Röportaj: Prometeia bankacılıktaki yankısını sigorta ve emeklilik sektörüne de taşıyacak

Prometeia Türkiye ve Ortadoğu Başkanı / Partner Serhat Yücel, Prometeia yöneticilerinden (Principal) Kerem Özdağ ile birlikte Sigorta Dünyası’nın Temmuz ayı konuğu oldu. Son on yılda bankacılık sektöründe modelleme alanında üstünlüğü elde ettiklerini belirten Serhat Yücel, sigorta sektörüne de önemli katkıları olacağı görüşünde. Risk modellemesi, müşteri verilerinin anlamlandırılması ve bunların karar süreçlerinde kullanılmasının Prometeia’nın risk yönetimi altındaki ana faaliyet alanları olduğunu söyleyen Yücel, “Bugün hangi bankaya sorsanız, en iyi üç risk modellemesi şirketi arasında bizi mutlaka sayacaktır. Eğer bizim veriyi anlamlandırma ve dijitalleşme hizmetlerimiz bankacılık tarafında bu kadar yankı buluyorsa, bu değeri bankacılıkla birçok ortak yanı olan sigorta ve emeklilik sektörüne de taşıyabileceğimize inanıyoruz” dedi.

Serhat Bey, Prometeia’dan bahsederek başlayabilir miyiz? İtalya merkezli olduğunu biliyoruz ama şirketle ilgili detayları alabilir miyiz öncelikle sizden?

Şirketin adı mitolojide geleceği tahmin eden bir kâhin olan Promethius’tan geliyor. Bizler de geleceği tahminlemeye çalışan finansçılarız. 1974’te genç profesörlerin Bologna Üniversitesi’nden ayrılmalarıyla doğmuş bir yapı Prometeia, dolayısıyla kâr amacı gütmeyen bir dernek olarak yola çıkıyor. Bologna Üniversitesi Avrupa’nın en eski üniversitesi olmasının yanı sıra İtalya’da ticari hayatın içinde olan bir üniversite. Böyle olunca, araştırma kültürüyle birlikte derneğin altında 1980’lerin başında anonim şirket olarak Prometeia S.p.A kuruluyor. Risk yönetimi ve varlık yönetimi danışmanlığı o zamanlardaki iki amiral gemimiz; şimdi bir de üçüncü amiral gemimiz olarak yapay zekâ var.

1990’larda finans sektörünün daha kompleks hale gelmesi ve regülasyonların da artmasıyla beraber danışmanlığın yanına yazılım hizmetlerini de koymamız gerekti. Çünkü Prometeia’nın kültürü, arkasında çalışır sistemler bırakmaya dayanır. Siz projeyi bitirdikten sonra o finansal kurum, süreçlerine entegre edip hayata geçirebildiği bir sisteme sahip olur. Bu nedenle 1990’ların sonundan itibaren kendi yazılımlarımızı da geliştirmeye başlayarak, danışmanlık ve yazılımlarımızla Avrupa’nın önemli oyuncularından biri haline geldik.

Uzmanlık alanı finans

Prometeia bir know-how şirketidir. Müşterisi olan şirketin işini ondan daha iyi ifade etmek gibi bir değer önerisi yoktur. Know-how, bilgi ve deneyim ortaya koyar. Bunun sonucu olarak çalışma alanı dardır. Çünkü bir uzmanlığımız var ve o da finans; yani banka, sigorta ve emeklilik. Enerji, taşıma ve telekomünikasyon gibi alanlarda yokuz. Çünkü o uzmanlıklara sahip değiliz. Ayrıca Prometeia’nın ciddi bir araştırmacı niteliği var. Bir yandan sektör pratiklerini, bir yandan da akademik araştırmaları, teorik gelişmeleri takip ediyoruz. Ardından bu ikisini yenilikçi ve uygulanabilir şekilde bir potada eritiyoruz.

