Serpil Akyol Erden: Doğru Kelimeler Sigortanın Doğru Anlaşılmasını Sağlar

Hatalı terim seçimleriyle sigortalının zihninde, sigorta aracılarının ifadelerinde iz bırakıyoruz. Örnek vermek gerekirse; “Zorunlu deprem sigortası poliçeniz var mı?” anlamında, “DASK’ınız var mı?” diye soruluyor. Duyduğumda irkilmemi sağlayan bir başka örnek de, “BES Sigortası var mı?”

-Serpil Akyol Erden

Bu yazımda sigortacılıkla ilgili bazı terimlerin yanlış kullanımına ve bunun yol açtığı /yol açabileceği sorunlara değinmek istiyorum.

Sigortacılarla sigortalıların ilişkilerinde üzerinde pek durulmadan kullanılan hatalı terim ve kavramlar sigortacıların ve sigortanın vatandaş nezdinde yanlış anlaşılmasına neden olabilmekte… İfadelerimiz paylaşmak istediğimiz bilginin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak kelimelerden oluşmazsa verilen mesaj anlaşılmayacak, anlaşılsa bile eksik veya hatalı olacaktır. Bu da sigortacılara güvenini sarsılmasına, hizmet sürecinde aksaklıklara ve memnuniyetsizliklere sebep olabilecektir. Sigortanın doğru kelimelerle tam ve eksiksiz anlatılması… Hatalı terim seçimleriyle sigortalının zihninde, sigorta aracılarının ifadelerinde iz bırakıyoruz.

Hatalı kullanılan kelimelerle karşılaştığımda aklıma öğrencilik yıllarımda bize yabancı dil öğreten hocalarımızdan Serdar Bey gelir; Serdar Bey bize hep, “Bir yazı yazdığınızda kendinize okuyun. Okuduğunuzda kulağınızı tırmalayan bir şey varsa bilin ki orada bir hata vardır” derdi. Hocamızın önerisinden çok faydalanmıştım. Şimdi kendisini bana hatırlatan sigorta terminolojisinde kullanılan bazı ifadelerin benim kulağımı tırmalaması…

“DASK’ınız var mı?”

Örnek vermek gerekirse; “zorunlu deprem sigortası poliçeniz var mı?” anlamında, “DASK’ınız var mı?” diye soruluyor. Burada kulak tırmalayan bir şeyler var! SEGEM teknik personel sınavında bile soru olarak çıkan DASK kısaltması, “Doğal Afet Sigortaları Kurumu” demek değil mi? Peki “DASK’ınız var mı?” ne demektir? Örtülü olarak doğal afetlere karşı sigorta işaret edilse de kullanılan kısaltma bir kurumu ifade ediyor. Dolayısıyla bu ifade kesinlikle kulak tırmalıyor. Ya da “DASK poliçeniz var mı?” Bu da kulağı tırmalıyor sanki. Ama “Zorunlu deprem sigortanız var mı?” işte doğru ve içime sinen ifade bu!

Bir diğer örnek: “Poliçede asist var”. Tamam poliçede yardım hizmeti var denmek isteniyor. Ama kulağımı tırmalıyor. Bunu daha iyi daha anlaşılır ifade edebiliriz değil mi? “Poliçede destek ve yardım hizmetleri var” denebilir. İngilizce kelimenin Türkçeleştirilmiş hali olan “asistans hizmetleri” ifadesi de kullanılabilir.

Duyduğumda irkilmemi sağlayan bir başka örnek: “BES Sigortası var mı?” ya da “BES yapalım” ifadeleri sıkça kullanılıyor. Yabancı dil hocamın dediği gibi yine kulağımı tırmalayan bir şeyler var. Bunu yerine “Bireysel emeklilik sistemine katılımın sağlanması” desek kulağa daha iyi geliyor değil mi?

Çoğumuzun kullandığı ve pek de kimsenin kulağını tırmalamayan “full” kelimesine de dikkatiniz çekmek isterim. İnternete bakın göreceksiniz; kimisi genişletilmiş kaskoyu anlatırken, parantez açıp “full kasko” yazıyor yanına. Bir başkası, kasko çeşitlerinden tam kasko anlamında “full” diyor. Bu kelime sigortalı için sigortacının ifade ettiğinden daha geniş kapsamlı bir şeyleri çağrıştırıyor. Full dediğinde her şey demek istiyor. Oysa sigortacı burada genel şartlar ve özel şartlar kapsamında yer alan tüm haklardan bahsediyor. Aradaki bu fark beklentilerin farklı olmasına yol açmaktadır. Evet kolay anlaşılan, kısa ve pozitif bir ifade, kabul ediyorum. Ama farklı şeyler anlaşılması ihtimali sebebiyle bu da riskli bir kelime bence.

Eğitim verenlerimiz, teknik personellerimiz, sigorta şirketinde teknik, satış, hasar ve benzeri alanda yöneticilik yapan arkadaşlarımız kulak tırmalayan ve farklı anlam yüklenebilecek kelimeleri kullanmaktan sakınır, onların yerine daha net ve doğru ifadeler kullanırsa sigortalı – sigortacı olarak tarafların birbirini doğru anlamasını sağlar, böylece anlam kayıplarını önleyip birbirimize ve sektöre zarar vermemiş oluruz.

Hatalı ifadeler deyince aklıma rahmetli hocam Prof. Dr. Sevim Görgün geldi. Maliye politikası sınavında 45 puanlık soruya eksiksiz cevap verdiğimi düşünürken sıfır puan aldığımı görünce şaşırmış ve nedenini sormuştum. Bana bir kelimeyi hatalı kullandığımı söyleyerek biraz daha çalış demişti. O zaman topu topu bir kelime hatalı kullandıysam ne olur ki diye düşünmüştüm. Sonradan o bir kelimenin aslında içeriği tam, doğru ve eksiksiz anlatmamı sağladığını anlamıştım. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlarken terminolojimize ihtimam göstermemiz gerektiğini düşünüyor, doğruları en iyi şekilde ifade edebildiğimiz yarınlar diliyorum.

Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun.