Necmi Üze: Sigortacılığın 5 kat büyüme potansiyeli var

745’inci sayımıza konuk olan ÖzserNeo Sigorta ve Reasürans Brokerliği ve dijipol.com Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Üze, sanılanın aksine, ülkemizde sigorta bilincinin düşük olmadığını ancak sigorta yaptırma alışkanlığının ve sektöre duyulan güvenin artması gerektiğini söyledi. Sigorta potansiyelinin düşünülenden de fazla olduğu inancını koruyan Üze, “Ülkemizin kısa vadede üretimini iki, hatta üç katına çıkartacak, orta vadede de 50-60 milyar dolarları, hatta daha fazlasını bulacak potansiyeli vardır. Yıllardır sahada çalışan bir insan olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.

Necmi Bey, son aylarda SEDDK’nın sektörü büyütmek ve sorunlu alanlarda çözüm bulmaya yönelik adımlarını görüyoruz. Siz bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Elbette bu çalışmaları desteklememek mümkün değil. SEDDK’nın sektörü büyütmek için yaptığı çalışmalara herkesin destek vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Son zamanlarda SEDDK’nın trafik sigortası arzındaki sorunları çözmek için bazı çalışmaları var bu çalışmalar hakkında ne diyorsunuz?

İçeriğini çok bilemiyorum ama ne anladığımı söyleyeyim: Bir platform oluşturuldu ve bu platformda tüm aracılar istedikleri sigorta şirketinden poliçe kesebilecekler. Bu uygulanabilirse aracılar için çok güzel. Hayırlısı olsun diyorum ancak burada benim bazı çekincelerim var. Yarın bireyler, sivil toplum kuruluşları, tüketici haklarını korumak için kurulmuş dernekler bu platformun tüketiciye açılmasını isterlerse ve bu talep olumlu karşılanırsa ne olacak? O takdirde tüketicilerin doğrudan sigorta şirketinden poliçe alması aracılara zarar vermez mi?

Ayrıca ileride sigorta şirketleri bu platformdan kendileri de doğrudan sigortalılara satış yapmak isterlerse ve bu kabul görürse yine aracılar bundan zarar görecektir.

Yani böyle bir platformun çalışır durumda olması sigorta aracıları için tehlikelidir diye düşünüyorum ama tabii önemli olan kamu yararıdır. Bu da kamu yönetiminin vereceği bir karardır, saygı duyarız.

Bence trafik sigortasındaki arz sorununun çözülmesinin en kolay yolu trafik sigortası fiyatlarının serbest bırakılmasıdır. Fiyatların serbest bırakılması rekabetin oluşmasını sağlayacaktır. Rekabet, sigorta şirketlerinin ayakta kalabilecekleri asgari kârlılığı içeren doğru fiyatların oluşmasını sağlayacağı gibi sektörde az hasar yapanın ucuz, çok hasar yapanın biraz daha pahalı fiyatlarla poliçe almasını sağlayacağından adil fiyatların oluşmasını da sağlayacaktır diye düşünüyorum.

“Trafikte çözüm serbest tarife”

Ben trafik sigortasına tavan geldiğinde bir makale yazmıştım. Yazdığım makale sektör medyasında da o dönem yayınlanmıştı. Orada şöyle demiştim: “Sigortacılık sisteminin yürümesi sigorta şirketlerinin kârlı çalışabilmesine, toplumun da adil ve istikrarlı fiyatlarla poliçe satın almasına bağlıdır. Bunu sağlayacak tek sistem rekabet ortamında çalışan serbest piyasa sistemidir. Serbest piyasa koşulları, sigorta şirketlerinin ayakta kalabilecekleri asgari kârlılığı içeren fiyatların oluşmasını sağlayacağı gibi, toplumda da az hasar alanın az, çok hasar alanın çok prim ödeyeceği adil fiyatların oluşmasını sağlayacaktır. Bunun dışında oluşturulacak fiyatlama sistemleri günümüz şartlarında suni ve kalıcı olmayan çözümler getirecek, bir tarafı memnun ederken, diğer tarafın haksızlığa uğramasına yol açacaktır. Bu yüzden sürekli değişiklik yapma ihtiyacı ortaya çıkacak ve istikrarı sağlamak mümkün olmayacaktır”. Bugünkü gelişmelere baktığımızda 2016’da yazdığım yazının geçerliliğini hala koruduğunu görüyorum.

Dijipol Kurumsal ve Pazarlama İletişim Müdürü Tuğba Saygıoğlu, Necmi Üze, Yönetim Kurulu Danışmanı Ramazan Ülger, Birant Yıldız.

