Abdullah Özcan: “Depreme karşı sigorta şemsiyenizi genişletin”

 

Deprem teminatlı tüm sigorta ürünlerinin bireylere ve kurumlara yeni bir başlangıç için ikinci bir şans verdiğini ifade eden Steel Brokerlik CEO’su Abdullah Özcan, “Deprem riskine karşı kendiniz, yakınlarınız ve sahip olduğunuz maddi varlıklarınız için en değerli yatırımınız sigorta poliçenizdir” dedi.

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkez olmak üzere bölgedeki 11 ili etkileyen depremler sonrasında 2.6 milyonun üzerindeki konutun yüzde 31’i ağır hasar aldı. Toplam 2.6 milyon konutun 1.3 milyonunun sigortalı olduğu bölgede, DASK’ın (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) tahmini 26 milyar TL’lik ödeme yapması bekleniyor.

Steel Brokerlik CEO’su Abdullah Özcan, Türkiye genelinde sigortalanabilir 20 milyon konutun 11 milyonunun zorunlu deprem sigortası bulunduğunu yani her iki konuttan birinin depreme karşı sigortalanmış olduğunu söyledi. Özellikle Marmara Bölgesi’nin yüzde 63’lük sigortalılık oranı ile Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu belirten Özcan, büyük bir depremin beklendiği İstanbul’da ise sigortalanabilir 4.1 milyon konuttan yalnızca 2.7 milyonunun sigortalanmış olduğunu kaydetti. Olası İstanbul depreminin yaratacağı yıkım konusunda çok farklı senaryolar olduğunu ve en güçlü senaryoda ise ağır hasar alması beklenen konut sayısının 211 bin olarak işaret edildiğini belirten Özcan, “İstanbul’daki konutların depreme karşı sigortalılık oranı yaklaşık yüzde 65’lerde. Ancak ilçeden ilçeye sigortalılık sahipliği büyük farklar gösteriyor. Bazı ilçelerde sigortalılık çok düşük, hatta yok gibi. Öyle ki bina başına bir sigorta poliçesi bile düşmüyor” dedi.

DASK’ın halihazırda zorunlu deprem sigortası yaptırılırken binanın mevcut risk durumunu sorgulamadığına işaret eden Özcan, “DASK, bina depreme dayanıklı mı değil mi, kolonlar kesilmiş mi, kaç yıllık vb. konularda risk değerlenmesi yapmazken bu noktada hiç vakit kaybetmeden sigorta yaptırmakta fayda var” değerlendirmesini yaptı. Özcan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Deprem başta olmak üzere yaşanabilecek tüm katastrofik risklere karşı sigortalılık oranlarını artırmalıyız. Olası bir deprem sonrası tüm mal varlığınız bir anda enkaza dönüştüğünde sahip olduğunuz sigorta poliçeleriniz size yeni bir başlangıç için ikinci bir şans daha verebilir. Sahip olduğunuz varlıkların devamlılığı için en değerli yatırımınız sigorta poliçenizdir.”

Konutunuzu, iş yerinizi, aracınızı ve kendinizi depreme karşı sigortalatın

Türkiye’nin deprem gerçeğine karşı zorunlu deprem sigortasının mutlaka yaptırılması gerektiğine işaret eden Özcan şöyle dedi: “Zorunlu deprem sigortası teminatı dışında kalan kısımlar ve eşyalarınıza gelebilecek zararlar için konut sigortası yaptırın. Konut sigortasında bina ve eşya için deprem teminatını poliçenin içermesi ve bedellerin doğru beyan edilmesi oldukça önemli. Olası bir depremde yıkılacak konutunun yeniden inşası için gereken maliyetin DASK’ın karşıladığı tutarın üzerinde olacağını düşünen ev sahipleri için deprem teminatı da içeren konut poliçeleri önemli bir çözüm imkânı sunuyor. Konut poliçesindeki deprem teminatı aynı zamanda evinizin içindeki eşyalarınızı da güvence altına alıyor. Bugün deprem teminatlı konut poliçeleri acil sağlık hizmetlerinden psikolojik danışmanlığa kadar uzanan çok yönlü asistans hizmetleri ile de sigortalıların yaralarını sarıyor”.

Türkiye genelinde sadece 5 konuttan birinin konut paket poliçesi olduğunu belirten Abdullah Özcan, yalnızca mülk sahiplerinin değil kiracıların da konut poliçesi ile eşyalarını güvence altına alabildiklerini belirtti. Deprem sonrasında oluşabilecek maddi kayıpları karşılayan bir başka sigorta ürününün de “deprem teminatı da olan kasko poliçelileri” olduğunu kaydeden Özcan, yine Ferdi Kaza Sigortası poliçesine ek bir sözleşme ile deprem teminatı dahil etme imkânı olduğunu da söyledi.

Konutların yanı sıra, iş yerlerini depreme karşı sigorta koruması altına alan sigorta ürünlerinin de ticari işletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri için hayati önem taşıdığına dikkat çeken Abdullah Özcan “Küçük ve Orta Boy İşletmelere yönelik olan KOBİ paket sigorta poliçelerine eklenecek deprem teminatı ile işletme sahiplerinin de depremin işletmelerine vereceği zararı tazmin edebileceklerini kaydetti.

Hayat sigorta poliçelerinin de deprem bölgesindeki sigortalıların yaralarını sarmalarında destek olduğuna işaret eden Özcan, “Deprem bölgesindeki 1.8 milyon hayat sigortasının yaklaşık yüzde 10’u depremden etkilendi. Vefat teminatlı hayat sigortaları sadece vefat halinde devreye giriyor. Hayat sigortalarının sakatlık teminatlı olanları da var. Bu durumda depremden kaynaklı bir sakatlık durumu oluşması halinde hayat sigortaları bunu da ödüyor” dedi.

Ödeyeceğiniz primi düşürmek için teminatları kısmayın 

Sigorta poliçesi alırken yapılan hataların en başında gelen konunun, ödenecek primi düşürmek için poliçedeki teminatların azaltılmasını talep etmek olduğuna dikkat çeken Özcan, bunun yanı sıra özellikle zorunlu deprem poliçelerinde evin metrekaresini düşük göstermek suretiyle prim ödemesinden tasarruf ettiğini sananların da olası bir hasar durumunda son derece düşük ödeme tutarlarıyla büyük hayal kırıklığı yaşayacaklarını belirtti. Özcan, bu konuda acente ve brokerlara sigortalının doğru poliçeye ikna edilmesi yönünde çok büyük bir görev düştüğünü söyledi.

Bugün deprem teminatlı sigorta ürünlerini alan sigortalıların en büyük endişelerinin büyük bir deprem felaketi yaşanması halinde sigorta şirketlerin ödeme gücü konusunda olduğunu kaydeden Özcan, “Bu endişelerin hiçbir rasyonel karşılığı bulunmuyor. Çünkü tüm sigorta şirketlerinin mali yapıları devlet gözetimi ve denetimi altında. Sistem ayrıca büyük ölçekli hasarlar için yurt dışı reasürans teminatları ile destekleniyor. Örneğin Türk Reasürans işletmeciliğindeki DASK’ın hasar ödeme kapasitesi 117 milyar lira. DASK, kurulduğu 2000 yılından bu yana 112 depremde, hasar gören 115 bine yakın konut için toplam 1.5 milyar TL’ye yakın hasar ödemesi yaptı” dedi.