İTO’da gündem “haksız fesih ve portföy mülkiyeti”

İTO Sigortacılık Meslek Komitesi 30 Mayıs 2023 tarihinde “Haksız Fesih ve Portföy Mülkiyeti” konulu bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi.

Moderatörlüğünü Komite Başkanı Özgür Yılmaz’ın yaptığım toplantıda, İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, SEDDK Başkan Yardımcısı Ebru Gençosmanoğlu, TOBB Saik Başkanı Levent Korkut ve Avukat Dr. Ahmet Karayazgan Haksız Fesih ve Portföy Mülkiyeti hakkında görüş bildirip katılımcıların sorularını cevaplandırdı.

İTO Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı Özgür Yılmaz’ın toplantıda yaptığı konuşmayı aşağıda paylaşıyoruz:

“Son dönemde Hasar prim oranı ve üretim yetersizliği gibi konularda acentelerimizin sigorta şirketleri tarafından sözleşmeleri feshedilmekte ve bu konuda acente meslektaşlarımızdan birçok şikayet almaktayız. Hasar prim oranı yüksekliği ve üretim yetersizliği sebepleri ile acentelik sözleşmelerinin iptali hukuk dilinde haksız fesih olarak tanımlanmaktadır. Bu ciddi konuda, acentelerimizin hak ve menfaatlerini konuşacağız.

Sözleşmelerimizde hasar primle ilgili herhangi bir maddenin yer almaması, ki yer alsa bile hasar dengesi acentenin tasarrufu dışında kalması sebebi ile geçerli olamayacağı malumunuzdur. Sigorta poliçelerinin fiyatlamasını sigorta şirketinin yaptığı, hasarı ise müşterinin yaptığı bir ortamda sigorta acentelerimizin prim hesaplama ve hasar konusunda herhangi bir müdahil olabileceği bir durum maalesef yoktur. Birçok kez konuşulan, hasardan dolayı acente kapatma durumu, üretim/hedef ve komisyon düşürülmesi konusu bizleri sürekli sigorta şirketleri ile karşı karşıya getirmektedir.

Hepimiz aynı gemideyiz dediğimiz bu yolculukta, sigorta şirketlerimizin başka bakış açısına sahip olması gerektiği, bunu da karşılıklı mutabakatla sağlamak istediğimizi belirtmek isteriz. Sizlerin de malumu olduğu üzere acentelik ve sigorta poliçesi üretimi, bir çevre işidir. Birinci ve ikinci uyarının akabinde sigorta sözleşmesinin sona erdirilmesi şirketlerle yapılan acentelik sözleşmelerinde belirlenen bir fesih sebebi değildir. Tek taraflı olarak da sigorta sözleşmelerinin değerlendiremeyeceği açıktır. Bu nedenle tek taraflı feshin hiçbir şartı gerçekleşmeden yapılması durumunda bu konu haksız fesih olacaktır.

Sigorta şirketlerinin acentelerine gönderdiği duyurular, hukukta genel işlem şartları adını verdiğimiz hükümlerle doludur. Genel işlem şartına ilişkin bu hükümler esasen baştan hukuka aykırı görülemez ve bu tür birden fazla taraf ile yapılacak olan sözleşmelerde kullanılmak üzere hazırlanırlar. Ancak bu tür genel işlem şartı içeren sözleşmeler, hazırlayan taraf lehine hükümler içerebildiği ve bu düzenlemelerin ölçüsüz bir hale ulaştığı durumda hukuka aykırı kabul edilirler. Nitekim Türk Borçlar Kanunu’nun 21. Maddesi de bu hususu şu şekilde düzenlemektedir:

MADDE 21- Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.

Sigorta şirketleri tarafından tek taraflı olarak sözleşme şartlarında (komisyonlarda, duyurularda, talimatlarda) değişiklik yapabilme hakkı da esasen sözleşme hukukuna aykırılık teşkil eder. Şöyle ki;

MADDE 24- Genel işlem koşullarının bulunduğu bir sözleşmede veya ayrı bir sözleşmede yer alan ve düzenleyene tek yanlı olarak karşı taraf aleyhine genel işlem koşulları içeren sözleşmenin bir hükmünü değiştirme ya da yeni düzenleme getirme yetkisi veren kayıtlar yazılmamış sayılır.