Hizmet almayı bırakan şirket yok

DNA’mızda var olan bir özellik de Prometeia ile bir kez çalışan finans kuruluşunun bir daha ayrılmaması. Bazen büyüme açısından yeterince agresif olmadığımızın düşünüldüğünü duysak da müşteri memnuniyetinde her zaman en tepedeyiz. Başarısız bitmiş bir projesi yoktur Prometeia’nın. Çünkü iyi ölçüp biçeriz, doğru anlarız. Samimi cevap veririz, olmayacak işe olmaz deriz, olacak işi en iyi şekilde yapar ve arkamızda başarı hikayesi bırakırız.

Covid-19 pandemisi gibi dönemlerden ya da ciddi finansal krizlerden güçlenerek çıkıyoruz. Zor zamanlar bizi ön plana taşıyor. Sağlam ilişkiler kurduğunuz zaman büyümeniz de sağlam oluyor. Dolayısıyla çok hızlı büyüyüp sonra da zor dönemlerde küçülme gibi durumlar bizim hayatımızda yok. Prometeia’nın kültürü böyle ve bunu Türkiye’de de sürdürüyoruz.

Prometeia yöneticileri, dergimizden Birant Yıldız’a konuştu.

Hangi ülkelerde faaliyet yürütüyor Prometeia?

Uluslararası bir şirketiz ama çok uluslu bir dev değiliz. Eski kıtalarda varız. Merkezimiz İtalya’nın Bologna kenti. Bir diğer merkezimiz de finans merkezi olduğu için Milano. Londra, İsviçre, Mısır, Rusya ve Türkiye ofislerimiz var. Bunların haricinde 20 ülkede temsil ediliyoruz. İstanbul biraz daha özel bir konumda çünkü başında bir şirket ortağı olan tek ofis İstanbul ofisimiz. Bu durum şirketin Türkiye’ye verdiği önemin de bir göstergesi. Ayrıca diğer ofislerimiz bulunduğu ülkelere hizmet ederken Türkiye bölgeye hizmet ediyor. Avrupa’daki Türk finans kurumları, örneğin Hollanda’daki Credit Europe Bank’la da iş yapıyoruz. Körfez bölgesi ve Orta Doğu da kapsama alanımız içinde. Türkiye olarak 13 ülkede proje teslim ettik.

Faaliyet alanlarınızı biraz daha detaylı aktarır mısınız?

Risk yönetimi önemli bir faaliyet alanımız. Çünkü finansal kurumlar önemli riskler içeriyor. Örneğin, alacaklar nedeniyle kredi riski ya da piyasalardaki oynaklıklar nedeniyle aktif/pasif yönetimi riski gibi. İkinci faaliyet alınımız, varlık yönetimi. Üçüncü faaliyet alanımız da yapay zekâ ve büyük veri.

İstanbul ofisimiz, 2013’te tek kişiyle kurulmuştu. Bankacılık sektöründe ufak tefek projelerle başladığımız yolculuğumuzda geçen sene itibarıyla 50 kişiyi aşan bir ofise dönüştük. Türkiye’de bir-iki banka haricinde danışmanlık vermediğimiz banka yok diyebilirim. Aklınıza gelecek tüm önemli oyuncularla, özellikle risk yönetimi alanında ciddi projeler gerçekleştirdik. Yine bankalara yapay zekâ alanında çok yenilikçi projeler teslim ediyoruz. Örneğin Odeabank, mizan bilgileri üzerinden otomatik okumayla mali tahlil süreçlerini efektif hale getirebiliyor. Bunu bizimle birlikte yaptılar. Bunun yanı sıra İşbankası’yla yapay zekâ modellerinin validasyon altyapısını kurduk. Ayrıca bazı bankaların eskiden kullanamadıkları bazı veri kaynaklarını süreçlerine entegre ettik.

