“1 milyondan fazla müşterimizin geleceğine kattığımız değeri daha da arttıracağız”

Allianz’ın BES’te 1 milyon katılımcı sayısını aştığını söyleyen Allianz Hayat ve Emeklilik Genel Müdür Yardımcısı Fisun Koç Doğan, “Allianz Finansal Danışmanlık hizmetini her bir müşterimize yaygınlaştırmak için yatırımlarda bulunuyor, 1 milyondan fazla müşterimizin geleceğine kattığımız değeri daha da arttırmak için çalışıyoruz. Müşterilerimizin yatırımlarının varlık dağılımlarını belirlerken piyasa trendlerini ve dönüşümlerini yakalamalarını sağlamaya çalışıyoruz. Bunun yanında müşterilerimizin fonlarının en iyi şekilde yönetilmesi için fon yönetim şirketlerimizle sürekli nasıl daha iyi getiriler elde edileceğini tartışıyoruz” dedi.

Sigorta Dünyası dergisinin 750’nci sayısına konuk olan Doğan, “İyi bir tasarruf sistemini iyi bir yatırım sistemine dönüştürdük. Bundan sonraki aşamada müşterilerimizin iyi bir emeklilik geçirmesi için kazançlarına değer katmaya odaklanıyoruz” şeklinde konuştu.

Röportaj: Birant Yıldız

Fisun Hanım, bireysel emeklilik 20 yılda farklı aşamalardan geçerek OKS ile birlikte 700 milyar liraya yaklaşan fon büyüklüğü ve 15 milyonun üstünde katılımcıya ulaştı. Siz baştan bu yana işin içinde olan bir profesyonel olarak nasıl değerlendirirsiniz gelinen seviyeyi?

20 yılda sektörün güzel bir hikaye yarattığını söyleyebiliriz. Ben 2002’de henüz kanun düzeyindeyken BES’e duyulan heyecanla bankacılıktan emeklilik sektörüne geçmiştim. O zamanki fizibilitelerde büyük bir potansiyeli olduğuna inanıyor ancak bu kadar kısa sürede bu seviyelere geleceğini öngörmüyorduk aslında; tahminler daha konservatifti. Evet, iyi bir hikaye bekleniyordu ama getiriler, fon çeşitliliği, mevzuat destekleri ve 18 yaş altındaki kişilerin kapsama alınması gibi dokunuşlarla daha da iyi bir noktaya gelindi. Çünkü her aşamada büyük atılımlar yapıldı. Şimdi benzer bir atılımı tamamlayıcı emeklilik sistemiyle konuşuyoruz.

Tasarruf sisteminden yatırım sistemine dönüşen bir yolculuk aslında bu. Yatırım perspektifine dönüştürmeden önce tasarruf etmesi gerekiyordu katılımcının. Sonrasında birikimler büyüdükçe beklenti de yükseldi. O beklentinin karşılanması için de uygun ortam sağlandı, şimdi bence daha hızlı hareket edebiliyoruz. Bizim Allianz Finansal Danışmanlık’la yapmaya çalıştığımız tam da bu. Ama bu yeni de değil aslında. 20 yılda sektör ortalaması ve bizim getirimiz arasındaki fark da özel müşteri danışmanlığına ilk yatırım yapmış şirket olmamızdan kaynaklanıyor. Yaptığımız çalışmalar, geçtiğimiz 20 yılda enflasyonun altında kalmamak için her 100 liranın 1550 lira olması gerektiğini gösteriyor. Bireysel emeklilik sektör ortalamasında bu rakam 3 bin 200 lira olmuş; Allianz’da ise 4 bin lira. Yani enflasyonun çok üzerinde reel getiri sağlamışız. Basitçe her yıl ortalamada enflasyonun % 4,6 üzerinde bir reel getiri sağlamış durumdayız. Bahsettiğim bu getiriler devlet katkısından önceki getiriler bu arada. %30 devlet katkısı ile birlikte değerlendirildiğinde, BES katılımcısına yarattığı değer çok daha yüksek. Bu alanda yaratılan değerin daha da iyi noktalara gelmesi için, 2022 yılında yapılan mevzuat açılımı çok kıymetli. Toplumun yatırım alanındaki kritik danışmanlık ihtiyacının karşılaması amacıyla, emeklilik şirketlerinin müşterilerine emeklilik birikimleri için finansal danışmanlık sağlamasına imkân tanındı.

