Barış Altın: Riski iyi yöneten sigortalı ve aracı için 2024 zor geçmeyecek

Şirketlerin reasürans maliyetlerinin bu yıl döviz bazında 3-4 kat arttığını söyleyen AXA Sigorta Teknik Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Barış Altın, bu maliyetlerle birlikte bazı sigorta şirketleri doğal afet riskinin yoğun olduğu alanlara kapasite vermekten çekinirken, bazılarının ise bunu ağır şartlarda müşterilerine sunmaya başladığını söyledi. Bu sert maliyet artışlarına şirketlerin bilanço gücü ve teknik yeterlilikleriyle adapte olabilmeleri gerektiğinin altını çizen Altın, “Bunlara hazırlıklı olan ve güçlü reasürans desteğini arkasına alabilmiş şirketler bu dönemde sigortalılarına daha fazla kapasiteyi daha avantajlı şartlarla sunabilecekler” dedi.

 

Sigorta Dünyası’nın 753’üncü sayısına konuk olan Barış Altın, sonsuz olmayan bu kapasitenin mutlaka segmentasyon ve risk seçimi ön plana alınarak kullandırılacağını söyleyerek, “Riskini daha iyi yöneten ve bu konuda sigorta şirketleriyle birlikte hareket eden müşteriler ve aracılar için 2024’ün zor bir sene olacağını düşünmüyorum” şeklinde konuştu.

Şubat ayında yaşanan depremlerden sonra kapasite bulma zorluğu sektörün gündem maddelerinden biri haline geldi. Özellikle 1999 sonrasındaki kanuna göre yapılan ve sağlam olduğu varsayılan binaların da yıkılmasının reasürörlerde ciddi soru işaretleri oluşturduğu söyleniyor. Sizce önümüzdeki yıl kurumsal sigortalarda bazı müşteriler koruma bulma sıkıntısı yaşayabilir mi? Ayrıca bu segmentte fiyatlar daha da yükselir mi?

Geçen yıl ülkemizi maddi manevi büyük yıkıma uğratan deprem hem kamuyu hem de özel sektörü derinden etkiledi. Depremden tabii ki sigorta sektörü de büyük ölçekte etkilendi ve etkilenmeye devam ediyor. Depremin yarattığı hasarlar sonrası ortaya çıkan resim sigorta sektörü açısından endişe ile izlenen birçok noktayı doğrular nitelikteydi. Bunlar yapı stokunun kalitesi, sigortasızlık oranı, sigorta bedellerinin gerekenin altında olması ve özellikle kâr kaybı tazminatlarını yakından ilgilendiren iş sürekliliği planlarının yetersizliği gibi kritik konulardı. Böyle olunca tabii ki reasürörler ve bunların Türkiye için ayırmakta oldukları kapasiteler üzerinde olumsuz yönde etkiler oldu.

2024 yılı için yapılan reasürans anlaşmalarında birçok sigorta şirketi önce kendi bilançolarını korumak için yeterli kapasiteyi bulmakta zorlandı ve bununla birlikte şirketlerin reasürans maliyetleri ortalama döviz bazında 3-4 katına ulaştı. Tabii ki artan bu maliyetler sigorta şirketlerini teknik anlamda farklı stratejilere yöneltmeye başladı; bazıları doğal afet riskinin yoğun olduğu alanlara kapasite vermekten çekinirken, bazıları ise bunu çok ağır şartlarda müşterilerine sunmaya başladı. Bu sert maliyet artışlarından sonra şirketlerin oluşturduğu stratejilerin tamamı aslında bu maliyetlere bilanço gücü, teknik yeterlilikler ve iş yapış şekilleriyle hazır ve adapte olabilmekle alakalı. Bunlara hazırlıklı olan ve güçlü reasürans desteğini arkasına alabilmiş olan şirketler bu dönemde sigortalılarına daha fazla kapasiteyi daha avantajlı şartlarla sunabilecekler.

Diğer taraftan sonsuz olmayan bu kapasite kullandırılırken mutlaka segmentasyon ve risk seçimi ön plana çıkacaktır. Bahsedildiği üzere risk kalitesi ve risk yönetimi konusunda ülke olarak almamız gereken daha çok yol olduğunu görebiliyoruz ancak bunu çok iyi yapan sigortalılarımız da var. Riskini daha iyi yöneten ve bu konuda sigorta şirketleriyle birlikte hareket eden müşteriler ve aracılar için ben zor bir sene olacağını düşünmüyorum.

