2023 Devam Ediyor

Sigortacılıkta çözülmesi gereken sorunların iki kök nedeni de sigortacıların edilgen olduğu konular. Bu şartlar altında şirketlerin portföy, tarife ve risk yönetiminde aktüeryal çalışmaları ön planda tutması ve gidilen yönü doğru şekilde analiz edebilmesi her zamankinden daha önemli.

-Orhun Emre Çelik

SARS-COV2 pandemisi ve Rusya-Ukrayna savaşı ile körüklenen küresel ekonomik ve siyasi problemler yerel ekonomi politikası kararlarının sonuçlarıyla birleşince 2023 yılının da kolay bir yıl olmayacağı en baştan belli idi. Sigortacılık özelinde acil çözüm gerektiren çok sayıda sorun olmakla birlikte bu sorunların iki kök nedeninden bahsedilebilir.

Birincisi, istikrarlı ekonomi gereksinimi olarak özetleyebileceğimiz ülke ekonomisinin sigortacılık üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkisi. Sigortacılığın gelişimi ile genel ekonomik gelişmişlik kol kola ilerleyen konular. Özellikle kültürel engellerin bulunduğu Türkiye gibi ülkelerde sigorta ürünlerinin gördüğü talep ortalama gelir seviyesi ve gelir dağılımının dengesiyle paralel seyrediyor. Penetrasyonun artması, düşük enflasyon ve kur hareketleriyle maliyet kontrolü, düşük faiz ortamında teknik kâr odaklı fiyat rekabetinden hizmet rekabetine kayan çalışmalar daha gelişmiş bir sigorta sektörü için elzem.

İkincisi, istikrarlı düzenleme ortamı diye özetleyebileceğimiz mevzuatın ve buna bağlı uygulamaların görece stabil olduğu, gerekli görülen değişimlerin tüm tarafların adapte olabilmesini sağlayan sağlıklı süreçlerle gerçekleştirildiği bir ortamın varlığı. İstikrarlı ekonomi olmadıkça istikrarlı düzenleme şansının olmadığını da belirtmekte yarar var.

Görüleceği üzere kök neden olarak saydığımız iki konu da sigortacıların edilgen olduğu konular. Bu şartlar altında şirketlerin portföy, tarife ve risk yönetiminde aktüerya çalışmaları ön planda tutması ve gidilen yönü doğru şekilde analiz edebilmesi her zamankinden daha önemli.

Gündemden inmeyecek üç konu

Her halükârda yılın ikinci yarısında gündemde kalmaya devam edecek üç önemli konu var:

Birincisi trafik sigortaları. Yargı kararları bir taraftan geriye dönük rezerv etkisi yaratırken, daha da önemlisi, devam eden poliçeler açısından bu kararların ciddi bir maliyet riski yaratması, enflasyon ve beklenen asgari ücret artışıyla birleştiğinde tavan primlerin yeterliliği tartışılmaya devam edecek. Yukarıda belirttiğimiz istikrarlı ekonomi ve istikrarlı düzenleme ortamının varlığı trafik sigortasındaki problemlerin çözümü için gerek şart. Aksi halde enflasyon nedeniyle hızla artan primini ödemekte zorlanan sigortalıların da tavan prim seviyesine ilişkin değerlendirmelere bağlı olarak poliçe yazma konusunda isteksiz davranan sigortacıların da davranışlarını değiştirmeleri için rasyonel sebepler ve fiili ortam bulmaları mümkün olmayacaktır.

İkinci kritik konu şirketlerin sermaye yeterliliği olarak karşımıza çıkacak. Tekil örnekleri bir tarafa bırakırsak, teknik kârlılık açısından da mali gelir açısından da devam eden sorunlar, enflasyon karşısında eriyen özkaynakların yerine konulmasını zorlaştırmakta. Kısa ve orta vadedeki ekonomik belirsizlikler bir taraftan teknik karşılıkların yeterliliğine ilişkin belirsizlik yaratırken diğer taraftan teknik karşılıkların (özellikle devam eden riskler karşılığı) olması gereken seviyeye ilişkin tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Üçüncü kritik konu ise TFRS-17… 25 yıllık sektör tecrübem içinde gördüğüm en kapsamlı dönüşüm gereksinimini yaratan değişimin bu standart değişikliği olduğunu söyleyebilirim. Artık herkesin bildiği gibi bilgi işlem alt yapısı, veri gereksinimleri ve iş süreçlerinde değişim gerektiren, finansal tabloların tamamen değişmesi nedeniyle finansal analize konu tüm çalışmaların revizesi ve bu yeni dünyaya alışmayı gerektiren şirketleri her seviyede etkileyen bir dönüşümden bahsediyoruz. Bu dönüşümün sancılarının makul bir yol haritası ile aşılması ve pandeminin de etkisiyle kaybedilen üç yılın telafi edilmesi mümkün. Ancak yol haritası ne olursa olsun şirketlerin bu konuya kaynak ayırmaya devam etmesi gerekmekte.

Umarım siz bu yazıyı okuduğunuzda en azından seçim belirsizliği ortadan kalkmış ve sorunlara çözüm üretmeye odaklanmaya başlanmış olur. Aydınlık bir geleceği konuşacağımız günlerin bir an önce gelmesi dileği ile…