Turgut Özal: Bir çimento fabrikasına denk olan sigorta sektörünü konuşmaya değmez! (Arşivden)

Dergimizin 1983 yılındaki başyazarı Aslan Tufan Yazman, sigorta sektörünün o dönemde devlet tarafından nasıl ihmal edildiğini Turgut Özal’ın ifadesiyle özetlemiş: “Sigorta sigorta diyorsunuz… Topu kemali 15 milyarlık bir potansiyel: Bu bir çimento fabrikası demektir, konuşmaya değmez.”  

“Arşivden” sayfamız için 1983’ün Ocak ayına gidince, dergimizin o dönemki başyazarı Aslan Tufan Yazman’ın “Planlama’nın Sigorta Raporu” başlıklı yazısı dikkatimizi çekti.   

Yazıda, Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde Dr. Güngör Uras’ın başkanlığında çalışan Banka Kredi İhtisas Komisyonu’nun sigortacılığı da ela alması “Çok şükür” denerek, yani kinayeli bir biçimde önemli bir aşama olarak tanımlanıyor. Henüz 12 Eylül askeri rejiminin sürdüğü bir dönemde yayınlanan başyazıda, “Eski başbakan yardımcısı Turgut Özal’ın, ‘Sigorta sigorta diyorsunuz, topu kemali 15 milyarlık bir potansiyel: Bu bir çimento fabrikası demektir, konuşmaya değmez’ gibi bir söz ettiği, kulaktan kulağa geçerek bize kadar ulaşmıştır” deniyor.  

Sigorta Dünyası’nın 1983 yılının Ocak sayısındaki başyazısı.

“SİGORTA SEKTÖRÜ ÜVEY EVLAT” 

Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış ve Yazman’nın “Özel sektörü savunmada şampiyon” olarak tanımladığı Turgut Özal’ın nezdinde devletin sigortacılığa gereken önemi vermemesi yazıda şöyle eleştiriliyor: “Şimdiye kadar üvey evlat muamelesi gören, küçümsenen, dünyada bir servet kaynağı ve bir gelir hazinesi olduğu halde bizde ihmale uğrayan bu işkolu hiç değilse bu kez Planlamanın bir komisyonuna ek görev olarak girebilmiştir.” 

Yazıda sigortacılık kıymetli bir halı olarak tanımlanıyor ve “Ama, işte bu kıymetli halıyı dört köşesinden tutup kaldıran yoktur. Sözün gelişi, yalnız bir kenarından hafifçe kaldırıp yine yere bırakıyoruz. Bunun yurt ekonomisi için sakladığı serveti kazanmamak ve kazandırmamak için sanki sözbirliği edilmiştir. Ticaret Bakanlığı’nda tutucu bir masa bu işe el koymuş, en ufak bir adımın atılmaması için sanki yeminlidir” deniyor.