Hancıoğlu: Sektör maddi kayıpları telafi etmek için gerekeni fazlasıyla yapacak

“Samimi olarak ifade etmek isterim ki, sektörümüz tüm paydaşları ile bu süreçten her zamanki gibi alnının akı ile çıkarak, sigortalı olup da mağduriyet yaşayan vatandaşlarımızın en azından maddi kayıplarını telafi etme konusunda fazlasıyla gereğini yapacaktır.”

HDI Sigorta Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, Sigorta Dünyası’na deprem ve sigortayla ilgili açıklamalarda bulundu. Değişken döviz kurları ve yüksek enflasyonun derinden etkilediği inşaat sektöründeki maliyet artışlarına paralel olarak Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) uygulamakta olduğu birim maliyetlerini geçtiğimiz yıl Kasım ayında yaklaşık iki katına çıkardığını hatırlatarak sözlerine başlayan Hancıoğlu, “Kısa süre içerisinde değişiklik gösterebilen piyasa koşulları ve inşaat sektöründeki maliyetlerin geldiği son nokta itibarıyla DASK’ın sunmuş olduğu teminat limitlerinin revizyonu konusunda çalışmalar yapılıyor. DASK havuzu dahilinde konutlara asgari ölçüde teminat sağlanmakta olup bunun üzerindeki bedeller ve ek teminatlar için ise sigorta şirketleri olarak bizler ihtiyari deprem teminatlarıyla vatandaşlarımıza varlıklarının yeniden inşa maliyetlerini eksiksiz olarak teminat altına alabilme imkanı sunuyoruz” dedi.

Hasar ödemede doğru bilginin önemi

DASK kurumu ve tüm şirketlerin, hasar ödemelerinde çok hızlı hareket ettiğini söyleyen Hancıoğlu, sadece DASK’ın Mart ayının ilk haftası itibarıyla 2 Milyar TL’yi aşan hasar ödemesi yaptığını belirtti. Hancıoğlu şöyle devam etti: “Hasar ödemelerinde işlem yapabilmek için ilk bakılan yer hasarın tespiti noktasında sigortalının beyan ettiği, poliçede yer alan bilgilerdir. Bu afette de ortaya çıkmıştır ki; sigortalı iletişim ve risk bilgilerinin poliçelere doğru giriliyor olması sigortalılarımıza süratle ulaşarak mağduriyetlerini gidermek için en önemli faktördür. Doğru olan bilgilerle sürecin ilk aşamasında zaman kaybı yaşamamış olmak kriz anlarında önem taşıyor. Ancak bazı bölgelerde, sigortalılarımızın an itibarı ile farklı illerde konaklıyor olması ve olayın gerçekleştiği bölgelere güvenlik sebebi ile giriş izni verilemiyor olması hasar tespit ve tazminat sürecinde zorluk yaşanmasına neden olabiliyor.”

İlk hesaplamaların, sektörün DASK tazminat ödemeleri hariç 20 Milyar TL’nin üzerinde bir hasar bilançosu olduğunu gösterdiğini aktaran Hancıoğlu, “HDI Sigorta olarak, deprem haftası itibarıyla tarafımıza gelen binlerce ihbar doğrultusunda, hasar tespit aşamasının ardından tazminat ödemelerimize başladık. Gelen ihbarların sonucunda Mart ayının ilk haftası itibarıyla yaklaşık 100 milyon TL ödeme gerçekleştirdik. Bu süreçte hiçbir sigortalımızı mağdur etmeyecek ve ödemeleri yapmaya devam edeceğiz. Süreç güvenliğini gözetmek ve suistimali önlemek adına hasar ihbarlarının doğruluğuna ilişkin inceleme ve tespit çalışmalarımız profesyonel ekiplerimiz tarafından titizlikle sürdürülüyor. Samimi olarak ifade etmek isterim ki, sektörümüz tüm paydaşları ile bu süreçten her zamanki gibi alnının akı ile çıkarak, sigortalı olup da mağduriyet yaşayan vatandaşlarımızın en azından maddi kayıplarını telafi etme konusunda fazlasıyla gereğini yapacaktır” dedi.

“Konut sigortasının önemi vurgulanmalı”

Doğal Afet Sigortaları Kurumu tarafından yapılan mevcut DASK poliçesinin teminat yapısının genişletilmesiyle ilgili bir çalışmanın mevcut olduğunu da hatırlatan Hancıoğlu, var olan teminata diğer doğal afetlerin de eklenmesi gerektiği yönündeki fikirlere yönelik olumlu değerlendirmenin sürdüğünü de söyledi. Sigorta şirketlerinin DASK’ın sunmuş olduğu asgari teminatın üstünü tamamlayacak şekilde konut paket ürünleri sunduğunu da aktaran HDI Sigorta Genel Müdürü, “Deprem gibi öngörülemeyen doğal afetlerde, poliçenin tek başına yeterli olmadığı hem teminat limitinin artırılması hem de diğer risklerin kapsama alındığı bir konut poliçesinin yapılması gerektiğine yönelik bilgilendirmeleri tüm sektör paydaşları olarak ihmal etmeden yapmak gerektiği kanısındayız” dedi.

“Sigorta bilinci diri tutulmalı”

Her doğal afet sonrası olduğu gibi böylesine büyük bir deprem sonrasında zorunlu deprem sigortası için talepler 3-4 katına çıkmış ve sigortanın önemi hatırlanmış olsa dahi sonrasında çok uzun süre ayakta kalamayan bir sigorta bilinciyle baş başa kalındığını söyleyen Hancıoğlu sözlerini şöyle noktaladı: “Sigorta bilincinin her daim diri tutulması adına biz sigorta şirketlerine de büyük iş düşüyor. Sürdürdüğümüz sigorta bilincine yönelik eğitim çalışmaları ve konu özelinde maksimum hassasiyetle yürüttüğümüz iletişim çalışmalarına da devam ediyoruz. Tüm vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine yönelik alınması gereken tedbirleri önceden düşünmesi ve sigorta şirketleriyle kendilerini güvence altına alması gerektiğine inanıyoruz.”