Uğur Gülen’in kaleminden: Afetlerden sonra hayatın devam etmesi için sigorta

Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, “Sağlam ve güvenli binalarda yaşamak ve çalışmak, bu yaşam alanlarımızı ve tarımda veya hangi sektörde olursa olsun işlerimizi sigorta ile korumak durumundayız.” dedi.
Uğur Gülen, linkedin hesabından yayınladığı “Afetlerden sonra hayatın devam etmesi için sigorta” başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:

 

21. yüzyılın ilk çeyreğinde geleceğimize yönelik en önemli tehditlerden biri iklim değişikliğinin ivme kazandırdığı kasırga, sel ve kuraklık gibi doğal afetler. Bu afetlerin faturası giderek artıyor, sigorta koruması ise yetersiz kalıyor. Swiss Re’nin 22 Mart’ta açıkladığı 2022 raporuna göre geçen yıl doğal felaketlerin neden olduğu ekonomik kayıp 275 milyar ABD doları seviyesine erişti. Bu zararın sadece 125 milyar dolarlık kısmı, yani %45’i sigorta kapsamında bulunuyor.[1] İngiltere merkezli global danışmanlık şirketi Aon’un 2023 ilk çeyrek tahminlerine göre bu yılın ilk üç ayında doğal afetlerin verdiği zarar ise 63 milyar ABD doları seviyesinde. Bunun da sadece 15 milyar dolarlık kısmı sigorta korumasında bulunuyor.[2] İlk çeyrekte yaşanan önemli felaketler arasında maalesef Türkiye ve Suriye’deki 6 Şubat depremleri de yer alıyor.

Deprem de dâhil olmak üzere tüm bu afetler sadece binalara zarar vermiyor; bunlardan en fazla etkilenen sektörler arasında tarım önemli yer tutuyor. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’ne (#FAO) göre, 6 Şubat’ta yaşanan depremler, mahsuller, çiftlik hayvanları, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği dâhil tarımda ve kırsal altyapıda ciddi hasara neden oldu. FAO’nun verilerine göre, depremin vurduğu ve Türkiye’nin ‘Bereketli Hilali’ olarak bilinen bölge, tarımsal gayri safi yurt içi hasılasının yaklaşık yüzde 15’ini oluştururken, ülkenin tarım ihracatının yaklaşık yüzde 20’sine katkıda bulunuyor.[3]

Bugün toplam nüfusun 8 milyara çıktığı tahmin edilen dünyamızda tarım sektörü son derece stratejik bir öneme sahip. Bu nedenle, tüm olumsuz koşullara rağmen tarımın ayakta kalması, hayatın devamlılığı açısından şart. Sigorta bu noktada önemli bir role sahip. Küresel tarım sigortası pazarı 2022’de 37,9 milyar ABD doları oldu. Bu pazarın 2023-2030 arasında yılda ortalama %6,1 artması ve 2023 itibarı ile 59,8 milyar ABD doları düzeyine çıkması bekleniyor.[4]

Türkiye’de de devletin desteklediği Tarım Sigortaları Havuzu (#TARSİM), Aksigorta gibi anlaşmalı şirketler aracılığıyla bu hizmeti sunuyor. TARSİM verilerine göre geçen yıl Türkiye genelinde tüm tarım sigortası branşlarında 296 milyar TL’lik tarımsal varlık güvence altına alındı, 3,1 milyon adet poliçe düzenlendi, 35 milyon dekar alan, 18 milyon büyükbaş ve küçükbaş hayvan sigortalandı. 2022’de ilk defa tarım sigortası yaptıran üretici ve yetiştiricilerin sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 10 artarak 168 bine ulaştı. Tarım sigortası poliçesine sahip olan toplam üretici ve yetiştirici sayısı ise yüzde 17 artışla 767 bine yükseldi.[5]

Bunlar güzel sayılar, ama yeterli mi? 11. Kalkınma Planı kapsamında hazırlanan Tarımda Toprak ve Suyun Sürdürülebilir Kullanımı Özel İhtisas Komisyonu Raporu’na (2018) göre Türkiye’de, mera ve çayırlar dâhil olmak üzere, 37 milyon 716 bin hektar (yaklaşık 377 milyon dekar) toprak tarım ve hayvancılık faaliyetleri için kullanılıyor.

[6]

Bir başka deyişle, sigorta kapsamındaki alan, toplam tarım arazisinin yaklaşık %10’u düzeyinde kalıyor. Dolayısıyla burada kat edilmesi gereken önemli bir mesafe var. Bu mesafenin kat edilmesinde sigorta sektörü olarak hepimize önemli görevler düşüyor.

Gerek iklim değişikliğinin sonuçları gerekse de deprem gibi felaketler konutlarımızı, iş yerlerimizi, tarım alanlarımızı, kısacası hayatlarımızın her alanını tehdit ediyor. Sağlam ve güvenli binalarda yaşamak ve çalışmak, bu yaşam alanlarımızı ve tarımda veya hangi sektörde olursa olsun işlerimizi sigorta ile korumak durumundayız. Konut ve tarım sigortalarının daha kapsamlı kullanımı, DASK’ın hem konutlarda hem iş yerlerinde yaygınlaştırılması gerekiyor. Afetlerden sonra hayatın devam etmesi için bu şart.  Sigorta sektörü de bu konuda sorumluluklarının bilincinde olmalı ve bunları yerine getirmeli.


[1] https://www.swissre.com/institute/research/sigma-research/sigma-2023-01.html

[2] https://www.atlas-mag.net/en/natural-disasters/natural-catastrophes-burden-insurers-in-q1-2023

[3]https://tr.euronews.com/2023/03/31/bm-depremler-turkiyenin-tarim-uretiminin-yuzde-20sinin-zarar-gormesine-neden-oldu

[4]https://www.reportlinker.com/p06447668/Crop-Insurance-Market-by-Type-by-Application-by-Distribution-Channel-Global-Opportunity-Analysis-and-Industry-Forecast.html?utm_source=GNW