Fisun Koç Doğan

Biz de Allianz Türkiye olarak yeni hizmet modelimiz Allianz Finansal Danışmanlık ile müşterilerimizin Türkiye’deki varlıklarını yönetmek için danışmanlık vermeye başladık. Farklı yatırımcı profillerinin ihtiyaç ve beklentilerine uygun çözümler üretiyor, dijital uygulamalar ve kişiye özel uzman danışman kadromuz ile ayrıcalıklı hizmet sunuyoruz. Katılımcılar, Türkiye ve globaldeki erişimi güç çeşitli yatırım araçlarına yatırım yapma imkânı buluyor. Mobil uygulamamız üzerinden de yatırım performanslarını şeffafça diğer yatırım enstrümanları ile de kıyaslayarak yaratılan değeri şeffafça takip edebiliyorlar. Düzenlediğimiz ekonomi buluşmaları serisi ile de yatırım konusunda uzman fikir liderlerinin görüşlerini takip ediyorlar.

Finansal Danışmanlık ekibimiz, satış amacı olmayan, tek derdi müşterilerimizin risk anlayışlarına paralel getiri elde ederek emeklilik dönemlerinde iyi bir ikinci gelir elde etmesini sağlama amacı olan, çoğu SPK lisanslı özel bir ekip.  Bu işi bir yatırım sistemi olarak gören ilk şirketlerden biri olması Allianz’ı ayrıştırıyor. Sistemin ilk yıllarında büyüme ve satış öncelikli olmasına rağmen Allianz olarak hizmete yatırım ve büyümeyi beraber götürmemiz bu farkı yarattı. 2022’nin başında Allianz Yatırım Komitesi’ni kurduk. Burada bağımsız danışmanımızla birlikte müşterinin ana yatırım trendlerini yakalamasını sağlamaya çalışıyoruz. Yatırım yapabileceğimiz beş varlık sınıfımız var: Yerli hisse, yabancı hisse, döviz yani eurobond, altın ve TL yatırım araçları. Bu beş başlıkta piyasa dönüşümlerini yakalayıp müşterilerimizin sözleşmelerinde fon değişiklikleriyle kazançlı olmalarını sağlamaya çalışıyoruz.

Yurtiçi tasarrufun cari açık ve ekonomideki güçlüklerle mücadelede ne kadar önemli olduğu ekonomi yönetimince de iyi biliniyor ve büyük destekler sağlanıyor. Sistemin bugün 700 milyar liraya yakın fon büyüklüğüne erişmesi iyi bir noktada olduğumuzu gösteriyor.

Daha önce tavsiyede bulunulabiliyordu; sizin sisteminizin farkı nedir?

Bundan önce BES katılımcılarına piyasaya yönelik bilgilendirmelerde bulunabiliyorduk ama emeklilik şirketleri tarafından fon önerisi sunulması mümkün değildi. Bu açılımla daha açık ve net varlık ve fon dağılımı tavsiyesinde bulunma imkânı sağlandı.