Kerem Özdağ ile yollarımızın kesişmesiyle beraber farklı bir vizyon daha ortaya koyduk Türkiye’de. Emeklilik ve sigorta sektörü bankacılıktan farklı olmakla beraber çok önemli ortak noktaları da olan bir sektör. Her iki sektörün özünde ve merkezinde müşteri var. Onu daha iyi anlamak, daha iyi ve doğru hizmet verebilmek gerekiyor. Bu perspektiften baktığınızda, son on yılda bankacılıkta modelleme işinde üstünlüğü elde etmiş bir Prometeia’nın sigorta sektörüne çok şey katacağını görebilirsiniz. Risk modellemesi, müşteri verilerinin anlamlandırılması ve bunların karar süreçlerinde kullanılması bizim risk yönetimi başlığı altındaki ana faaliyet alanlarımız. Bugün hangi bankaya sorsanız, en iyi üç risk modellemesi şirketi arasında bizi mutlaka sayacaktır. Bu yüzden, eğer bizim veriyi anlamlandırma ve dijitalleşme hizmetlerimiz bankacılık tarafında bu kadar yankı buluyorsa, bankacılıkla çok ortak yanı olan sigorta ve emeklilik sektörüne de bunu taşıyabilmemiz lazım. Yarattığımız kaldıracın o sektörlerde ciddi bir karşılığı var.

Merkezin sigorta tecrübesi yüksek

Bankacılık tarafında kullandığımız bazı teknik ve metotlarla sigortacılığa farklı bir bakış kazandırmak istiyoruz. Bu adımları genel merkezimiz zaten atmıştı. İtalya’da Avrupa’ya yönelik olarak geliştirilmiş sigortacılık hizmetleri var. Mesela hasar suistimali tespit modelleri, “robo advisory” ya da dijital yönetim süreçleri… İstanbul ofisimizdeki yapay zeka ve büyük veri ekibimizle beraber, bankacılıktan sonra sigortacılık özelinde de değer yaratabilmek istiyoruz. Mesela sigortacılıkta suistimal meselesi: Suistimal modellerinin performansı çok önemlidir ama suistimal modeli bir risk modelinden farklıdır çünkü suistimal yöntemleri zaman içerisinde sürekli farklılaşabilmektedir. Dolayısıyla, geçmiş örneklerden öğrenen bir model geliştirmek tek başına yeterli olmayacaktır ve model başarıları zamanla düşecektir. Çünkü sizi dolandırmak isteyenler artık başka yöntemler kullanmaya başlamıştır. Makine öğrenmesinin bu konuda da etkin çözümlerini devreye almak gerekmektedir. Bunun yolu da sürekli öğrenme yöntemlerini gerçek zamanlı kullanan yapay zekâ tekniklerinin kullanılmasıdır. Benzer sorunları aşacak ileri analitik yöntemleri bankacılık sektöründe de kredi kartı dolandırıcılık tespitinde kullanmaktayız.

Süreci tasarlamak

Suiistimal modelini doğru tasarlamak, modelin başarılı olması için olmazsa olmaz bir unsur. Bazı olaylarda suistimal yoktur ama modelden üretilen sonuç aksi yöndedir. Bu tip durumlar, kurulan sürecin hata payına dâhil sonuçlardır. Burada modelin çok küçük bir gri alan bırakması lazım. Sadece iş süreçleriyle yaklaştığınızda gri alan daha geniştir. Yapay zekâ ve yeni veriyle bu gri alan daha da küçülür. Bunun üzerine iş süreci tasarlamanız lazım. Suistimal tespit edildikten sonra izlenecek adımlar da önemli. En büyük kabiliyetlerimizden biri de bu. Biz modeli yapıp bırakmıyoruz, o modelin içinde çalışacağı süreç de dahil, çalışan bir yapı bırakıyoruz arkamızda.

15 kişilik yapay zekâ uzmanlığı ve akademik tecrübesi olan ciddi bir ekibimiz var İstanbul’da. Bu ekibimiz neden benzer çalışmaları sigorta ve emeklilik şirketleri için yapmasın?