Geçtiğimiz yıl sigorta haftasında konuşan Adana Sanayi Odası Başkanı, sigorta şirketlerine yönelik olarak, “İşletme riskinde hiçbir koruma sağlamayacak tedbirlerin alınması sorumluluğu da verilmesin” demişti. Sigorta şirketleri koruma sağlamak için gereğinden çok önlem almak istiyor olabilir mi sanayi tesislerinden?

Riskleri gerçekleşmeden önlemek

Tüm sanayi ve üretim tesislerimiz ülkemiz için çok önemli değerler. Bunların faaliyetlerinin devamlılığı, işletme sahiplerine kazandırdıkları finansal getirilerin yanında sağladıkları istihdam ve ekonomimiz üzerindeki büyük etkileri nedeniyle önemli. Bu tesisler için sigorta olmazsa olmaz bir kriter. Zira ani ve beklenmedik olaylara karşı malvarlıklarını korumak olası kaybın sadece bir kısmını karşılar. Bununla birlikte kaybedilen iş gücü ve pazar payı bu değerlerimize daha büyük zararlar verecektir. Bu noktada tesisin tam güvenliğini temin etmek ve risklerin henüz gerçekleşmeden bertaraf edilmesini sağlamak için kapsamlı risk mühendisliği teknikleriyle birlikte iş sürekliliği planlarını devreye almak gerekiyor. Her ne kadar sanayicilerimizin kendi işlerinde çok büyük tecrübeleri olsa da unutulmamalı ki AXA gibi uluslararası tecrübeye sahip sigorta şirketleri yılda yüzbinlerce hasar dosyasını incelemekte ve bunlardan ciddi dersler çıkararak öneri setlerini oluşturmaktadır. Sektör olarak yapmak istediğimiz, bu risklerin korunabilmesi için sanayicilerimize farklı bir bakış açısı getirerek risk yönetimi faaliyetlerine katkıda bulunmaktır.

Peki nasıl yapıyorsunuz bunu?

Sigorta şirketleri tesisleri ziyaret ederek risk analizini gerçekleştiriyor. Sigorta şirketlerinin risk analiz uzmanları, bina yapısından üretim ve depolama süreçlerine, çevresel risklerden elektrik ve mekanik tesisata ve yangın güvenlik önlemlerine kadar detaylıca incelenen tesiste belirlenen risklerin azaltılması için öneriler sunuyor. Öngörülen her bir riskin beraberinde kazayı da getirme ihtimalinin olduğu düşünüldüğünde, sigorta şirketlerinin gereğinden fazla önlem alınmasını istediğini söylemek çok doğru olmayacaktır.

Biz AXA Sigorta olarak kendimizi sadece risk gerçekleştikten sonra hasar ödeyen bir şirket olarak konumlandırmıyoruz. Risk önleyici inisiyatifler alarak müşterisinin zarara uğramasını önleyen destekleyici bir iş ortağı yaklaşımını benimsiyoruz. “İnsanlığın gelişmesi adına insanlar için değerli olanı korumak” marka amacımız da, bu sorumluluk bilincinden aldığımız motivasyonla doğdu. Sigortalanacak değerleri öncelikle inceliyor ve riskleri bertaraf edecek tavsiyelerde bulunuyoruz.

Sigorta sektörünün en çok üretim yaptığı oto branşlarında son dönemde zorluklar yaşanıyor. Fiyatlar yükselirken, tüketiciler sigorta yaptıramamakla karşı karşıya kalıyor. Sigortalıların sizce daha uygun fiyatla oto sigorta yaptırabilmeleri için sigorta okur yazarlıklarını arttırmaları gerekir mi? Yani teminat paketlerinde değişikliğe giderek, daraltmalar yaparak yüksek fiyat sorununu yönetmeleri mümkün mü?