Bağımsız danışmanımızla birlikte yatırım komitemiz her hafta toplanıyor ve değerlendirmelerinin sonucunda, aylık frekansta tüm müşterilerimizle bir bülten ve risk profiline göre varlık ve fon dağılım önerilerimizi paylaşıyoruz. 2022’nin başından itibaren bu tavsiyeleri proaktif bir şekilde paylaşıyoruz. Varlık yönetim şirketleri gibi en uygun fonları farklı dağılımlarla ilerletmeye çalışıyoruz. 2022’de tavsiyelerimize bire bir uyan bir yatırımcımız yüzde 80 getiri sağladı. Bu yıl ise 31 Ekim itibarıyla yatırım komitemizin tavsiyelerini bire bir uygulayanlar yüzde 67 getiriye ulaştı. Bu oranlar 2022 yılında BES sektör getiri ortalamasının %14 puan üzerindeydi. Bu yıl da ilk on ay için baktığımızda şu anda yine %14 üzerinde olduğumuzu memnuniyetle görüyoruz. Bu yıl ilk 10 ayda Allianz olarak BES ağırlıklı ortalama getirideki birinciliğimizde, bu yaklaşımın etkisini net olarak görüyoruz.

BES uzun vadeli bir yatırım olduğu için kısa vadeli yatırımlara kıyasla, daha farklı varlık sınıflarına yatırım yapılarak farklı risklerin de alınabileceği bir sistem olduğunu da anlatıyoruz müşterilerimize. Ekonomi sohbetleri, canlı yayınlar ve mobil aplikasyonumuzu da kullanarak herkese yaygınlaştırmak önceliğimiz.

Fon tercihlerinden de bahseder misiniz?

Gerek varlık sınıflarını direkt içeren hisse, altın, eurobond, TL sabit getirili, gerek birçok varlık sınıfından oluşarak başarılı performans gösteren karma fonlarımız, gerekse sürdürülebilirlik, gıda tarım, trend gibi tema fonlarımızla müşterilerimizin tüm yatırım iştahlarına ve beklentilerine uygun fonları sağlıyoruz.

Yatırım yönetiminde en kritik konunun varlık dağılımını doğru belirleme olduğunu ve buna uygun fonları müşterilere önermek olduğunu düşünüyoruz.  Uzun süredir fon dağılım değişikliği yapmamış, düşük getiri seviyelerinde kalmış müşterilerimize proaktif yaklaşarak veri analitiğiyle de destekleyip hem getirilerini iyileştirmeye hem de emeklilik dönemlerine hazırlamak için gerekli aksiyonları aldırmaya çalışıyoruz. 2022’de başlayan bu yolculuğun iyi sonuçlarını görüyoruz. Allianz Türkiye olarak BES’te 1 milyon katılımcı sayısını aştık. Her bir müşterimize bu hizmeti vermek için dijital kanallar, çağrı merkezi ve daha farklı yatırımlarla da yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Bu değeri tüm müşterilerimiz için yaygınlaştırmayı düşünüyor, 1 milyonu aşan müşterimizin geleceğine kattığımız değeri arttırmak için çalışıyoruz.

Çarpıcı bir örnek olarak 10 yıl boyunca hiç fon değişikliği yapmamış ve aynı zamanlarda aynı tutarlarda para yatıran ve minimum üç kez fon değişikliği yapmış ve hiç yapmamış iki müşteri arasındaki getiri farkı yıllık ortalama yüzde 6; 10 yılda ise yüzde 76 seviyelerine kadar çıkabiliyor. Uzun vadede arada çok ciddi farklar oluşuyor. Bu da BES aktif yönetiminin önemini çok net gösteriyor.

BES iyi bir yatırım sistemi ama müşterinin birikimleri yeterli oluyor mu?

Şöyle özetleyebilirim: İkinci emeklilik geliri ileride daha da önemli hale gelecek. Emekliliği hak eden katılımcımızın hayat standartlarını sürdürebilmesi için, çalışma hayatındaki son maaşının en az yüzde 70’ini emekli maaşı olarak alabilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bu konuda hâlâ gidecek yol var, sisteme birikimlerini emeklilik döneminde maaş olarak almak için gelenlerin sayısı henüz az. Bu konuda farkındalığın arttırılması gerektiğine inanıyoruz.

