Türkiye’de Sigorta Sahtekarlığının Yükselen Maliyeti

Uluslararası tahminlere göre sigorta tazminat taleplerinin asgari %10’unu suistimal kaynaklı. Türkiye’de yalnızca oto branşlarında tazminat ödemesi yapılan dosya sayısının 3 milyonun üzerinde olduğunu düşünüldüğünce, suistimallerin çok önemli bir kısmının tespit edilemediğini söyleyebiliriz. Peki bunun maliyetini kim üstleniyor? Tabi ki ahlaklı sigorta tüketicileri.

-Dr. Hasan Meral

Sigortacılıkta 500 yıldır değişmeyen bir şey varsa o da “sigorta sahtekarlığı”dır. Sigortacılığın ilk uygulamalarından bu yana her dönemde, kötü niyetli kişiler, sigorta kurumlarını aldatmak ve haksız kazanç elde etmek için girişimde bulundular. Nasıl ki sigorta tarihi denizde başladıysa, sigorta sahtekarlığı da denizde başladı. Kayıtlara geçmiş en trajik sahtekarlıklardan birinde, 1781 yılında “Zong” isimli İngiliz köle gemisi taşıdığı 130 köleyi denize atıp, sigorta şirketlerinden hayat sigortası tazminatı talep etti. Çok geçmeden bunun bir sahtekarlık olduğu anlaşılınca sigorta şirketleri tazminat ödemeyi reddettiler. Bu trajik olay, İngiltere’de köle ticaretinin yasaklanmasına kadar giden bir toplumsal tepki hareketini de başlattı.

En önemli yapısal problemlerden biri

Sigorta sahtekarlığı, tarih boyunca coğrafyadan bağımsız olarak her pazarda önemli bir problem oldu. 19. yüzyılda Osmanlı’da faaliyet gösteren şirketler, çok defa dönemin hükümetine başvurarak sigorta sahtekarlıklarının cezalandırılmasını talep ettiler. Aradan geçen onlarca yıla rağmen sigorta sahtekarlıkları Türk sigorta sektörünün en önemli yapısal problemlerinden biri olarak karşımızda duruyor.

Sigorta Sahteciliklerini Engelleme Bürosu (SİSEB) tarafından yayınlanan verilere göre Türkiye’de tespit edilen sigorta sahtekarlıklarının çok büyük bir kısmı oto branşlarında gerçekleşiyor. Kazada sürücü değişikliği yapmak, eski bir kazayı “vurup kaçtı” olarak bildirmek veya sahte kaza tespit tutanağı düzenlemek öne çıkan suistimal yöntemleri. 2022 yılında 3700 adet sigorta sahteciliği kayıtlara geçmiş. Bu sayı 2018 yılına göre %76 artmış durumda. Ancak yine de kayıtlara geçen vaka sayısının oldukça düşük olduğunu anlıyoruz. Burada sorulması gereken sigorta sahtekarlıklarının ne kadarının tespit edebildiğimiz?

6,4 milyar lira…

Uluslararası tahminlere göre sigorta tazminat taleplerinin asgari %10’unu suistimal kaynaklı. Türkiye’de yalnızca oto branşlarında tazminat ödemesi yapılan dosya sayısının 3 milyonun üzerinde olduğu düşünüldüğünde, suistimallerin çok önemli bir kısmının tespit edilemediğini söyleyebiliriz. Peki bunun maliyetini kim üstleniyor? Tabi ki ahlaklı sigorta tüketicileri. Türk sigorta sektörünün 2021 yılında ödediği tazminat tutarının 64 milyar TL olduğunu düşünürsek, sigortalıların haksız yere katlandığı maliyet en az 6,4 milyar TL. Demek ki sigorta sektörü suistimalleri daha iyi tespit edebilirse, teknik karlılığı etkilenmeden prim oranlarında %10 ila %20 oranında indirim yapabilir.

Bu noktada hem sektör paydaşlarına hem de sigortalılara görevler düşüyor. Sigortalılar taraf oldukları hasarlarda suistimale asla izin vermemeli. Sektör paydaşları da bu suistimalleri daha iyi tespit edecek mekanizmaları tesis etmeli. Unutmayalım ki sigortacılıkta haksız yere ödenen her kuruş, sigortalılara prim artışı, sigorta şirketlerine, aracılara ve diğer hizmet sağlayıcılara gelir kaybı olarak geri dönüyor.