Sigorta şirketlerinin sigortalılık oranını artırabilmeleri için sigortalı olmanın öneminden bahseden ve farkındalık yaratan iletişim çalışmaları yapmanın yanında, her bütçe ve beklentiye uygun ürün ve hizmet gamı sunabilmeleri de son derece önem taşıyor. Söz konusu kasko olduğunda ülkemizde geniş teminatlı kasko ürünlerine yönelme gibi bir eğilim var. Bu da haliyle kasko sahibi olmayı daha maliyetli hale getiriyor. Ancak araç sahiplerinin daha uygun fiyatla araç sigortası yaptırabilmeleri de mümkün. Bunun için düşük bütçelerle optimum seviyede alternatifli sigorta seçeneklerinin olduğunu bilmeleri ve bu ürünleri araştırıp talep etmeleri iyi bir yöntem olabilir ancak burada doğru aracı çok önemli. Her ne kadar sigorta okuryazarlığını arttırmak en efektif yöntem olsa da burada sigortalıyı doğru yönlendiren bir aracının varlığı ve ürünlerini açık, şeffaf ve en basit haliyle sunabilen sigorta şirketleri de ön plana çıkmaktadır.

Araç sahipleri, daha farklı teminatlı poliçelerle araçlarını daha düşük frekanslı ancak yüksek maliyetli risklere karşı koruyabilecekken, aracına ek koruma sağlamak isteyenlerse daha kapsamlı teminatların olduğu opsiyonları seçerek kasko poliçelerini ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirebilir. Bunun için sigortalıların risk ihtiyaçlarını iyi analiz ederek bütçelerine uygun seçimler yapabilmeleri gerekir. Bu noktada sigorta okuryazarlığı, şirketlerin yaptıkları iletişim çalışmaları ve acentelerin risk danışmanı konumunu üstlenmesi büyük önem arz ediyor. Kısacası, sigorta şirketlerinin tüketiciyi iyi bilgilendirmeleri ve farklı ihtiyaç ile bütçelere yönelik çeşitlilik arz eden ürünler sunabilmeleri, ülkemizdeki kasko sigortası sahiplik oranını kayda değer şekilde artırabilir.

Parola sigortalılık oranını arttırmak

Altını çizmemiz gereken önemli bir gerçek şudur ki, en nihayetinde sigorta sistemi büyük sayılarla yönetilen bir havuz sistemidir. Bu havuz ne kadar büyük olursa, yani sigortalılık oranı ne kadar artarsa, ürün ne olursa olsun maliyetler olumlu yönde etkilenir. Dolayısıyla sektör olarak amacımız her zaman sigortalanma oranını arttırmak olacaktır. Biz AXA Sigorta olarak, faaliyet gösterdiğimiz tüm branşlarda olduğu gibi kaskoda da ülkemizdeki sigortalılık oranının artmasını önemsiyoruz. Çeşitli bütçe ve ihtiyaçlara uygun ürün ve hizmetler geliştirerek farklı segmentlere hitap etmeye çalışıyor, daha geniş kitlelere güvence sunmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda uygun maliyetlerle kasko sahibi olmak isteyenler için AXA Tutumlu Kasko ve AXA Büyük Hasar Kasko ürünlerimiz ile daha geniş kapsamlı kasko ürünlerimize göre yüzde 30 ile yüzde 40 oranında fiyat avantajı sunuyoruz.

AXA Sigorta son yıllarda kârlılığıyla öne çıktı, hatta sektörde en çok kâr eden şirket haline geldi. Şirketi kârlılığa götüren süreci anlatır mısınız?

AXA Sigorta olarak sağlam finansal altyapısı, güçlü sermayesi, geniş ve köklü organizasyon yapısı ve küresel bilgi birikimi olan bir şirketiz. Bu özelliklerimiz bizi zor koşullar karşısında dayanıklı kılıyor. Geçtiğimiz yıl da tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi, belirsizliklerin sektörümüzü etkileyeceğini düşünüyorduk, nitekim öyle de oldu. Ancak biz 2023’ü ‘Sürdürülebilir Gelişim ve Büyüme’ yılı olarak değerlendirdik. ‘Sürdürülebilir Gelişim ve Büyüme’ yaklaşımımızın bizi daima ileriye götüren bir yaklaşım olması nedeniyle son yıllarda sektörümüzü önemli ölçüde etkileyen enflasyonist ortam ve jeopolitik gerilimler gibi faktörlerden en az hasarla çıkmayı başaran şirketler arasında bulunuyoruz.