Örneğin SGK’dan aylık 15-20 bin TL emeklilik maaşı alacak bir müşteri, BES’ten de ek 10 bin lira bir aylık maaş almak istese bunun için 56 yaşına gelene dek kabaca bugün değerleriyle 2 milyon lira biriktirmeli. 35 yaşına gelen bir katılımcının bunun için ayda 5 bin lira ödemesi gerekiyor. 22 yaşında biri ise 2500 lira öderse 2 milyona TL birikime ulaşabiliyor. Her bir gence, aylık gelirinin minimum yüzde 5’iyle başlayıp emeklilik yaklaştıkça aylık gelirinin yüzde 10- 15% ’ini ayırmasını tavsiye ediyoruz. Böylelikle emeklilik döneminde hayat standardını koruyabilecek bir emeklilik maaşını alabilme hayalini kurdurtmaya çalışıyoruz.

Maaş alan müşteriler artıyor

Emeklilik gelir planında maaş verdiğimiz müşterilerimizin sayısı artıyor ve bizim için en büyük mutluluk bu. Ortalama ömre göre düşünüldüğünde, örneğin 56 yaşında bir emekli için 25 senelik veya daha muhafazakâr bir yaklaşımla daha uzun sürelere yayılan bir ödeme planı yapılabilir. Müşterilerimizin dinamik olarak danışmanıyla hem fonlarını yönetip getiri kazanmaya devam edeceği hem de hayat standardına devam etmelerini sağlayacak geri ödeme planıyla birikimleri bitene kadar aylık maaş ödüyoruz. Ömür boyu maaş verilen sistemlerin ülkemizde başarıyla uygulanabilmesi ve müşterilerimizin emeklilik döneminde reel getiriler elde edilmesi için ise enflasyona endeksli hatta üstünde getiri sağlayan yatırım araçlarının emeklilik şirketlerine sağlanabilmesi çok kritik önemde.

Ne kadar emekli sistemde kalıp maaş almayı tercih ediyor?

Sistemin 20. yılına geldiğimizde toplam çıkışların dörtte biri emekliliği hak edenlerden oluşmaya başladı. Kayda değer bir birikimle emekliliği hak edenlerin üçte biri ise artık maaş teklifi ile sistemde kalıp emeklilik gelir planlarına geçiyor.  Farkındalığın artması ile bu oranın daha da yukarı çıkmasını bekliyoruz. Emekli olduktan sonra sistemde kalanlar için, getiri üzerinden çıkışta uygulanan stopaj oranının yüzde 5’e düşmesi diğer yatırım araçlarında pek olmayan önemli bir vergi avantajı. Bankadan fon alıp satıldığında çoğu fonda her satışta yüzde 10 stopaj ödeniyor. Burada ise yılda 12 defa istediğiniz gibi fon değiştirirken herhangi bir stopaj ödemesi söz konusu olmuyor. Bu açıdan baktığımızda da devlet katkısından bağımsız, iyi bir yatırım çeşitliğiyle, iyi bir emekli maaşı elde edilebiliyor. Hem aylık maaş alan hem de her ay maaş alırken iyi bir fon yönetimiyle birikimini ciddi oranda artırmış çok sayıda müşterimiz var. Elbette bunun için erken yaşta bilinçlendirme yapıp yönlendirmeye çalışıyoruz. Hatta Allianz Emeklilik Dünyası programımız ile emekliği yaklaşan müşterilerimize bu farkındalığı güzel avantajlar ile hissettiriyoruz.

Emekli olup emekli maaşı alan müşterilerimizin hikayelerini topluma anlatmanın da önemli olduğunu düşünüyoruz. Emekli maaşı alan müşterilerimizden üçüyle videolar hazırladık. Yaşadıkları süreci, emekli aylığı alma kararlarını ve bunun nasıl gerçekleştiğini memnuniyetlerini çok iyi anlatıyorlar. Gerçek müşterilerimizin hakiki ve samimi biçimde emekliliklerinde neler yapabildiklerini görüyoruz.

