Sağlık sigortasında primler fırladı, sigortalı kara kara düşünüyor

Pandemi döneminde önemini arttıran ve kapsam dışına çıkılarak verilen teminatlarla takdir kazanan sağlık sigortacılığında geçtiğimiz yıl ve bu yıl yaşanan prim artışları müşterileri zorlamaya başladı. Yılda üç kata varan artışları karşılamakta zorlanan sigortalılar, poliçelerindeki ömür boyu yenileme avantajlarını kaybetmemek için yükselen fiyatlara şimdilik katlanıyor. Türkiye Sigorta Birliği ise resmî enflasyonun çok üstündeki medikal enflasyona rağmen prim artışının en adil şekilde yapılmaya çalışıldığını belirtiyor. Sigortaya en çok ihtiyaç duyulacak yaşlılık dönemlerinde uygulanan yüksek primlerse sistemin sürdürülebilirliğini sorgulatıyor.

Türkiye Sigorta Birliği’nin yayınladığı bu yılın ilk çeyrek sonuçlarına göre, sağlık sigortası toplam üretimi 18 milyar. Geçen yılın aynı dönemindeki 6,6 milyarlık üretime göre yüzde 174 oranında artış görülüyor. Özel sağlıktaki (öss) üretim artışı yüzde 177, tamamlayıcı sağlıktaki (tss) artış ise yüzde 198 olarak göze çarpıyor.

2023 yılının ilk üç ayında öss ve tss poliçe toplamı ise 796 bin. 2022’nin ilk üç ayında ise söz konusu rakamın daha yüksek olduğu görülüyor: 814 bin. 2022 tam yıl ile 2021 tam yıl incelendiğinde de poliçe adedinde 150 binin üstünde düşüş görülüyor. Üretim artışı ise tss’de yüzde 198, öss’de yüzde 104.

Bu tablo sigortalıya nasıl yansıyor? Görüşüne başvurduğumuz sigortalılar fiyatların üç kata yakın artmasından şikayetçi. Resmî enflasyonun çok üstündeki artışları bütçelemekte zorlanan sigortalılar, ömür boyu yenileme hakkını kaybetmek istemedikleri için network düşürerek sistemde kalmaya çalışıyor. Konuyla ilgili görüş bildiren Türkiye Sigorta Birliği ise fiyatların üç kata yakın arttığı görüşüne itiraz ediyor, ancak medikal enflasyonun etkilerinin kaçınılmaz olarak primlere yansıdığını kaydediyor.

Zeynep Türker

Konuyla ilgili ilginç bir paylaşım da sigorta profesyoneli Zeynep Türker’in sosyal medya sayfasına yansıdı. Türker’in aktardığına göre, 1997’den beri sigortalı olan 77 yaşındaki bir müşteri, geçen yılki göz operasyonuna kadar poliçesini hiç kullanmadı. Yenilemeye iki gün kala acentesi yenileme primini ve karar vermek için 2 günü olduğunu belirten bir e-posta gönderdi. Sigortalı, 38 bin lira olan poliçenin yenileme priminin 286 bin lira olduğunu ve karar vermek için 2 günü olduğunu gördü.

26 yılda bir kez kullandı

Bundan sonrasını Zeynep Türker şöyle aktarıyor: “1997’den beri sistemde olan müşteri sigortasını bunca yıl boyunca hiç kullanmamış, sadece bir yıl önce 70 bin lira tutarında bir göz ameliyatı olmuştu. İlk prim olan 286 bin liraya itiraz edince, acente, primin 260 bin lira olacağını belirtilen başka bir teklif daha göndermişti. Rakam hâlâ çok yüksek olduğu için indirimi zorlamışlardı, bu sefer prim 205 bin lira olarak gelmişti.

İlk indirimde bazı tedavi türleri teminattan çıkarılmıştı. İkinci indirimdeyse sigortalının yıllardır poliçesine dahil olduğu anlaşmalı kurum listesi daraltılmış, teminatlar kısıtlanmış, neredeyse içi boş bir hale getirilmişti ve üstelik bu detaylar kendisiyle paylaşılmadan “indirim aldık” olarak sunulmuştu.

Sigortalı, yaşı itibariyle başka bir sigorta şirketine geçemezdi, aynı şirkette kalmak zorundaydı, kazanılmış hakları vardı ve karar vermek içinde kısıtlı süresi.

1 milyon prim 70 bin hasar

Sigorta şirketinin geçmiş kayıtları kontrol edildi, gerçekten de son yıla kadar poliçe hiç kullanılmamıştı. Sigortalı yıllar boyunca sigorta şirketine 1 milyon liradan fazla prim ödemiş, sadece 70 bin liralık ameliyat için poliçesini kullanmıştı. Ancak yenileme primi son poliçe primine göre %91 olan hasar prim oranı dikkate alınarak hesaplanmış, üzerine de yeni prim politikaları ile sürprim uygulanmıştı.

