milyon konut üzerinden hesaplıyor. Oysa TÜİK verilerine göre toplam konut adeti 40 milyon. Bu perspektiften bakınca Türkiye’de deprem sigortası penetrasyonunu kabaca %26 olarak hesaplıyoruz.

Bu durum iki büyük soruna işaret ediyor;

*Türkiye’de tapuya kayıtlı konutların neredeyse yarısı DASK kapsamına girmiyor.

* DASK kapsamına giren konutlarınsa yaklaşık yarısı sigortalı değil.

İBB’nin Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’ne yaptırdığı senaryo analizine göre:

İstanbul’da yaşanabilecek Mw=7,5 büyüklüğündeki depremin sebep olacağı yapısal hasarların boyutu 12 milyar dolar civarında. Yapısal olmayan hasarları da eklediğimizde bu rakam 21 milyar dolara çıkıyor. Yani İstanbul’da yaşanacak şiddetli bir depremin ekonomik maliyeti, Türk sigorta sektörünün 2021 yılında dolar bazında ödediği toplam tazminatın 3 katına eşit.

Türkiye’nin üzerinde bulunduğu deprem kuşağı bu gerçek ile yaşamamızı zorunlu kılıyor. Yukarıdaki sayılardan anlaşılabileceği üzere Türkiye’deki deprem teminat açığını yalnızca sigortalılık oranlarını artırarak çözmemiz mümkün değil.

Türkiye’de deprem teminat açığının kapatılması, afet yönetim stratejisi, kentsel dönüşüm planı ve bir dizi kamu politikasıyla birlikte değerlendirilmek zorunda. Bunun için de merkezi yönetim, belediyeler ve sigorta sektörünün geniş kapsamlı bir iş birliği gerekiyor.”