“AXA Grubu yatırımdan hiç çekinmedi”

AXA Sigorta olarak bugünlere gelmemizi ve zorlu koşullardan en az seviyede etkilenmemizi sağlayan dayanıklılığımızın temelinde, tutarlılığımız ve büyüme tutkumuz yatıyor. Ancak bu tutkuyu gerçekleştirmek için sadece hedef koymak yetmiyor. Bununla birlikte çok iyi hazırlanmış ve güçlü bir bilanço gerekiyor. Bunun için AXA Sigorta olarak 2018 yılından bu yana önemli stratejik kararlar alarak rezerv seviyelerimizle birlikte özkaynaklarımızı güçlendirdik ve aldığımız tüm aksiyonlarda sermaye yeterlilik oranımıza olan etkileri her zaman ölçerek ilerledik. Bu ciddi hazırlıklar bizim bugün attığımız tüm adımların ve aldığımız sonuçlarını temelini oluşturuyor.  Özkaynaklarımızı her zaman sigortalılarımıza olan yükümlülüklerimizi en iyi şekilde karşılayabilmek için en güçlü seviyede tuttuk. AXA Grubu bu konuda her zaman Türkiye’ye olan inancını gösterdi ve yatırım yapmaktan çekinmedi.

Son olarak AXA Sigorta’daki öne çıkan ve kamuoyuyla paylaşmak istediğiniz gelişmeleri aktarırsanız memnun oluruz…

2023 bizim için ‘Sürdürülebilir Gelişim ve Büyüme’ yılı olarak adlandırdığımız ve çalışmalarımızı bu bakış açısıyla hayata geçirdiğimiz bir yıl oldu. AXA Grubu’nun da desteğiyle gerçekleştirdiğimiz satın alma sonrası, acente sayımız dört binin üzerine çıkarken, müşteri sayımız da üç milyona yaklaştı. Bu büyümeyle eş zamanlı olarak hizmet ve ürünlerimizde de birçok yenilik ve geliştirmeler yaptık. Elit Kasko ile kasko ürünlerimize bir yenisini daha ekledik. Sağlık sigortaları alanında da Türkiye’de bir ilke imza attığımız AXA Dijital Sağlık Sigortası’nı müşterilerimizle buluşturduk. Tamamlayıcı sağlık sigortasında geniş ürün yelpazemiz ve hizmetlerimizle sektörde fark yaratmaya devam ediyoruz.

AXA Sigorta olarak hem acentelerimizin hasar danışmanlığı yapmalarına fırsat tanıdık hem de ödeyenden çözüm ortağına dönüşüm stratejimizle müşterilerimizin tüm poliçe ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik adımlar attık. Amacımız, gelişen dünyayı dikkate alarak, acentelerimizin ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına ve beklentilerine yönelik aksiyonlar alıp ortak paydada birleşmeye yönelik ürün ve hizmetler sunmak. Bu bakış açısıyla geliştirdiğimiz kurumsal ve bireysel sigortalarda farklı ürünlerle doğa ve dünya dostu yeşil ekonomiye destek oluyoruz. Dünya Dostu Sigortacılık anlayışıyla çevreye duyarlı ürünlerin kullanımını desteklemek için hazırladığımız AXA Elektrikli Araç Kasko Sigortası ile müşterilerimizi olası risklere karşı koruma altına alıyor ve iklim değişikliğiyle mücadelede fark yarattığımıza inanıyoruz. 2024 -2026 planımız da bu çerçevede şekillendi ve onaylandı. Değişen ve gelişen dünya ihtiyaçlarını iyi analiz ederek, paydaşlarımızın ve müşterilerimizin hayatlarını en sade ve basit şekilde kolaylaştırarak yanlarında olmaya devam edeceğiz.

“Kârlılık kavramı doğru tanımlanmalı”

Diğer taraftan, Türkiye gibi gelişen, enflasyon ve faiz kavramlarının etkin olduğu ekonomilerde kârlılık kavramını doğru tanımlamak gerekir. Sigorta şirketlerinin esas amacı ana faaliyetleri olan teknik sigortacılıktan gelir elde etmek olmalı. Bunun dışında, finansal ürünlerden elde edilen faiz ve değerlemelerden oluşan diğer gelirler aslında paranın zaman değerini koruyan unsurular olarak değerlendirilmeli. Dengeli bir varlık yapısı, aktif ve inovatif fon yönetim kabiliyetleriyle buradan elde edilen geliri maksimize etmek ayrı bir uzmanlık gerektirmekte. AXA Sigorta olarak bunu yetkin ekiplerimizle birlikte verimli bir şekilde gerçekleştirmekteyiz.