Sigortalının risk profilini incelersek, bu sigortalı, poliçesinden yaş grubunun bilinen ve öngörülen hastalıklarından kaynaklı bir tazminat talebinde bulunmamıştı. Uzun yıllar prim ödemiş, 26’ncı yılda sadece 1 kere poliçesinden, o da standart bir göz ameliyatı için, faydalanmıştı. Doğrudur, yaşı nedeniyle ileride daha maliyetli harcamalar yapılması olası bir sigortalıydı.

Sigorta şirketi ve acente ne yaptı?

Sigorta şirketi birleşme ve satın almalar nedeniyle yoğun gündeminde, eskiden gelen bazı düşük primli poliçelerdeki politikasını belli ki değiştiriyordu. Hatta bana göre artık sizi sigorta etmek istemiyoruz demeye getirmişti.

Yıllardır sigorta poliçelerine aracılık eden acente ise bu süreci yönetememiş, teklifi son dakikaya bırakıp bir nevi emrivaki yapmış, üstelik, teminatları azalttığı halde, bundan sigortalıya bahsetmeden, indirim almış gibi davranmıştı. Sağlık sigortalarında anlaşmalı kurum ağı, mevcut haklar, bazı özel genişletmeler çok kıymetlidir. Özellikle kazanılmış hakların korunması açısından, bir değişiklik yapmadan önce dikkatle incelenmesi gerekir. Bu durumda acente, sigortalısının hem iyi durumda olan poliçesinin yapısını bozmuş, sigortalısının hakkını savunmak için bir mücadele vermemişti.

Burada daha önce sağlık sigortalarını konuştuğumuzda gelen yorumlar iki konuda birleşiyordu, biri primlerin çok arttığı, diğeri de bu konudaki denetim eksikliği. Sağlık sigortalarındaki artışlar bazı gerçeklerle açıklanabilse de, önümüze gelen örnek bence binlercesinden biriydi.

Bu olay, ülkemizde hep çok boş ve eksik olduğunu düşündüğüm yaşlılık zamanı sağlık ve bakım giderleri konusunu hatırlattı. Yaşlandığımız zaman, kendi yaşamımızı sürdürmekte zorlanabiliriz, bakıma ihtiyacımız olabilir, sağlık sorunlarımız bizim ve bizimle ilgilenen aile bireylerimize hem maddi hem de psikolojik çok ağır yükler getirebilir.”

Medikal enflasyon öngörülebilirliği olumsuz etkiliyor

Türkiye Sigorta Birliği (TSB), dergimize sağlık sigortasındaki prim artışlarıyla ilgili açıklamada bulundu. Birlik, sektörün referans aldığı listelerde yapılan artışların sağlık enflasyonunun artışını tetiklediğini vurguladı: “Bu durum bir yandan sigorta şirketlerinin tazminat yükünü artırırken diğer yandan sigorta şirketleri için öngörülebilirliği olumsuz etkilemektedir. Bu artışların yanı sıra, asgari ücret artışı ve döviz kuru, çalışan ücretleri ve tıbbi malzeme fiyatlarını etkilediğinden primler üzerinde dolaylı etkiye sahip olabilmektedir.” (TSB’nin konuyla ilgili değerlendirmesini ayrı bir haber olarak sayfalarımızda yayınlayacağız.)

SİGORTALI NE DİYOR?

Nermin Yıldırım 43 – Yazar

Dört yıldır sağlık sigortası yaptırıyorum. Fiyatlar bu sene bütçemi zorlamaya başladı. Böyle artmaya devam ederse, mecbur olduğum için poliçe almayı sürdürürüm ama daha uygun bir çözüm aramaya başlarım, şirket değiştirebilirim mesela. Ayrıca şimdiye kadar sağlık poliçeyi hiç kullanmadım, bazı indirimlerinden faydalandım yalnızca.

 

 

 

 

Muharrem Öner 48 – Reklamcı

2003 yılından beri sağlık sigortası yaptırıyorum. İlk önce “ayakta ve yatarak” olarak başladı. 2012 yılında yurtdışına taşındıktan sonra sadece “yatarak” devam ediyor. Fiyatlar son iki senedir zorlamaya başlamıştı ve bunu bir alt network’e geçerek biraz olsun dengeleyebilmiştik. Ama bu seneki %140 artış beklentilerimizin ve bu harcama için planladığımız bütçenin çok üzerinde. Poliçemizdeki hasarsızlık indirimi ve aile indirimi de olmasa nasıl olurdu, hayal bile edemiyorum.

