Hatalı engelli raporları trafik sigorta primini arttırıyor

Sigorta Tahkim Komisyonu ve Sigorta Tatbikatçıları Derneği’nin düzenlediği sempozyumda, trafik kazaları sonucunda yetkisiz olarak düzenlenen engelli raporlarının trafik sigortası primlerini önemli oranda arttırdığı dile getirildi.

Sigorta Tahkim Komisyonu ve Sigorta Tatbikatçıları Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği “Trafik Kazalarından Kaynaklanan Bedensel Zararlarda Maluliyet Raporlarına İlişkin Usul ve Esaslar” konulu sempozyuma katılan uzmanlar, mevzuata aykırı olarak düzenlenen engelli raporlarının trafik sigorta primini arttırdığını söyledi.

“Hem sigortacı hem sigortalı etkileniyor”

Oturumda konuşan Sigorta Tahkim Komisyonu Başkanı Mehmet Verim, oto sigortalarındaki prim artışının önemli bir etkeninin sağlık raporlarındaki farklılıklar olduğunu söyledi. Verim, “Üniversitelerin adli tıp başkanlıklarının ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerin verdiği raporlar söz konusu. Daha önce rapor konusunda bilmemezlikten kaynaklı bir karmaşa vardı. Bu konuda üst yargı organlarında da bir farkındalık yoktu. Ziyaretler edilip bu konular onlara da anlatıldı. Son dönemde raporların içeriği doğrultusunda bir farkındalık oluşmaya başlandı. SEDDK ve Tahkim Komisyonu olarak biz en azından Tahkim yargılamasında bir yargı kullanma kılavuzu oluşturmayı ve hakemlerin nelere bakacağını belirlemeye çalışıyoruz. Çünkü bunların hepsi primleri aşağı çekecektir. Hasar maliyetleri çok yükseldiğinde şirketler poliçe satmaktan kaçınıyor, primler yükseldiğinde de bu defa vatandaş sigorta yaptırmaktan kaçınıyor” şeklinde açıklama yaptı.

“Bazı gruplara yarıyor”

Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı, “Hatalı engelli raporları konusunda birtakım grupların sistemden yararlandığını tahmin ediyoruz. Yanlış verilmiş engellilik raporları hem sigorta şirketlerinin hem de sigortalının mağdur olmasına neden oluyor. Birinin mağduriyeti aslında diğerinin lehineymiş gibi görünse de aslında durum öyle değil. Bizim gördüğümüz mağduriyetler, toplamda sistemin aleyhine çalışıyor. Burada birtakım grupların sistemden yararlandığını tahmin ediyoruz. Ne sigortacıya ne sigortalıya yarıyor bu. Daha şeffaf, daha adil ve daha kabul edilebilir bir sistem kurulması iki tarafın da menfaatine olacaktır. Bu sempozyum aslında bir ortak akıl toplantısı. Hukukçular, doktorlar, adli tıp uzmanları ve sigorta şirketleri var. Bir platform oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.

“Hesaplama yeknesak değil”

Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Balkır Demirkan da trafik kazalarında alınan sakatlık raporlarında farklılıklar olduğunu söyledi. Demirkan, “Sakatlıkla ilgili hesaplamaların yeknesak olabilmesi için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Sakatlık hesaplamalarının uygulama metotlarında farklılıklar var. Üniversite hastanelerinin yetkili olmayan kurulları tarafından verilen raporların yetkili kurullarca verilen raporlarla eşit tutulması hatalı tazminat hesaplamalarına yol açabiliyor. Bazısı 10 verirken öbüründe 30 çıkıyor. Bunlar tek elden ve Sağlık Bakanlığı’nın uygulama Tebliği doğrultusunda uygulanırsa herkesin doğru bir şekilde sakatlık oranının hesaplanması sağlanacak” şeklinde konuştu.

“Rapordan rapora farklılık var”

Sigorta Tatbikatçıları Derneği Başkanı Fahri Altıngöz ise konunun 26 milyon sigortalıyı ilgilendirdiğini söyleyerek, hazırlanan raporların farklılık gösterdiğine dikkat çekti. Altıngöz şunları söyledi: “Diyelim ki bir kuruldan yüzde 20 sakatlık raporu alındı. Aynı olayla ilgili başka bir kurum daha düşük veya daha yüksek bir rapor verebiliyor. Aslında bu durum sigortalıların da mağduriyetine yol açabiliyor. Çünkü daha düşük oranda verilen bir rapor doğrultusunda belki iki-üç yıl sonra daha büyük sakatlıklar söz konusu olduğu takdirde dosya artık kapanmış oluyor. En önemli problem, Sağlık Bakanlığı’nın yetkilendirdiği yaklaşık 397 kurumdan bu raporların alınmaması. Birtakım yetkili olmayan kurullardan rapor alınınca, kazazede aleyhine bir sonuç yaratabiliyor. Veya sigortacılık sisteminin üzerinde çok ciddi bir prim yükü oluşuyor. Bu da primleri arttırıyor. Amacımız 26 milyon trafik sigorta primini daha makul ve daha düşük seviyeye indirebilmek.”

“Mevzuata uyulmuyor”

Konunun uzmanı Opr. Dr. Serdar Şirazi ise, engellilik değerlendirmesi ile ilgili mevcut durumlarda bazı aksaklıkların olduğunu söyledi. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olan Şirazi, aynı zamanda hukukçu ve arabulucu. Şirazi, “Raporlar arasındaki çelişkinin nedenleri tartışılıyor. Sonuçta engellilik değerlendirmesinde mevzuatın tanımladığı bir yol var. Bu yoldan ilerlenmesi gerekirken, mütalaa raporlarıyla süreç başlatılıyor. Bu da işleyişi biraz aksatıyor. İhtilaflar çıkıyor ve bu yüzden mağdur olanlar, gerçekten mağduriyetlerini gideremiyorlar ve hatta daha fazla mağdur oluyorlar. Dolayısıyla bu işin mevzuata uygun yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Sağlık Bakanlığı’nın yetkilendirdiği kurumlardan alınmalı”

Sigorta davaları uzmanı Av. Prof. Dr. Vural Seven de hatalı engelli raporlarının sigortacıyı ve sigortalıyı mağdur ettiğini söyledi. Mağduriyetin giderilmesinin yollarını da anlatan Seven, “Son dönemde yürürlükte olan yönetmeliğe göre engellilik raporunun devlet veya üniversite hastanelerinden alınması gerekiyor. Daha doğrusu Sağlık Bakanlığı’nın yetkilendirdiği ve yayınladığı listelerde belirttiği hastanelerden alınması gerekiyor. Bu raporlara süresi içerisinde karşı tarafın itiraz etme hakkı da var. İtiraz üzerine bu raporlar kesinleşiyor. Kesinleşen raporla yargıya ya da Tahkim’e gidildiğinde, başvurucunun uzun bir zaman gerektirmeden hakkını alması gerekiyor. Ancak sistem içerisine baktığımızda üniversitelerin adlı tip ana bilim başkanlıklarından da raporlar alındığını görüyoruz. Bunun sebebi de Yargıtay uygulamasında adli tıp ana bilim dallarıyla adli tıp kurumunun aynı çerçevede görülmüş olmasıdır” dedi.