Sigorta sektörü teknik zarara rağmen %74 büyüdü

Sigorta sektörünün hızla büyüyerek finansal piyasalardaki ağırlığını daha da artıracağını belirten TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı: “Türkiye ekonomisine katma değer sağlamak için sektör tüm gücüyle çalışmaya devam edecek. Devlet iç borçlanma senetlerine 30 milyar liralık talep oluşturulması mümkün.”

2022 yılının ilk çeyreğinde hayat ve emeklilik sigortalarının teknik kârı, geçen yılın aynı dönemine göre %25’lik artışla 806 milyon TL, mali gelirlerle birlikte net kârı ise %33 artışla 1,9 milyar TL oldu. Hayat dışı sigortaları ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %121 oranda düşerek 423 milyon TL teknik zararla sonuçlandı. Mali gelirlerle birlikte ise %85 oranında gerilemeyle toplam 264 milyon TL net kâr elde edildi.

İlk çeyrek teknik sonuçlarını değerlendiren Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı, son 10 yılda ortalama yüzde 15 büyüyen sigorta sektörünün önümüzdeki 5 yıl boyunca da büyümeye devam etmesini beklediklerinin altını çizdi. TSB’nin Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte hazırladığı “Türkiye Sigortacılık Sektörü Ekonomik Etki Analizi”nde sigorta sektörünün büyük potansiyeline dikkat çekildiği belirten Obalı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülke ekonomimizin gelişmesine paralel olarak, sigorta sektörünün hızla büyümesini ve finansal piyasalardaki ağırlığının artmasını bekliyoruz. Türkiye sigortacılık sektörü penetrasyon oranının mevcut %2,2 oranından muadil ülkelerde gözlemlenen %4,5 seviyesine çıkması durumunda; sektörümüzün, ülkemizin millî gelirine ilave katkısı, dolaylı katkılarla birlikte 421 milyar TL’ye kadar çıkabilir. Bu ilave katkı millî gelirde %7,5 oranında büyümeye tekabül ediyor. Türkiye ekonomisine katma değer sağlamayı görevi bilen TSB olarak bu hedefimiz için sektör olarak tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”

Sigortacılık sektörünün kârlılığını olumsuz etkileyen faktörlere rağmen prim üretiminde %74 civarında büyüdüğünü vurgulayan TSB Genel Sekreteri, sigorta sektörünün ekonomiye sunduğu fon desteğiyle de önemli bir güç olduğunu belirterek “Bu yönde uzun vadeli bonolara ihtiyacımız var. Sektör olarak katkı sunmaya hazırız. Devlet iç borçlanma senetlerine 30 milyar liralık talep oluşturabilmek mümkün” dedi.

“Sürdürülebilir ekonominin güvencesi sigorta sektörü”

Sigorta şirketlerinin fiyatlama politikalarını uygularken özellikle enflasyon ve kur etkisinin göz önünde bulundurulduğunun altını çizen TSB Genel Sekreteri şu değerlendirmelerde bulundu:

“Nisan 2022 sonu itibarıyla, prim üretimi geçen yılın aynı dönemine göre %81 oranında artarak 49,4 milyar TL’ye ulaşan hayat dışı sigortacılıkta, ilk çeyrek bilanço döneminde teknik tarafta zarar ettik. Yürürlükteki trafik poliçe adedimiz 21 milyona yakın ve söz konusu dönemde, trafik branşında net hasar prim oranı %188, net bileşik rasyo ise %214.

Şirketlerimizin yazdıkları her 100 TL prim için, hasar ödemeleri, tazminat karşılıkları, aracı komisyonları, genel giderler dâhil 214 TL gideri oluyor. Kasko branşında 2021 yılı ilk çeyreğinde 656 milyon TL teknik kâr elde edilirken bu dönem 599 milyon TL teknik zarar oluştu. Kasko’da net hasar prim oranı %126’ya yükseldi ve net bileşik rasyo %156 oldu. Bu zararın başlıca nedeni, sektörümüzün en önemli üretim kaynağı olan motor branşındaki maliyetlerin ciddi oranda artması. Maliyetler ile primlerin uyuşmadığı bir dönemi yaşıyoruz; maliyetler yüksek, primler düşük kalıyor. Trafik sigortalarının prim seviyelerinin hem geleceği koruması hem de gelecekte oluşacak bütün belirsizlikleri ortadan kaldırması lazım.

Yılın ilk çeyreğinde; enflasyon, döviz kurundaki dalgalanmalar, asgari ücretteki artışa bağlı yedek parça ve işçilik maliyetlerinin yükselmesi ile parça tedarikinde yaşanan sorunlar da ödenen tazminat tutarlarının, prim tutarlarının çok üzerine çıkmasına neden oldu.

