Ayhan Çalık: Artık cesaretle başka bir yol bulmak lazım

Yeni ürünler tesis ederek sektöre yenilik getirmeliyiz. Ürünlerimize yeni enstrümanlar ekleyerek ve/veya yeni ürünler tasarlayarak sigortanın kapsamını genişletmeliyiz. Kalıpların dışına çıkmamız gerekiyor. Ne demiş Hannibal: “Ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız.” Bunun için acenteler, şirketler, brokerler olarak birlikte yapacağımız beyin fırtınasıyla yeni yollar yapmalıyız.

-SAB Başkanı Ayhan Çalık*

Ve seçimler bitti.

Seçim sonuçları 22 yıldan bu yana başarılı performans gösteren AKP’nin siyasi üstünlüğünden sonra, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde özellikle büyük şehir belediyelerinde oyunu arttıran CHP’nin başarısıyla yeni bir dönemin başlangıcında olduğumuzu gösteriyor. Ancak siyasetle girdiğimiz yazımıza siyasetle devam etmeyeceğiz. Konumuz yine sigorta: Sigortanın geleceğine güncel siyasetin etkilerinin ne olabileceği. Bunun için de CHP’nin seçim stratejisine bakmak lazım. CHP ilk defa tepeden bakan siyasetten halk siyasetine, özellikle de gençlere ve emeklilere yöneldi. Halkın desteğini bu kitleleri hedefleyerek sağladı.

Sektör olarak biz de bu kitleye yeni ürünler tasarlayarak sigorta sektörüne yenilik getirmeliyiz. Bu kitleye hitap eden poliçelerimize yeni enstrümanlar ekleyerek dikkatlerini çekmeliyiz. Sigortanın kapsamını genişletmeliyiz. Kalıpların dışına çıkmamız gerekiyor. Ne demiş Hannibal “Ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız. Bunun için acenteler, şirketler, brokerler olarak birlikte yapacağımız beyin fırtınasıyla yeni yollar yapmalıyız. Ülkemizin büyük çoğunluğunu oluşturan gençlerimizin ve emeklilerimizin hayattan beklentilerini, hayata bakış tarzlarını yakalayıp onlara yönelik ne tür ürünler geliştirilebileceğimizi bulmalıyız.

Mesela gençler için ilk aklıma gelen Dijital Oyun Kullanıcısı Hırsızlık sigortası olabilir. Ya da ebeveynlerin gençlerimizin kendilerine açabilecekleri sorunları teminat altına alan Aile Reisi Sorumluluk Sigortası olabilir. Emeklilerin aile sorumluluğu hassasiyeti duydukları konuları belirleyip onlarla ilgili çalışmalar yapılabilir. Aklıma ilk gelen kızımın/torunumun Çeyiz Tasarruf Sigortası oldu. Fakat benim aklıma gelmesi önemli değil, sahada poliçe satışı yapan acentelerin hepsinin üzerinde mutabık kalacağı, kolayca satabileceği poliçeler olmalı. Sektörde olan ürünler de dinamikleştirilerek günün bakış açısını yakalayabilmeli. Uzun zamandır konuştuğumuz ama hayata halen geçmemiş yaşlı bakım sigortası için belediyelerle ortak projeler geliştirerek Emekli Yaşam Destek Sigortası oluşturabiliriz.

Özetle, sektörün büyümesini istiyorsak yeni ürünlere yelken açmalı, demografik değişimi doğru değerlendirerek sigorta yelpazesinin kapsama alanını genişletmeliyiz. Belki de yeni zorunlu sigortalar çıkarılmasını kamu otoritesine önermeliyiz. SAB Derneği olarak komisyonlarımızda çalıştığımız bazı zorunlu ürün önerilerini gerekçeleri ve faydalarıyla birlikte SDDK ile, SAİK’le paylaşmıştık. Zorunlu Emtea Nakliyat sigortasını, Zorunlu Taşıyıcı Sorumluluk Sigortasını, Zorunlu Otel İşletmeciliği Sorumluluk Sigortalarını önermiştik. Otel ve pansiyon gibi konaklama sorumluluğu üstlenen işletmelerin yangın sigortalarının işletme sorumluluk teminatı da içererek zorunlu olması da taleplerimizden bazılarıydı.

Ama şu unutulmamalıdır ki, eğer yeni bir ürün çıkartıyorsanız bu ürünün halka tanıtılması, halkta satın alma hissi yaratılması sektörümüzde sadece acentenin pazarlama faaliyetine yönelmesiyle sağlanabilir. Pazarlama ise emek isteyen, mali kaynak gerektiren bir yöntemdir. Bugün neredeyse %80’i aşan acenteyi asgari yaşam standardına çekmiş olan komisyon sistemi buna imkân vermez. Şirketler yeni ürünlerinin halka ulaşmasını sağlamak istiyorsa acentelerin var olan portföyünün komisyonlarını da arttırarak acenteye mali imkân vermelidir. Ancak mali olarak rahatlayan acente yeni çıkan ürünü pazarlama cesaretini kendisinde bulabilir.

Son yirmi yılda sigorta şirketleri acente çapraz satışla büyüsün iddiasındalar. Yıllardır yaşadıkları hayal kırıklıklarına rağmen fikirlerini değiştirmiyorlar. Arayışlarının cevabını banka dağıtım kanalında, organizasyon acentelerinde bulmaya çalışıyorlar. Oysa bu yöntemle hem daha az kazanıyorlar veya kazanamıyorlar hem de toplumda sigorta bilinci oluşmuyor. Sigortacılıkta Altın Sıralama “Memnun Müşteri, Güçlü Acente, Güçlü Şirket”tir.

Artık cesaretle başka bir yol bulmak lazım. Aklıma Mevlana’nın bir sözü geldi: “Velhasıl kelam! Kalp herkeste var, yürek başka bir şey…”

*Bu yazı Sigorta Dünyası’nın 755’inci sayısında (Nisan 2024) yayınlanmıştır.