Veri işi bir yandan global olmayı bir yandan da lokal olmanızı gerekiyor. Yurtdışında çok iyi modeller oluşturuluyor ama aynen alıp kullanamazsınız çünkü Türkiye’nin kendine has yapısı ve dinamiklerinin hesaba katılması gerekir. Türkiye’de ise benzer sorunlar için dünyada neler yapıldığını takip etme ihtiyacı oluyor. Biz bir taraftan global bir oyuncuyuz; 500’ün üzerinde finansal kuruma hizmet veriyor ve dünyanın her köşesine ulaşıyoruz. Bir yandan da en büyük ikinci ofisimiz olan İstanbul’daki veri bilimi ekibimiz İtalya’daki bilgi birikimini kullanarak terzi işi yerel çözümler üretiyor.

Kerem Bey, sigorta sektöründen söz açılmışken size dönecek olursak, hem Türkiye Sigorta Birliği hem de bir emeklilik şirketinde üst düzey yöneticilik yapmış bir aktüer olarak, Prometeia’nın sigorta ve emeklilik sektörüne sunabileceği faydaları nasıl özetlersiniz?

Kerem Özdağ (Principal)

Sigorta şirketleri müşteri verisini kullanarak karar alma sürecine son yıllarda daha fazla yoğunlaşmaya başladılar. şirket-müşteri ilişkisinin uzun süreli olduğu sektörümüzde, müşteri ve potansiyel müşterinin iz olarak bıraktığı tüm verileri işlemek çok önemli. Bankalardakine benzer veri ekipleri kuran sektör, müşteri verisinden çıkardığı bilgilerle karar almaya yönelik bir yola girdi. Prometeia’nın İtalya’daki 50 kişilik veri bilimi ekibi, büyük bir sigorta şirketinden Prometeia’ya geçmiş sigortacılık kökenli bir ekip. Bu yüzden İtalyan sigorta sektöründe çok büyüğüz. Ayrıca şirketlerin veri bilimi ekiplerinin tasarlanması, süreçlerin çizilmesi gibi danışmanlıklardan tutun, müşteri davranışının tahminlenmesine kadar uçtan uca yazılım çözümleri geliştiriliyor. Örneğin, emeklilik gibi uzun süreli ürünlerde hangi müşteri çıkma eğiliminde ya da çıkmasını istemediğiniz müşteriler hangileri? Biz bunları tahmin eden modeller geliştiriyoruz. Hayat dışında da nerelerde daha çok risk üstlendiğinizi gösteriyoruz. Bu alanlarda sigorta şirketlerinden de olumlu tepkiler alıyoruz ve burada da büyümeyi hedefliyoruz. Müşteri davranışlarında iki ülke arasında ciddi benzerlikler var. O yüzden merkezimizdeki ekibin tecrübesinden faydalanıyoruz. Burada da 15 kişiye yakın yapay zekâ mühendisi ve veri bilimcimiz var. Ancak biz veriye dokunan herkese veri bilimci demiyoruz; risk yönetimi tarafını da dahil edersek modelleme ekibimiz 30 kişiden oluşuyor. Bizim farkımız çözümümüzün buradaki yerleşik ekipler tarafından başlatılıp bitirilmesi.