Öte yandan çiplerdeki tedarik sorununun 2022’de de devam edeceği öngörülüyor. Bu da otomotiv ve dolaylı olarak sigorta sektörünü olumsuz etkileyecektir. Diğer yandan, şirketlerimizin yükümlülüklerini karşılamak üzere yatırıma yönlendirdikleri aktifleri karşılığında elde ettikleri %25-%30 bandındaki yatırım gelirleri, teknik zararların karşılanmasına yetmiyor. Bu çerçevede, ödenecek tazminatların olağanın üstünde artan maliyetlerinin karşılanması için asgari 30 milyar TL tutarındaki enflasyona endeksli yatırım araçlarının ihracı ve branşımızın sürdürülebilirliği için yeni işlerde uygulanan prim tavanlarının artırılması yerinde olacaktır. ” 

“Primlerle elde ettiğimiz kaynak, hasar ödemeleriyle ekonomiye geri dönüyor”

Sektörün prim üretimlerinden elde ettiği kaynağı hasar ödemeleriyle ekonomiye geri kazandırdığına dikkat çeken Özgür Obalı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler güçlü birer ‘kara gün’ dostuyuz. Bunun en büyük göstergesi olan sektör şirketlerimizin aktif büyüklüğü, hayat dışı tarafta bir önceki yılın aynı dönemine göre %39 artarak 142 milyar TL’ye ulaştı.’’

Sektörün lokomotif branşları arasındaki sağlık sigortalarında da değinen TSB Genel Sekreteri şöyle konuştu: “Zarar yok ama teknik kârlılığın düştüğü bir gerçek. Yılın ilk çeyreğinde sağlık sigortasında şirketlerimiz 447 milyon TL teknik kâr açıkladılar. Geçen yılın ilk çeyreğinde bu alanda 682 milyon TL teknik kâr elde edilmişti. Öte yandan bu alanda net bileşik rasyo ilk çeyrek itibarıyla %117 seviyelerine yükseldi. Net hasar/prim oranına bakıldığında ise sağlıkta geçen senenin ilk çeyreğinde %74 olan oran, bu sene %89’a yükseldi.”

“Hayat sigortacılığı kâr etmeyi sürdürüyor”

Hayat branşında ise prim üretiminin Nisan 2022 sonu itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre %60 artarak 8,1 milyar TL büyüklüğe ulaştığını belirten Obalı şöyle konuştu: “Bu branşın teknik kârı ilk çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %25 oranında artarak 806 milyon TL, mali gelirlerle birlikte ise net dönem kârı %33 artışla 1,9 milyar TL oldu. Kâr tutarındaki artışın primdeki artışın gerisinde kalmasının başlıca sebepleri, kâr marjı nispeten düşük olan karma hayat sigortası ürünlerinin genel hayat branşı pazar payındaki artışı ve 2022’de yürürlüğe giren kredi bağlantılı sigortalarda brütten iade uygulaması kapsamında artan matematik karşılıklar. Öte yandan bu alanda net hasar prim oranı %29, net bileşik rasyo %61 oldu.”

“BES yüzümüzü güldürüyor”

“Sigorta sektörü, ekonomiye sağladığı fayda sayesinde, kamunun üzerindeki yükü hafifletmek için kilit öneme sahip. Sigortalılık oranının artması, bu anlamda ülke ekonomisine doğrudan katkı sunuyor” diyen Genel Sekreter, Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki (BES) ivmenin başarıyla devam ettiğini belirtti. Obalı, sözlerini şöyle sürdürdü: “BES’e ilgi ve sistemin büyümesi devam ediyor. Bunun en önemli nedeni de devletimizin sisteme olan teveccühü. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan destekler ülkemizde bulunuyor. Belki de ülkemiz finans sisteminin en önemli başarı hikâyelerinden biri olan ve 18 yıldır başarılı bir şekilde her geçen gün güçlenen Bireysel Emeklilik Sistemi’mizle gurur duyuyoruz. “

Emeklilik Gözetim Merkezi’nin 31 Mart 2022 tarihli açıklamasına göre; BES ve OKS’de toplam 13,5 milyon katılımcıya; 26,5 milyar TL’si devlet katkısı olmak üzere 277,1 milyar TL fon büyüklüğüne ulaşıldı. 18 yaş altı BES’te ise 2022 yılının ilk ilk çeyreğinde, katılımcı sayısı 284,6 bine ulaştı, fon büyüklüğü devlet katkısı dâhil 692,5 milyon TL’ye yaklaştı.