COVID-19 pandemisi ardından hükümetler ve düzenleyici kuruluşlar hem kamu hem de özel sektörde uzaktan çalışma ve sosyal mesafeyi koruma konusunda yeni uygulamalar getirdi. Bu süreçte dijitalleşme uzaktan çalışma birçok kurum için iş sürekliliğinin ana koşulu haline geldi. Pandemi sonrası dönemde de hibrid bir çalışma modelinin devam edeceği anlaşılıyor.
Pandemide dijitalleşmenin ve uzaktan çalışmanın artışı, beraberinde siber saldırıların artışını getirdi. Bu durum da siber sigorta pazarını geliştirdi. Bugün siber sigorta ürünleri, kuruluşların iş sürekliliğini sağlamalarının ve siber tehditlere karşı kendilerini korumalarının en büyük aracı haline gelmiş durumda.
Tüm dünyada siber güvenlikle ilgili mevzuatlar arttıkça bu pazar da büyüyor. Ancak büyüyen siber sigorta pazarında sorunlarla fırsatları yan yana görüyoruz. Markets and Markets adlı araştırma ve danışmanlık şirketi tarafından hazırlanan bir rapor[1] tam da bu konuların üzerinde duruyor.
Küresel siber güvenlik sigorta pazarının önümüzdeki beş yılda yıllık yaklaşık yüzde 20’lik büyüme hızıyla 29,2 milyar dolarlık bir hacme ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu hızlı büyümenin en önemli itici gücünü ise artan siber saldırılar nedeniyle finansal kayıp yaşama korkusu ve çeşitli düzenlemelere uyum ihtiyacı içindeki şirketler oluşturuyor.
Ancak bu pazarda büyümeyi engelleyen etkenler de var. Bunların başında da siber güvenlik sigortası maliyetlerindeki artış geliyor. Sigorta şirketleri, son yıllardaki fidye yazılım saldırıları nedeniyle pahalı tazminatlar ödemek zorunda kaldı. Siber güvenlik sunan sigorta şirketleri fidyeyi karşılamasa bile tehdit altındaki sistemin kurtarma maliyeti de hayli yüksek. Bu nedenle siber güvenlik sigorta şirketleri, fidye yazılımı saldırısı sırasında veri kurtarma desteği gibi ek hizmetler nedeniyle ek maliyetleri karşılamak için fiyatlarını artırıyor. Yükselen fiyatlar da kuruluşların sigorta primi ödemek yerine siber güvenliği artırmaya daha fazla odaklanmasına neden oluyor.
Pazarın büyümesini zorlaştıran etkenlere karmaşık teminat koşullarını ve siber güvenlik sigorta poliçeleriyle ilgili farkındalık eksikliğini de eklemek gerekiyor.
Bu noktada elimizde var olan fırsatlara da değinmek gerekiyor. Çünkü bir girişimci bakış açısıyla bu problemler fırsata da dönüşebilir. Bugün yapay zekâ ve blockchain gibi teknolojiler, sektörde risk analizi çözümlerine gelişmiş yetenekler ekliyor ve yeni büyüme yolları açıyor. Teknolojinin etkin kullanıldığı risk analizi çözümleri, tazminat taleplerini analiz etmede, rezervleri yönetmede ve poliçe kapsamını belirlemede şimdikinden daha önemli bir rol oynayabilir. Yapay zekâ ve blockchain teknolojilerinin risk analizi çözümleriyle entegrasyonu, siber güvenlik sigorta şirketlerinin bu noktada karşılaştığı bazı önemli zorlukları aşmalarına ve maliyetleri düşürmelerine de yardım edebilir. Yine bu teknolojilerle işlemler daha hızlı ve kolay hale gelebilir.
Sektör güvenlik ve risk değerlendirmesine yönelik veriye dayalı bir yaklaşım sergileyerek bu fırsatı yakalayabilirse bugün karşılaşılan birçok zorluk aşılabilir. Sigorta şirketlerinin özellikle risk analizi odaklı teknolojilere odaklanarak büyümede çok önemli bir kapı açabileceğine inanıyorum.
Siber sigorta pazarının geleceği bugününden çok daha parlak olacak. Bunu başarmanın yolu da teknolojiyi etkin kullanmaktan geçiyor.
[1]https://www.marketsandmarkets.com/Market-Reports/cyber-insurance-market-47709373.html?gclid=Cj0KCQjw9ZGYBhCEARIsAEUXITXZU3j2TeZtYhap-BzziHhbFaFj-DOTU0QD7fUMjh9uB_CLo0XHWOwaAmDaEALw_wcB