İyi bir tasarruf sisteminden iyi bir yatırım sistemine

Allianz olarak iyi bir tasarruf sistemini iyi bir yatırım sistemine dönüştürdük diyebilirim. Bundan sonraki aşamada müşterilerimizin iyi bir emeklilik geçirmesi için kazançlarına değer katmasına odaklanıyoruz. Yatırım sisteminden iyi bir emeklilik vaadine dönüştürmek için emeklilik hayaline ne kadar yaklaştırabiliriz, maaşlarını nasıl yükseltiriz, dert ettiğimiz konu bu.

Bu kadar dalgalanmanın yaşandığı bir ekonomik ortamda en büyük endişe enflasyonun üzerinde getiri elde edememek. Bu noktada eldeki birikimi korumak önemli hale geldi. Biz bu ekonomik ortamın yaşandığı son iki yılda enflasyonun üzerinde getiri sağlıyoruz. Ancak düşük katkı payıyla başlayanlar ödedikleri miktarı yükseltemiyor. Çünkü enflasyonun yüksek olduğu ortamda gelirden ihtiyaçlara ayrılan payın yükselmesinden dolayı tasarrufa az bütçe kalıyor. Ama bireysel emeklilik sistemi tasarrufların içinde önemli bir tercih olmaya devam ediyor.

Son aylarda milyonlarca kişi borsaya elindeki parayı korumak, trendi kaçırmamak için girdi. Fakat mevcut ekonomik konjonktürde tek bir hisse tek bir sektör bu yatırımları korumak adına ne kadar doğru bunu yaşayarak görüyoruz. O nedenle işinin uzmanları tarafından yönetilen ve Emeklilik şirketleri tarafından da performansları çok ciddi takip edilen BES fonları uzun sürede getiri sağlamak isteyen katılımcılar için en doğru adres olacaktır.

Çocuklara BES de olumlu etkiledi değil mi sistemi?

Evet, beklentileri de aştı hatta. Gelecek kaygısı yüksek bir toplum olduğumuzdan dolayı çocuk için birikim yapmak bizim kültürümüzün bir parçası. BES açısından da çocuk ve birikim güzel bir ikili oldu. Örneğin her ay altın almak yerine BES’ten altın fonu almak, üstüne de %30 devlet katkısı kazanmak çok avantajlı bir yatırım. Bazı müşterilerimiz ise çocukları için uzun vadede yerli ve yabancı hisse senetlerine yatırım yapan sürdürülebilirlik fonumuzu tercih ederek yine üstüne ek devlet katkısı almaya başladı. Bu kitle için yeni lansmanını yaptığımız yerli ve yabancı hisselere yatırım yapan tarım ve gıda fonumuzun da güçlü bir öneri olduğuna inanıyoruz.

Tamamlayıcı emeklilikteki potansiyel OKS’nin üç katı

Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) ile, Otomatik Katılım Sisteminin (OKS), işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği bir sistem kurulacak. TES’in 2024’ün son çeyreğinde hayata geçmesi öngörülüyor.

Altı yıl içinde de 24 milyona yakın çalışan OKS’ye girdi, zaman içinde 17 milyonu çıktı. 7 milyon çalışan OKS’de tasarruflarını değerlendiriyor.

Çalışanlara yönelik emeklilik sistemi birçok ülkede işveren katkısıyla uygulanıyor. Yapılan araştırmalar, işveren katkısı olması halinde çalışanların sistemden çıkmayıp tasarrufa devam edeceğini gösteriyor. TES’te çalışanın maaşından nasıl her ay yüzde 3 kesiliyorsa, belirli bir oranda da işveren katkısı sağlanacak. İşveren katkısının ne kadar olacağı, katılımın zorunlu veya gönüllü mü olacağı, sistemin kurgulanması aşamasında belli olacak.

İşveren katkısıyla ve zorunlu katılım olursa OKS’nin üç katı katılımcıya ulaşma potansiyeli görülüyor.