Sektörde, malum, kârlılık sorunu var. Mali gelirler de düştüğü için teknik kârın önemi daha çok ortaya çıkıyor. O zaman, doğru riski içeri almamız lazım, bu da veriyle oluyor. Müşterinin ileride de nasıl davranacağını yine veriyle tahmin etmeniz lazım. Günümüzde veriyi ve müşteriyi merkeze almadan, bunu yaparken veri biliminden faydalanmadan hareket etmek imkânsız. Bunu yapan şirketler birçok sektörde çoğalacak ve bu yapılar sigorta şirketi kurarsa sigorta şirketleri için ciddi bir rekabet ortamı oluşacak. Sigorta şirketleri de bunun farkında aslında. Veri ekipleri kuruyorlar ama bazen yeterli insan kaynağı olmayabilir, şirket bu alana odaklanamayabilir veya yeterli zaman yoktur. Prometeia işte bu noktada devreye giriyor. Akademik kökenli bir şirket olduğumuz için şirketin ihtiyacına yönelik terzi işi çözümler oluşturuyoruz. Şirketin ilgili ekibinin bizim modelimizi kullanabildiğinden emin oluyoruz ve projeyi bu şekilde bitiriyoruz.

Burada makine öğrenmesini de işin içine koymak gerekiyor. Model, verinin imkân verdiği ölçüde bizim aklımıza gelmeyen şeyleri önerebiliyor. Örneğin satış veya tutundurma sürecinde, veri yeterli ise günün hangi saatinde müşterinin aranması gerektiğine kadar söyleyebiliyoruz.

Oto harici branşlarda ve hasarın yanında underwriting’de de anti fraud modelleri geliştiriyoruz. Bunlar kimi durumlarda hasar-prim oranında şirket bazında yüzde 2-3 katkı sağlayabiliyor. Bizim hibrit bir yaklaşımımız var; insan deneyimi ile yapay zekanın beraber son karara vardığı bir mekanizma kurguluyoruz. Süreçleri de efektif kurmak büyük önem taşıyor. Örneğin her şüpheli durumu suistimal olarak işaretlememek gerekir. Belirli bir hasar tutarının altını incelemeye sokmama kararı alınabilir, çünkü inceleme maliyeti daha fazladır.

En büyük ikinci ofis İstanbul’da

Serhat Yücel: Türkiye hem iş kolu hem müşteri hem çalışan hem de gelir anlamında Prometeia’nın İtalya’daki merkez ofisinden sonraki ikinci en büyük ofisi. Türk bankacılık sektörü eğer siz hakkıyla kaliteli bir hizmet verirseniz sizi çok destekleyen bir sektör. Birkaç çok iyi projeden sonra önümüzdeki kapılar açıldı ve büyüyerek bugüne geldik. Dünyadaki büyüme stratejimiz de böyle: Kaliteli ve doğru hedef odaklı, iyi çalışan projeleri üret, güven kazan; bu, zaten finansal kurumun partner olarak seni tercih etmesini sağlayacaktır. O nedenle Prometeia her zaman bu müşteri memnuniyetini sağlamaya çalışır.

En iyi on ekonomi kitabından biri

Serhat Yücel: Prometeia Derneği Başkan Yardımcısı Lorenzo Forni’nin kitabı Financial Times tarafından geçen senenin en iyi on ekonomi kitabından biri seçildi. Bunun gibi başka örnekler de var. Biz bu gücü yerelleştirme kabiliyetine sahibiz, sigorta ve emeklilik sektöründe bu farkı yaratacağız. Çünkü hem işini bilen uzman kadromuz kendini bankacılıkta ispat etti hem de uluslararası bilgi birikimini bu bağlamda nasıl değerlendireceğimizi ve burada nasıl modelleme yapacağımızı biliyoruz.

Serhat Yücel kimdir?

Ziraat Bankası’nda kariyerine başlayan Serhat Yücel; Oyak Bank, Fortis Emeklilik ve AEGON’da risk yöneticiliği görevlerini üstlendi. Ardından kurucu ortağı olduğu Quantturk’te altı yıl çalışan Yücel, dokuz buçuk yıldır Prometeia’da hem Partner olarak görev yürütüyor hem Türkiye ve Ortadoğu ofislerini yönetiyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde iki yıl Ekonomi ve Finans master programında ders veren Yücel, Hacettepe İktisat mezunu ve ayrıca Finansal Ekonomi doktorasına sahip.