Dr. Zeynep Stefan: AB Kara Para Aklama ve Terörün Finansmanı ile Mücadele Otoritesi

Avrupa Birliği’ni kara para aklama ustalarının hızına ulaştıracak yeni bir düzenleyici kurum olan AB Kara Para Aklama ve Terörün Finansmanı ile Mücadele Otoritesi (AMLA) kendisine bağlı 40 düzenleyici kurumla operasyonlarına bu yıl ortalarında başlayacak. AMLA hamlesiyle Avrupa Komisyonu, kara para aklama ve terör risklerinin AB ülkelerinin iktisadi faaliyetlerini beklenenin üstünde etkilediğini ve artık bu işin yerel kurumların “insafına” bırakılamayacağını söylemekte.

Dr. Zeynep Stefan

Avrupa finansal piyasaları hayatında olmadığı kadar yoğun bir uyum gündemine sahip şu sıralar. Bu da düzenleyici kurumların harıl harıl çalışması anlamına geliyor. “Pan-Europe”, özellikle ödeme sistemlerinde ve dijital bankacılık alanında kurulan “Fintek”leri ile piyasada beklediği canlılığı ve inovasyonu nihayet deneyimlemeye başlasa da aynı zamanda bu tür oluşumların getirdiği sınırlı anonimlik özelliği ile de bir anda yoğun bir kara para aklama istasyonu (merkezi değil istasyonu terimini özellikle seçtim) haline gelmiş durumda. Yapılmayan/geciktirilen şüpheli işlem bildirimleri, profillen(e)meyen müşteriler, ölçülemeyen riskler ve sonucunda yatırım turlarından elde edilen yüz milyonlarca dolarların aylık onar milyon dolarlar şeklinde uyum maliyetlerine ve cezalarına gitmesi. Özellikle risk yönetiminde genel olarak düşük bir risk iştahına sahip bir pazar olan Avrupa, hızlı tepki verdi ve Avrupa Parlamentosu vasıtasıyla düzenleyici kurumlarını hizalandırma çalışmalarına başladı. Görmemezlikten gelmedi, bekleyelim demedi. Peki ne yaptı? Proaktif bir manevrayla Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki farklı regülasyon ve gözetim kalitelerini benzeştirmek ve Birlik’teki arka kapıları kapamak adına merkezi bir yapı kurdu ve “AMLA” hayatımıza girdi. AMLA (The Anti-Money Laundering and Countering the Financing of Terrorism Authority) Avrupa Birliği’ni kara para aklama ustalarının hızına ulaştıracak ve onların önüne geçirecek yeni bir düzenleyici kurum. Merkezi de Frankfurt’ta yer alacak. Wirecard skandalı ile finansal inovasyon alanındaki sağlam duruşunu ve her zaman “Best-Practice” olma misyonunu bir anda yerle bir eden Alman Hükümeti’ne ve düzenleyici kurumları BaFin’e Frankfurt’u “AMLA”ya ev sahibi yapabildikleri için kocaman bir bravo.

AMLA, kendisine bağlı 40 düzenleyici kurum ve şimdilik 400 kişilik ekibi ile operasyonlarına 2025 yılı ortalarında başlamış olacak. Avrupa Birliği kurumlarının yönetişim hızını düşününce oldukça agresif bir başlangıç tarihi belirlendiğini de söyleyebiliriz. Demek ki durum bizim görebildiğimizden ciddi. Aslında kara para aklama ve terörün finanse edilmesi çalışmalarının merkezileştirilmesi projesi 2021 yılından beri Avrupa Komisyonu’nun gündemindeydi. Ancak yeni bir otorite mi olacağı, yoksa yerel düzenleyici kurumların (NSAs – National Supervisory Authorities) yetkilerinin mi arttırılacağı seçenekleri arasında halen bir karar verilmemişti.

Peki şimdi ne olacak? Ne değişecek? Öncelikle AMLA hamlesiyle Avrupa Komisyonu’nun kara para aklama ve terörün finansmanını basit operasyonel maliyetler arasından çıkardığını söyleyebiliriz. Komisyon, bu risklerin finansal piyasaların bütününü ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerin iktisadi faaliyetlerini beklenenin üstünde etkilediğini ve artık bu görevlerin yerel düzenleyici kurumların “insafına” bırakılamayacağını söylemekte. Temmuz 2021’de Birlik genelinde kara para aklamayla ilgili alınacak aksiyonların ilki “AMLA”nın kurulmasıyla gerçekleştirilmiş oldu. Sıradaki üç görev ise 2021’de alınan kararların içerisindeki en zorlarıydı.

Öncelikle Avrupa Birliği genelinde özel sektör için bir kanun hazırlanacak, sonrasında bu kanun direktifler ile (bizdeki yönetmelik, tebliğ vb. uygulamalar) detaylandırılacak ve sonrasında fonların transferlerinin yapısı ve denetimiyle ilgili kontrol mekanizmaları ve bunlara uyum koşulları açıklanacak. Bu aşamada ülkeler arası bilgi ve belge paylaşımını kolaylaştırıcı bir platform karşımıza çıkabilir. Özellikle deneyim ve düzenleyici kurum uygulamalarında Avrupa Birliği’nin arka kapıları olarak adlandırılan ülkeler için “Winter is coming”. Kocaman iktisadi bir yapının bütün oyun planını ileride kaybedileceği kesin olan oldukça niş fırsatlar üzerine kurmaları çok ilginç. Bunu özel şirketler de yapıyor ve değişene kadar ben ilerleyebileceğim kadar ilerlerim diye düşünüyor. Sonrası? Peki bu bakış açısını bir ülkenin bütün finansal piyasaları için kursanız ve birileri artık size “AMLA” ile yeter derse ne yapacaksınız? Bu kadar büyük bir geminin rotası iki senede değiştirilebilir mi? Peki bu yola girmek yerine gerçek anlamda inovasyonun peşinden koşsaydınız neler kazanacaktınız? Bunu yapmadınız ve değerli zamanınızla insan kaynağınızı Avrupa Birliği’nin zayıf halkaları üzerinde oynamakla harcadınız. Sonra? Sanırım özellikle AMLA alanında “sonra” sorusu kesinlikle sorulmayan sorulardan biri. “Sonrası”nı bekleyip göreceğiz.