 

Sektörün büyümesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

Ülkemizde sigorta sektörünün üretimi hayat branşı dahil genel olarak 10 milyar dolar seviyelerinde seyretmektedir. Dolar kuruna göre bazı yıllar büyüme görülse de ben reel bir büyüme olduğunu düşünmüyorum. Ancak SEDDK’nın kurulmuş olması büyümeye büyük katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Yeni SEDDK başkanımız Mehmet Akif Eroğlu -ki kendisini TSB genel sekreteri olduğu yıllardan tanırım- göreve ilk başladığında penetrasyonu arttıracağız demişti. Ben SEDDK’nın sektör büyümesine ciddi katkı sağlayacak çalışmalar yapacağına inanıyorum. Bu konuda ülkemizin büyük bir potansiyelinin olduğunu da her zaman söyleyen bir insanım. Bu konuyu yazılarımda da konuşmalarımda da birçok kere dile getirmişimdir. Ülkemizin, kısa vadede üretimini iki, hatta üç katına çıkartacak, orta vadede de 50-60 milyar dolarları, hatta daha fazlasını bulacak potansiyeli vardır. Yıllardır sahada çalışan bir insan olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Neden bu kadar iddialı konuştuğumu da kısaca açıklamak isterim:

Bugün sigorta şirketleri pek çok sektöre ve pek çok riske teminat verememektedir. Sigorta tekniği herkesin bildiği gibi büyük sayılara dayanır. Sigorta şirketlerinin elinde ise yeterli büyüklükte sayı içeren bir havuz ve istatistik veri yoktur. Dolayısıyla kaza ve sağlık dışı risklerde tüm sigorta şirketleri her sektör için önce ellerindeki bilgilerle analiz yapar, sonra da yaptıkları risk analizine göre fiyatlama… Riski yüksek olan ve önlemlerin yetersiz olduğu sektörlere de teminat veremezler.

Riski düşük alanlarda faaliyet gösteren küçük ve orta boy ticari kuruluşların önemli bir kısmı da sigorta yaptırmamaktadır. Dolayısıyla ülkemizin ticari kuruluşlarının önemli bir bölümü sigortasızdır. Bu nedenle biz diyoruz ki Avrupa’da ve sigortacılık konusunda gelişmiş tüm ülkelerde olduğu gibi bizde de işyeri yangın paket sigortaları ile mali mesuliyet sigortaları zorunlu olmalı.

Böyle bir zorunluluk geldiğinde tüm sektörler sigortalanacağından sigorta şirketlerinin elinde yeterli veri olacak ve teminat vermekte çok daha rahat davranma imkanı bulacaklar. Dolayısıyla bugün sigortasız olan tüm sektör kuruluşları sigorta yaptırma imkanı bulacak. Bir de tüm risklerin doğru fiyatlanması sağlanacak. Sadece bunlar bile sektör üretimini iki kata çıkarmaya yeter bence.

Halkın sigorta bilinci düşük değil

Ülkemizde Türk halkının sigorta bilinci yok diye bir inanç var. Ben sahayı çok iyi bilen bir kişi olarak Türk halkının sigorta bilincinin bir Avrupalıdan daha az olduğunu düşünmüyorum. Sorun sigorta bilinci değil, sigorta yaptırma alışkanlığının olmaması ve güven sorunudur. Az önce bahsettiğim zorunluluk hem sigorta alışkanlığını oluşturmayı hem de güven sorununun aşılmasını sağlayacaktır.

Nüfusumuz artıyor ve iş hayatına her yıl binlerce genç katılıyor. Her sektörde olduğu gibi sigorta sektörünün de büyümesi zorunludur. Sektör büyümez ve özellikle dağıtım kanallarına binlerce katılım olursa elbette bir pazar kavgası çıkacaktır. Bugün yaşadığımız dağıtım kanalları arasındaki sürtüşmenin ana sebebi de budur.

Bundan 8-10 sene önce 15 bin civarında olan aracı sayısı bugün, elimde kesin veri olmamakla birlikte 50-60 binlere dayanmıştır zannımca. Şöyle düşünün: Acenteler, brokerler, acente ve broker şubeleri, banka şubeleri, özel kanunla kurulmuş sigortacılık yetkisini haiz kurumlar, yetkisiz olarak kayıt dışı aracılık yapanları dikkate aldığımızda, bu sayı tahminimden az olmasa gerek. Sigorta sektörünün büyümesi bu sebeple çok önemli.

Aslında bu konuda konuşulacak o kadar çok şey var ki…

Ama önce sorunlar giderilmeli. Aracı gelirleri düzenlenmeli, aracıların yatırım yapabilecek hale gelmeleri için güvence sağlanmalı. Sektörün işinin uzmanı özgüvenli ve kültürlü insanlar tarafından temsil edilmesi sağlanmalı. En önemlisi de teknolojik, finansal ve dijital gelişmelere göre mevzuatların güncellendiği ve bu gelişmeleri dikkate alan kısıtlamaların olmadığı yeni bir yasal mevzuatın hazırlanması.