Kerem Erberk: Sigortacılık düşük karbon ekonomisine geçişte de ekonominin güvencesi

Temel görevimiz, müşterilerimizin risk yönetim süreçlerinde bir iş ortağı olarak yer alarak bu risklerden zarar görmelerini engellemek. Bu bağlamda çevre ve iklimin korunmasını; tüm operasyonel faaliyetlerimizi, ürün ve hizmet geliştirme çalışmalarımızı, yatırım faaliyetlerimizi ve toplumsal sorumluluk uygulamalarımızı kapsayacak şekilde karar ve uygulama süreçlerinin bir parçası olarak görüyoruz. 

Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Kerem Erberk, iklim değişikliğinin küresel ölçekte risk yönetimi yaklaşımını da değiştirdiğini söyledi. İklim değişikliğinin doğrudan ve dolaylı etkileri ile oluşacak çevresel ve sosyal felaketlerin günümüz dünyasının en büyük riskleri olarak dile getirildiğini ve bu durumun sigorta sektörü için özel bir önem taşıdığını belirten Erberk, “Sigortacılığın iş modelinin merkezinde riskin değerlendirilmesi ve yönetilmesi yatıyor. Uzun vadede var olmak şeklinde tanımlanabilecek sürdürülebilirlik olgusunun bu modelle tam bir uyum içinde olduğunu söyleyebilirim. İklim değişikliğiyle ilgili risklerin önceden belirlenip yönetilmesi ve düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde sigortacılığın küresel ekonomiyi destekleyici bir rol oynayacağına inanıyorum” dedi.  

Çevre dostu sigortacılık

Anadolu Sigorta’nın iklim değişikliği ve çevre konularına bakışını, Çevre ve İklim Değişikliği Politikası ile iki ana boyutta şekillendirdiklerini ifade eden Erberk sözlerine şöyle devam etti: “Bu boyutlardan ilki, Anadolu Sigorta’nın doğrudan faaliyetlerinden kaynaklanan etkiler. Bu etkiler; şirket operasyonlarımızın çeşitli noktalarında ortaya çıkan enerji tüketimi, su tüketimi, başta kağıt olmak üzere malzeme tüketimi ve tüketimden kaynaklanan katı atık, hava ve sera gazı emisyonları. İkinci boyutu ise sunduğumuz ürün ve hizmetlerle müşterilerimiz ve toplum açısından çevre ve iklim değişikliği risklerini azaltmadaki rolümüz oluşturuyor. Çünkü temel görevimiz, müşterilerimizin risk yönetim süreçlerinde bir iş ortağı olarak yer alarak bu risklerden zarar görmelerini engellemek. Bu bağlamda çevre ve iklimin korunmasını; tüm operasyonel faaliyetlerimizi, ürün ve hizmet geliştirme çalışmalarımızı, yatırım faaliyetlerimizi ve toplumsal sorumluluk uygulamalarımızı kapsayacak şekilde karar ve uygulama süreçlerinin bir parçası olarak görüyoruz. İklim değişikliği ve çevre risklerini güncel olarak değerlendiriyoruz. Bu doğrultuda şirket olarak karbon ayak izimizi ölçüyor ve Sürdürülebilirlik Raporlarımız’da belirtiyoruz. Ek olarak düşük karbonlu ekonomiye geçişi desteklemek için çevre dostu sigortacılık ürün ve hizmetlerimizi çeşitlendirmeye devam ediyoruz. Fon yönetimi süreçlerinde Sorumlu Yatırım Politikası ile çevresel ve sosyal açıdan geri dönüştürülemez olumsuz etkisi olan faaliyetlere yatırım yapmıyoruz.” 

“Sigortacılık müfredata eklenmeli”

Her yıl belli zamanlarda Doğu Karadeniz’de gerçekleşen hava kaynaklı felaketlere rağmen düşük sigortalılık oranının sigorta bilincinin eksikliği ile ilgili olduğunu söyleyen Erberk, “Hem içinde bulunduğumuz pandemi hem de iklim değişikliğinin olumsuz etkileri sigortanın önemini bizlere tekrar gösteriyor. Sektör olarak sigorta bilincinin artmasına yönelik birçok çalışmamız mevcut. Türkiye Sigorta Birliği ve tüm sektör, sigorta bilincine dair sürekli toplantılar ve çalıştaylar düzenliyor ve bunların sonucunda aksiyon planları oluşturuyor. Ayrıca sektör olarak ürünlerimizin daha basit ve anlaşılır olmasını sağlamak, her müşteri kitlesi için uygun fiyatlı ürünler düzenlemek ve sigorta bilincinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapıp bu konuda diğer kurum ve şirketlerle iş birliği yaparak destek olmak da bizim başlıca görevlerimizden. Sigorta bilincinin kişiler ve kurumlar üstü bir konu olduğunu düşünüyorum ve bu konunun farklı eğitim seviyelerinde de müfredata eklenmesinin faydalı olacağı görüşündeyim” dedi.  

İklime krizine karşı bazı sektörlerden çekilmek faydalı

Sigorta sektörünün yangın ve sel gibi hasarları karşılamanın ötesinde, etkilerini önleme yolunda uzun vadede toplumun çevre duyarlılığını arttırmaya yönelik bilinçlendirme faaliyetlerinin etkili olabileceğini söyleyen Kerem Erberk, “Bunun yanında uygulamaya yönelik birtakım düzenleme ve teşviklerin de önemli katkı sağlayabileceğini düşünüyorum. Sigorta sektörünün, düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde, iklim krizinin baş sebebi küresel ısınmanın artış hızını düşürmek adına, belli bir plan çerçevesinde ve kademeli olarak, halen hizmet verdiği bazı sektörlerden çekilmeyi gündemine almasını da öncelikli fayda olarak görüyorum. Şirket olarak, Elektrikli Araç Sigortası, Bireysel Çatı Tipi Güneş Enerji Paneli Sigortası gibi çevre dostu sigortacılık ürün ve hizmetlerimizle çevreye ve iklime olumlu katkıda bulunmaya yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Diğer taraftan sosyal sorumluluk projelerimiz de bu yönde attığımız adımlar arasında. Örneğin gelecek nesillere yaşanabilecek bir çevre bırakabilmek, denizlerin korunmasına katkıda bulunmak için 2011 yılından beri DenizTemiz Derneği/TURMEPA’ya deniz araçları sigortalarımızdan elde edilen gelirin bir kısmını bağışlıyoruz. Bu tür çalışmaların tüm sektörde artarak devam etmesi için elimizden gelen katkıyı sunuyoruz” dedi.