Fatih Gören’in kaleminden sigorta ve sigortacılık…

 

Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Fatih Gören linkedin hesabında sigorta ve sigortalık mesleği üzerine dikkat çeken bir makale yayınladı. Gören, “Sigortada tepkime geriden gelir ve mali sonuçlara yansır. Sigortada öyle bir kaç yıllık planla sektöre girip satar çıkarım diyemezsiniz.” dedi.

Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Fatih Gören’in “Sigortacılık diğer mesleklerden çok farklı, sanırım ondan seviyorum…” ifadeleri ile başlayan makalesi şöyle:

“Mesela hiç düşündünüz mü maliyetini tam bilmeden ürün satar mısınız ? Ya da müşteri olarak kullanmamayı dileyerek bir ürün alır mısınız ? Sattığınız üründen kazanıp kazanmayacağınız yıllar sonra ortaya çıkabilir mi ? Sorunun cevabı sigorta ise evet

Sigortacılıkta maliyet önceden tam bilinemez ancak istatistiksel verilere dayalı olarak tahmin edilir. Yani sigortacılar maliyetini kesin olarak bilmedikleri ancak geçmiş veriler ve gelecekteki ekonomik beklentilere göre tahmin ettikleri bir maliyete göre fiyatını belirler.

Bir diğer farklılık ise bir mal veya hizmeti aldığınızda genellikle işlem biter, parasını öder karşılığını alırsınız. Sigortada ise primi ödediğinizde teminat başlar ve genellikle bir yıllık teminat süresi boyunca belki de hiç karşılaşmayacağınız bir risk için ödeme yaparsınız. Diğer yandan teminat başladıktan hemen sonra da risk gerçekleşebilir, bir yılın sonunda da…Poliçe süresi bittikten yıllar sonra hasar ihbarı da alabilirsiniz ya da uzun süren davalara konu olabilir.

Çılgın değil mi bir yıllık bir teminat veriyorsunuz ve ekonomik koşullar, pandemi ya da katastrofik riskler derken bilmediğiniz bir sabaha uyanabilir ya da beklediğinizden çok daha iyi bir dönem geçirebilirsiniz.

Frekans (hasar sıklığı) ve şiddet (hasarın büyüklüğü) dikkate alınarak oluşturulan tarifeler ürünün aktüeryal fiyatını şekillendirirken piyasa koşullarına göre ticari satış fiyatına ulaşmak için aşağı veya yukarı yönlü esnersiniz. Bireysel riskler tarife ile yönetilirken adet olarak az sayıda ancak yüksek tutarlı risklerde analiz ve risk mühendisliği ön plana çıkar.

Bunun içinde istatistik, mühendislik, beklenti ve öngörüler var ancak daha da önemlisi takım oyunu oynayabilmek…Mesela çok iyi teknik fiyatlandırma yaparsınız ama gelirleri iyi yönetemezseniz sonuçlar iyi gelmez ya da reasürans politikanızda açıklar varsa katastrofik riskler sermayenizi eritebilir. O yüzden sigortacılık tam bir ekip işidir.

Ancak bahsetmem gereken çok bir önemli faktör daha var o da zamanlama. Ekonominin ve sektörün dalga boylarına göre hangi dönem piyasada büyüdüğünüz ya da küçüldüğünüz kaderinizi belirler . Bu dalgaların sırtında yükselir ya da kırılan dalgalarda sürüklenir su alırsınız…

Ekonominin dalga boyu kredileri, şatışları, yatırım gelirlerini, karşılıkları etkiler. Sektörün dalga boyu ise oyuncuların risk iştahı, büyüme ve risk algıları, düzenleyici otoritenin piyasaya bakış açısına göre şekillenir. Dalga boyu arttıkça risk de fırsat da artar. Bazen bu iki dalga sizi yukarı iterken bazen de farklı yönde çalışır ama en kötüsü tabi her iki dalganın da aşağı yönlü hareket etmesidir. Doğru zamanda doğru pozisyonlanırsanız dalgayı arkanıza alırsınız ya da tam tersi dalganın altında kalırsınız. Bir de tabi tepkime süresi vardır. Sigortada tepkime geriden gelir ve mali sonuçlara yansır. Sigortada öyle bir kaç yıllık planla sektöre girip satar çıkarım diyemezsiniz. İşte böyle bir şey…”