Insurance Journal’dan Tommy Wilkes’in haberine göre, “iklim yıkama” (climate washing) davaları son iki yılda keskin bir şekilde arttı. Londra’daki Grantham İklim Değişikliği ve Çevre Araştırma Enstitüsü’nün raporu, “iklim yıkama”yı şirketler ve hükümetlerin iklimi etkileyen faaliyetleri hakkında yanlış bilgilendirme veya yanıltıcı yeşil iddialar olarak tanımlıyor. Enstitü, iklim davası eğilimlerine ilişkin yıllık raporunda, geçtiğimiz yıl şirketlere karşı dünya çapında 26 iklim yıkama davası açıldığını kaydetti.
Aktivistler adına çalışan avukatlar, yarısı 2015’ten bu yana olmak üzere dünya çapında toplam 2.341 iklim davası açtı. Davaların çoğu Amerika Birleşik Devletleri’nde açıldı. 31 Mayıs’a kadar açılan toplam iklim davası, bir önceki yılki rakam olan 266’dan 190’a düştü, ancak rapor, dava çeşitliliğinin arttığını ortaya koydu. İklim davaları genellikle en büyük kirleticileri hedef alıyor.
Geçen hafta, Oregon’da iklim değişikliğinin tetiklediği aşırı hava koşullarının neden olduğu zararlara karşı koymak için büyük petrol ve kömür şirketleri ile endüstri gruplarına 50 milyar dolarlık dava açıldı. Geçen yıl Paris ve New York şehirleri, iklim değişikliğiyle yeterince mücadele etmediği için Fransız çok uluslu TotalEnergies’e dava açan dernekler ve yerel makamlar koalisyonuna katıldı.
Öte yandan düzenleyiciler de mahkeme baskısıyla karşı karşıya kalıyor. Şubat ayında bir çevre kurumu, iklimle ilgili riskleri doğru tanımlamayan bir petrogaz firmasının belgelerinin İngiltere’nin piyasa gözlemcisi tarafından yasa dışı olarak onayladığını öne sürerek dava açtı. Bununla birlikte, iklim davaları sadece fosil yakıt şirketlerine karşı açılmıyor. Rapor, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki “ESG (çevresel sosyal ve kurumsal yönetişim) tepkisi” davalarında da artışa dikkat çekiyor.