Görüleceği üzere Türk Borçlar Kanunu, açık bir şekilde bu tür tek taraflı bir sözleşme şartını değiştirme hakkının geçersizliğine işaret etmektedir. Bu tür sözleşme şartlarının sigorta şirketlerinin tek taraflı takdirine bırakılması sorun teşkil etmektedir. Malumunuz olduğu üzere;

Acentelik sözleşmesinin sona ermesi halinde sigorta acentesi, sigorta ettirenlerle yaptığı veya kısa bir süre içinde yapacağı işlerle ilgili sözleşme ilişkisi devam etmiş olsada elde edeceği komisyona hak kazanır. Sigortacılık Kanununda yer alan bu hüküm, TTK m. 113/3 ile paralellik arz etmektedir.

Şöyle ki, acente, acentelik sözleşmesi sona ermiş olmasına rağmen, acentelik ilişkisi devam ederken gerçekleşmesine katkıda bulunduğu işlemlerden dolayı, bazı şartlara bağlı olarak, ücret alabilecektir.

Buna göre, acentelik işlemlerinin bitmesinden sonra kurulan bir işlem için acente, eğer bu işleme aracılık etmişse veya işlemin yapılmasının kendi çabasına bağlanabileceği ölçüde işlemi hazırlamış ve işlem de acentelik ilişkisinin bitmesinden sonra uygun bir süre içinde kurulmuşsa, acente ücrete hak kazanacaktır. Yahut acentelik ilişkisi devam ettiği sürece, gerek acentenin aracı olduğu işlemler, gerekse acenteye bırakılan bölge veya müşteri çevresinde acentenin katkısı olmadan kurulan işlemler için, üçüncü kişinin icabının acentelik ilişkisinin sona ermesinden önce acenteye veya müvekkile ulaşması halinde ücrete hak kazanacaktır.

Genel düzenleme olması münasebetiyle, TTK m. 113 hükmünün sigorta acentelerinin acentelik sözleşmesinin sona ermesi halinde hak kazanacakları ücretin hesaplanmasında göz önünde tutulması gerektiği kanaatindeyiz.

Bir diğer husus, denkleştirme taleplerinin nasıl karşılanacağıdır. Tek taraflı olarak feshedilen acentelere nasıl bir denkleştirme tazminatı ödenecektir? Acentenin sebep olduğu sigorta sözleşmelerinin, şirkete bir müşteri çevresi sağlamış olması münasebetiyle, acentenin portföyü üzerinde de bir hakkı mevcuttur.

Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi, sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat TTK m.121’e göre denkleştirme talebinde bulunabilecektir (SK m. 23/16).

Özetlemek gerekirse; acentelerin ekmek kapısı, sigorta şirketlerinin ürünlerini satmaktan geçer. Tüm acente arkadaşlarımızın ticareti, kendini bağladığı gibi, şirketlerimizin de ticaretine zarar vermemek acentelik kuralları içindedir. Yıl sonu teşvik, rapel gibi jestlerle ek gelir elde etmeye çalışan acentelerin; bile isteye zararlı, hasar alması muhtemel işleri yazması kabul edilemez. Kötü niyet dışında, hasarın şans hatta kader olduğu gerçeğini hepimiz kabul edip buna göre davranmalıyız.

Bu yüzden, sigorta şirketlerimizin üretim, yeni satış gibi konularda kapatma kriterlerini tekrar gözden geçirmelerini rica ediyoruz. Bu durum, sorun yaşayan acente arkadaşlarımızın pozitif yönde aksiyon almalarını sağlayacaktır.

Amaç, bir tane bile olsa, işi sadece Sigorta ürünleri satmak olan acentenin kapatılmasını engellemek ve çalışmasına engel teşkil edecek durumları ortadan kaldırmaktır.

Bugün gönül isterdi ki bu toplantımıza konuşmacı olarak davet ettiğimiz Sigorta Şirketler Birliği de katılsın. Ancak bugün burada sigorta şirketler birliği adına katılımcı yok. Bu nedenle bugün toplantımıza katılan ve biz acentelere her daim destek veren SEDDK ve TOBB SAİK’e  buradan şükranlarımı sunuyorum. Bu toplantıdan çıkacak doğru kararlarla birlikte İstanbul Ticaret Odası 21 Döneminin hepimize, mesleğimize, paydaşlarımıza ve Odamıza hayırlı olmasını diliyor tüm katılımcılara 2023 yılının başarılar getirmesini temenni ediyorum.”