Yaşadığımız ülkenin para birimine çevirecek olursak poliçe primi 500 frankı hiç geçmezdi genelde ama gecen sene 750 frank oldu, bu sene ise TL’deki aşırı değer kaybına rağmen 1200 frank oldu.

Ömür boyu yenileme garantisi çok belirleyici bir faktör. 48 yaşındayım ve bu yaştan sonra var olan poliçeyi iptal etmek çok daha pahalıya mal olabilir, bunun farkındayım. Ancak bu seneki primler bütçemizi oldukça zorluyor ve iptal etme ihtimalini ilk kez düşünmeye başlasak da network’ü düşürerek devam etmeye karar verdik.

Poliçe, ben, eşim ve iki çocuk (12 ve 5 yaş) olmak üzere tüm aileyi kapsıyor. Ama yurt dışında yaşadığımız için hiç kullanmıyoruz.

Bu seneki artış sağlık harcamalarındaki artışa paralel olabilir ama resmi olmayan enflasyonun bile üzerinde olmasından dolayı, sigorta şirketlerinin zararlarını ben yükleniyormuşum gibi hissediyorum. Sigorta şirketlerinin yeni müşteri kazanmak için uyguladığı fiyat politikasıyla, mevcut müşterilere uyguladığı arasında bir fark var mı, bilmiyorum ama nasılsa çantada keklik diye düşünmüyorlardır umarım. Ayrıca yurtdışında yasayanlara özel paketler sunulsa çok olurdu.

Yaşadığımız ülkede yıllık 2500 franka kadar cebimizden ödüyoruz, sonra sigorta devreye giriyor, böylece primde indirim oluyor. İsteyen cebinden hiç ödemez ama o zaman yüksek prim öder. Bu tip modüler çözümler her iki taraf için de iyi olmaz mı, Türkiye’de niye yapmıyorlar acaba? Hem böylece hastaneye gitme oranı da düşer, sağlık sistemi de gereksiz meşgul edilmemiş olur.

Barış Durukan 45 – Basın danışmanı

6 yıldır sağlık sigortası yaptırıyorum. Fiyatlar son 2 yıldır bütçemi zorlamaya başladı. Böyle giderse her sene poliçe kapsamını biraz daha daraltmak durumunda kalacağım. Ama tamamen vazgeçmeyi düşünmem zira sağlık enflasyonunun farkındayım ve sigorta ücreti artsa da kapsamı ve olası riskler karşısında sağladığı güvence tüketici lehine.

Açıkçası ben tamamlayıcı sigorta poliçemi kullandım, hatta rutin kontroller de yaptırdım. Ancak diyetisyen, psikolog, check-up gibi yan hizmetleri hiç kullanamadım çünkü bu hizmetler çok kısıtlı alternatiflerle sunuluyor ve kapsamları tatmin etmiyor.

Bence sigorta şirketleri alternatif ürünleri artırmalı. Yani paket içerikleri bölge, meslek, yaş, risk durumuna göre değişmeli. Böylece tüketici kendi olası riskine göre farklı alternatiflere ulaşabilir. Örneğin, ben poliçeme onkoloji dâhil etmek isterim ama psikiyatri istemeyebilirim ve bu poliçede bir indirim sağlayabilir.

Üretim ve poliçe rakamlarının analizi

YIL                                                    PRİM ÜRETİMİ (TL)                                                      ARTIŞ (%)

2018 6.004.529.623 24,4
2019 8.059.759.301 34,2
2020 9.865.662.011 22,4
2021 12.501.114.111 26,7
2022 22.529.917.695 128,4

Dört yıl %20 ve %30’larda büyüyen sağlık sigortasının 2022’deki yüzde 128’lik büyümesi dikkat çekiyor.

Kaynak: TSB web sitesi.

TOPLAM POLİÇE SAYISI            SEYAHAT HARİÇ POLİÇE SAYISI

2022     6.294.596                                                       3.608.535

2021     5.478.386                                                       3.812.945

2020     4.040.833                                                       2.990.388

Kaynak: TSB web sitesi

Üstteki rakamlar, 2022’deki yüksek poliçe sayısının seyahat sağlıktan kaynaklandığını, tss ve öss toplamında ise düşüş kaydedildiğini gösteriyor. Pandemiden sonra seyahat haricindeki yükseliş ise 2021 rakamlarında rahatça gözleniyor.

İLK ÇEYREK TSS+ÖSS ÜRETİMİ (TL)     ARTIŞ (%)

2023                   17.8 milyar                                182

2022                   6.3 milyar                                   128

2022 tam yıldaki %128’lik büyüme, 2023’ün ilk üç ayında %182’yle artarak devam ediyor.

Kaynak: TSB’nin verilerinden hesaplayan Sigorta Dünyası